SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

MUKADDİME

<< 115 >>

DEVAM: 11. RESUL-İ EKREM S.A.V.'İN ASHABININ FAZİLETİ  -  ALİ R.A.

 

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّار. حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَر. حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنْ سَعْد بْنُ إِبْرَاهِيْمَ؛ قَالَ: سَمِعْتُ إِبْرَاهِيْمَ بْنُ سَعْد ْبْنُ أَبِي وَقَّاص، يُحَدِّثُ عَنْ أَبِيهِ، عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسلَّمْ؛  - أَنَّهُ قَالَ لِعَلِيُّ ((أَلاَ تَرْضَى أَن تَكُونَ مِنَّي بِمَنْزِلَةِ هَارُونَ مِنْ مُوْسَى؟)).

 

Sa'd bin Ebi Vakkas r.a.’den,rivayet edildiğine göre Resul-i Ekrem Sallallahu aleyhi ve sellem Ali r.a.’a şöyle buyurmuştur: ‘’(Ya Ali!) Bana nisbeten sen, Musa’ya oranla Harun mevkiinde olmaya razı olmaz mısın?’’

 

 

AÇIKLAMA:     Buhari'nin, Mağazi bölümünün Tebuk savaşı bahsinde yine Sa'd bin Ebi Vakkas r.a.'dan rivayet ettiği bu hadis, daha tafsilatlı ve uzundur. Biz buraya tercemesini almakla iktifa edelim:

 

"Sa'd bin Ebi Vakkas r.a.'den rivayet edildiğine göre kendisi şöyle söylemiştir:

 

ResuluIlah s.a.v., Tebuk savaşına çıktı ve Ali r.a.'ı (Medine'de) vekil bıraktı. Bunun üzerine Ali:

 

«Ya Resuluııah! Beni çocuklar ve kadınlar arasında vekil mi bırakıyorsun?» dedi. Resul-i Ekrem de:

 

- Ya Ali! bana nisbeten sen, Musa'ya oranla Harun mevkiinde olmaya razı olmaz mısın? şu farkla ki, benden sonra Nebi yokttır,. buyurdu.

 

Miftahu'I-Hace'de deniliyor ki: Müslim ve Tirmizi'de yine aynı raviden rivayet edilen bu manadaki hadis şöyedir:

 

- «Bana oranla sen, Musa'ya oranla Harun gibisin. Şu kadar ki, benden sonra Nebi yoktur.»

Buhari, Müslim ve Müellifin Hz. Sa'd r.a.'den rivayet ettikleri metinler aynı manayı ifade etmektedirler.

 

Hadisteki benzetmeden maksad şudur:

 

«Ya Ali! Musa Nebi Tur dağına'a giderken Harun'u vekil bıraktığı gibi ben de Tebuk seferine çıkarken, seni vekil bırakmış oluyorum. Bu vekalet Nebilik görevine ait bir vekalet değil, daha önce savaşlara çıkıldığında Medine'de bir Emir bırakıldığı gibi bu kere sen bırakılmış bluyorsun.»

 

Rivayet edildiğine göre Ali r.a. vekil bırakılıp Resul-i Ekrem s.a.v.'de ordu ile hareket ettikten sonra münafıklar Hz. Ali gibi büyük bir kahramamn Medine'de bırakılmasını dedikodu konusu edince; durumu duyan Hz. Ali r.a.'de silahlanarak Nebi s.a.v.'in arkasından yetişerek savaşa katılma iznini istedi ve bu karşılıklı sohbet bu ada cereyan etti

 

Miftahü'l-Hace Kadi iyad'dan şunu nakleder:

 

«Rafiziler, İmamiye vesair Şii mezhebine bağlı fırkalar, hilafetin Hz. Ali r.a.'in hakkı olduğu ve Nebi'in bunu tavsiye ettiğine dair ileri sürdükleri delillerinden biri de bu hadistir. Bilindiği gibi yolunu tamamen sapıtan Rafıziler, öncelikle Ali'yi halife seçmedikleri nedeniyle bütün Sahabileri maazallah tekfir etmişler; bir kısmı da neden hakkını aramadı diye Hz. Ali'nin kafir olduğuna kail olmuşlardır. Aslında böyle bir söz söylemek küfrü muciptir. Aşırı gitmiyen İmamiye ve bazı fırkalar ise, Ashab-ı Kiram'a küfür isnad etmeyip Hz. AIi'yi ilk halife seçmedikleri için Sahabilerin hataya düştüklerini iddia etmişlerdir. Hakikatta ise onların iddiaları tamamen yersızdır. Hadiste hiç bir Şii fırkaya yarıyacak bir yön yoktur. Onda sadece Ali'nin fazileti vardır. Ama Ali'nin başka sahabiden üstünlüğüne veya eşitliğine dair bir girişim yoktur. Keza, ResuI-İ Ekrem'in vefatından sonra Hz. Ali'nin halifeliğine dair bir delalet de yoktur. Çünkü bu hadis, Hz. Ali r.a.'in Tebuk savaşına katılma isteği karşısında Medine'de kalıp savaş dönüşüne kadar idari işlerde vekillik yapması için buyurulmuştur.

 

Hz. Ali'nin benzetildiği Harun'un, Musa Nebi'den sonra kalıp onun yerine halife olmadığı da bir gerçektir. Çünkü meşhur olan haberlere göre Musa Nebi henüz hayatta iken ve ondan 40 yıl, önce Harun vefat etmiştir. Harun'un vekilliği Musa'nın münacata çıktığı muvakkat süre için olduğu gibi Hz. Ali'nin vekilliği de geçicidir.»

 

Miftahü'l-Hace müellifi daha sonra şöyle söyler;

 

Alimler demişler ki: Bu hadis, İsa Nebi'in gökten indiği zaman İslam şeriatı ile hüküm edeceğine delalet eder. Zira «Benden sonra Nebi yoktur.» emri açıktır.