SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

MUKADDİME

<< 117 >>

DEVAM: 11. RESUL-İ EKREM S.A.V.'İN ASHABININ FAZİLETİ  -  ALİ R.A.

 

حَدَّثَنَا عُثُمَان بْنُ أَبِي شَيْبيَةَ. حَدَّثَنَا وَكِيْعٌ. حَدَّثَنَا ابْن أَبِي لَيْلَى. حَدَّثَنَا الْحَكَمُ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنُ أَبِي لَيْلَى؛ قَالَ: - كَانَ أَبُو لَيْلَى يَسْمُرُ مَعَ عَلِيّ. فَكَانَ يَلْبَسُ ثِيَابَ الصَّيْفِ فِي الشِّتَاءِ، وَثِيَابَ الشِّتَاءِ فِي الصَّيْفِ. فَقُلْنَا: لَوْ سَأَلْتَهُ. فَقال: إن رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسلَّمْ بَعَثَ إِلَيَّ وَأَنَا أَرْمَدُ الْعيْنِ، يَوْم خَيْبَرَ. قُلْتُ: يَا رَسُولَ اللَّه! إِنِّي أَرْمَدُ العَيْنِ. فَتَفَلَ فِي عَيْنِي. ثُمَّ قَالَ ((الِلَّهِمَّ أَذْهِبْ عَنْهُ الْحَرَّ وَالْبَرْدَ)) قَالَ: فَمَا وَجَدْتُ حَرَّاً وَلاَ بَرْدَاً بَعْد يَوْمِئِذٍ. وَقَالَ ((لأَبْعَثَنَّ رَجْلاً يُحِبُّ اللَّه وَرَسُولُهُ، وَيُحِبُّهُ اللَّه وَرَسَولُهُ، لَيْسَ بِفَرَّارٍ)) فَتَشَرَّفَ لَهُ النَّاسُ. فَبَعَثَ إِلَي عَلِيّ، فَأَعْطَاهَا أَياهُ.

 

فِي الْزَوَائِدِ: إِسْنَادُهُ ضَعِيْف. ابْن أَبِي ليلى، شيخ وَكِيْعٌ، وَهُوَ مُحَمَّد، ضَعِيْف الحفظ. لأَيحتج بما ينفرد بِهِ.

 

Abdurrahman bin Ebi Leyla r.a.’dan rivayet edildiğine göre kendisi demiştir ki : (Babam) Ebu Leyla r.a., Ali r.a. ile akşamları görüşüp sohbet ederlerdi. Ali r.a., kışın yazlık elbise, yazın da kışlık elbise giyerdi. Biz (onun bu haline şaştığımız için kendisi ile iyi görüşen Ebu Leyla’ya) : ‘Keşke o’na sorsaydın (Neden mevsimlerin şartlarına göre giyinmiyor?)’ dedik. Bu talebimiz üzerine Ali r.a. şöyle dedi: ‘‘Hayber günü (Kale’nin fethi uzayınca) Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem haber göndererek beni huzuruna çağırttı. Halbuki, Hayber’(in fethi için çalıştığı) günü benim gözlerim ağrıyordu. Ben: - ‘‘Ya Resulallah! Gerçekten gözüm fena ağrıyor’’ dedim. Bunun üzerine Resulullah s.a.v., gözlerime tükürdü. Sonra: ‘‘Allahım! Sıcaklığı ve soğukluğu ondan (Ali’den) izale et’’ diye dua etti. Ali r.a : Artık ben o günden sonra ne sıcaklık ne de soğukluk duymadım, dedi.Ve Resulullah s.a.v.’in şöyle buyurduğunu anlattı: ‘‘Hayber halkı ile savaşmak için artık öyle bir adam göndereceğim (ona Müslümanların sancağını vereceğim) ki o, Allah’ı ve Resulünü sever, Allah ve Resulü de onu sever, o, geri çekilecek adam da değildir.> Bu emir üzerine orada bulunan Sahabiler artık bu övülen zat'ın kim olduğunu merak ve umutla düşünüp beklemeye başladılar. Daha sonra Resulullah s.a.v. Müslümanların sancağını vermek üzere Ali r.a.’e haber gönderip huzura çağırttı ve Sancağı ona verdi.’’

 

Not: Zevaid de: ‘’Bu hadis’in ravilerinden Veki’ ‘nin şeyh’i olan Muhammed bin Ebi Leyla’nın tek başına rivayet ettiği hadisler hüccet sayılmamaktadır. Zira hıfzı zayıf idi.’’ Deniyor. 

 

 

AÇIKLAMA:     Bu isnad zayıf ise de Hayber'in fethinin uzadığı günlerde Hz. Ali r.a.'in gözlerinin ağrıdığı, Resul-i Ekrem r.a. tarafından huzura çağırıldığı, göz hastalığının beyan edildiği, Nebi s.a.v.'in mübarek tükürüğü ile Ali r.a.'in şifaya kavuştuğu, s.a.v. tarafından övülen bir kişiye Sancağın verileceğinin Nebi efendimiz tarafından açıklandığını ve daha sonra Ali r.a.'in huzura alınarak Sancağın ona verildiğini ifade eden, fakat lafızlar bakımından az çok farklı metinler müteaddit senedler ile Buhari''de Hz. Ali r.a.'in menkıbeleri babında rivayet edilmiştir. Bunlardan bir tanesinin tercemesini almakla iktifa edelim:

 

Ashab-ı Kirdam'dan Sehl bin Sa'd es-Saidi r.a.'den, kendisinin şöyle söylediği rivayet edilmiştir:

 

Hayber'in fethi uzayınca Resul-i Ekrem s.a.v.'in şöyle buyurduğunu kendisinden işittim:

 

«Artık müslümanların sancağını yarın öyle bir adam'a vereceğim ki Allah onun iki eliyle fetih ve zaferi ihsan edecektir.»

 

Nebi'in bu emri üzerine orada bulunan Sahabiler, sancağın ertesi gün kime verileceğini düşünerek gecelediler. Sabahleyin herkes sancağın kendisine verileceği ümidi ile. Resul-i Ekrem s.a.v.'in huzuruna vardı. Biraz sonra Nebi s.a.v. :

 

- «Ali bin Ebi Talib nerdedir?» diye sordu. Ashab :

 

- Ali iki gözünden şikayetçidir (hastadır) Ya Resulallah! diye cevap verdiler. Bunun üzerine Resulullah s.a.v. :

 

- «Ona haber gönderin, onu bana getirin!,. buyurdu. Ali gelince Nebi s.a.v. onun gözlerinin içine tükürdü ve ona dua etti. Ali sanki hiç hastalık hali geçirmemiş gibi derhal tamamen şifa buldu. Bundan sonra Resulullah s.a.v. sancağı ona verdi. ..

 

Miftahü'l-Hace müellifi bu hadis ile ilgili olarak şöyle söyler:

 

Bu hadiste Hz. Ali'nin apaçık faziletleri, cesareti, Resul-i Ekrem'in talimatına kesin riayeti, Allah ve Resülünü sevdiği, Onların da kendisini sevdikleri beyan ediliyor. Diğer taraftan hadiste, Resulullah'ın sözlü ve fiili mucizeleri vardır. Kavli mucizesi, Hayber Kalesinin Ali'nin elleri üzerinde bir gün sonra fethedilecğini açıklaması ve bunun aynen gerçekleşmesidir. Fi'li mucizesi ise Hz. Ali'nin hasta gözlerine tükürmesi ile derhal şifasını sağlamasıdır.