DEVAM: 11. RESUL-İ
EKREM S.A.V.'İN ASHABININ FAZİLETİ - OSMAN R.A.
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ عَبْدِ
اللَّه بْنُ
نُمَيْرٍ،
وَعَلِيُّ
بْنُ
مُحَمَّدٍ،
قَالاَ:
حَدَّثَنَا
وَكِيْعٌ.
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلَ
بْنُ أَبِي
خَالِد، عَنْ
قَيْسِ بْنُ
أَبِي
حَازِمٍ،
عَنْ
عَائِشَةَ،
قَالَتْ: -
قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسلَّمْ فِي
مَرَضِهِ:
((وَدِدْتُ
أَن عِنْدَي
بَعْضَ
أَصْحَابِي))
قُلْنَا: يَا
رَسُولَ
اللَّه! أَلاَ
نَدْعُو لَكَ
أَبَا بَكْرٍ؟
فَسَكَتَ.
قُلْنَا:
أَلاَ
نَدْعُو لَكَ عُمَر؟
فَسَكَتَ.
قُلْنَا:
أَلاَ
نَدْعُو لَكَ
عُثُمَان؟
قَالَ
((نَعَمْ))
فَجَاءَ،
فَخَلاَ
بِهِ،
فَجَعَلَ
النَّبِيُّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ
يُكَلِّمُهُ.
وَوَجْهُ
عُثُمَان
يَتَغَيَّرُ.
قَالَ قَيْسٌ:
فَحَدَّثَنِي
أَبُو
سَهْلَةَ،
مَوْلَى
عُثُمَان: أَن
عُثُمَان
بْنُ عَفَان
قَالَ، يَوْم
الدَّارِ: أَن
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسلَّمْ
عَهِدَ
إِلَيَّ
عَهْدَاً.
فَأَنَا
صَائِرٌ
إِلَيْهِ.
وَقَالَ
عَلِيّ فِي
حَدِيثِهِ:
وَأَنَا صَابِرٌ
عَلَيْهِ. قَالَ قَيْسٌ:
فَكَانَوا
يُرَوْنَهُ
ذَلِكَ الْيَوْمَ.
فِي
الْزَوَائِدِ:
إِسْنَادُهُ
صَحِيْح. رِجَالُهُ
ثِقَاتٍ.
Kays bin Ebi
Hazım r.a.’den rivayet edildiğine göre Aişe r.anha şöyle demiştir: ‘’Resulullah
sallallahu aleyhi ve sellem (son) hastalığında (bize hitaben): - ‘’Ashabımın
bazısının yanımda bulunmasına sevinirim’’, buyurdu. Biz (O’na): - Ya
Resulallah! Senin için Ebu Bekr’i çağırmayalım mı? dedik. O (bizim bu sözümüz
üzerine) sustu. (Bu kere biz O’na): - Ömer’i senin için çağırmıyalım mı? dedik.
O, yine sustu.(Bunun üzerine biz O’na): - Senin için Osman’ı çağırmıyalım mı?
dedik. Resul-i Ekrem: - ‘’Evet’’ buyurdu. (da gereği yapıldı.)
Biraz sonra Osman
geldi. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem onunla yalnız kaldı. (özel
görüştü.) Artık Resul-i Ekrem onunla konuşmaya devam ediyordu. Osman’ın yüzü de
(gittikçe) değişiyordu.
Ravi Kays dedi
ki: ‘’Osman r.a.’ın mevlası Ebu Sehle, daha sonra (Osman r.a.’ın şehid edilmesi
olayından sonra) bana şöyle söyledi: Osman bin Affan r.a.: ‘’Yevmi’d-Dar = Ev
günü: - Gerçekten Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem bana bir ahit söyledi.
İşte ben buna dönüşücüyüm, dedi.
(İbni Maceh’e,
isnadı ileten ikinci raviden birisi olan) Ali (bin Muhammed’in rivayet ettiği)
hadisinde (Osman r.a.’ın son cümlesi hakkında) dedi ki: ‘’Ben de bu ahit
üzerinde sabrediciyim’’
Ravi Kays: İşte
alimler, hadiste geçen ‘’Yevmi’d-Dar = Ev gününün’’ Osman’ın evinde muhasara
edildiği gün olduğu kanaatında idiler.
Not: Zevaid de:
''Bu hadis'in isnadı sahih, ravileri sikadır'' deniyor.
AÇIKLAMA: Bu hadis de Hz. Osman r.a.'ın Resül-i Ekrem s.a.v. katındaki mevkiini
göstermektedir: Efendimizin son hastalığında onunla görüşmeyi tercih etmesi, ev
halkından bile gizli tuttuğu özel görüşmede bulunup gelecekte vuku bulacak bazı
fitneleri ona açıklaması ve bu fitnelerde hareket tarzını tayin ve tesbit etmek
lutfunu bahşetmesi her türlü takdirin fevkinde, üstün sevginin büyük bir
tezahürü değil mi?
Hadiste geçen عَهِدَ
إِلَيَّ
عَهْدَاً cümlesinin Tıybi tarafından şöyle yorumlandığını
Sindi nakleder:
Osman r.a. bu
sözü ile şunu demek istemiştir: «Reslil-i Ekrem, meydana geleceğini bana
bildirdiği fitne vuku bulduğunda benim sabretmemi ve savaş yapmamarnı buyurdu.»
«Zevaid»müellifi,
hadisin isnadının sahih ve ravilerinin sika olduğunu söylemiştir. İbn-i Hibban
da hadisi, İbn-i Maceh'in beyan ettiği seneddeki ravilerden Veki' yolu ile aynı
sened ve metin ile Sahih'inde tahriç etmiştir.
İbn-i Maceh'in
son ravi Muhammed bin AbdiIlah bin Numeyr'den rivayet ettiği ve Hz. Osman
r.a.'ın mevlası Ebu Sehle'nin naklettiği Hz. Osman'ın sözü: «Şüphesız
Resulullah s.a.v. bana bir ahit (söz) söyledi. işte ben buna dönüşücüyüm»
şeklindedir.
İbn-i Maceh'in yine
son ravi olarak hadis aldığı 2'nci zat Ali bin Muhammed'in rivayet ettiği ve
yine Hz. Osman r.a.'ın mtwlası Ebu Sehle'nin naklettiği Osman r.a.'ın sözü ise:
«Şüphesiz Resulullah s.a.v. bana bir
ahit (söz) söyledi ve ben ona sabrediciyim» şeklindedir.
Görüldüğü gibi
iki rivayetle alınan metinin yalnız son cümlesi ayrıdır: Bu ayrılık. mana
bakımından da bir fark teşkil etmez.
Tirmizi de
yalnız Ebu Sehe'nin sözünü ikinci ifade ile ve sadece «ve ene» tabiri yerine
«fe ene» tabiriyle rivayette bulunarak; bu hadis «Hasen sahih ğarib» tir
demiştir.
TİRMİZİ HADİSİ İÇİN BURAYA TIKLAYIN
TİRMİZİ’NİN ŞU HADİSİNİ DE TAVSİYE EDERİM BURAYA TIKLAYIN