18- BİR İLMİ TEBLİĞ
EDENİN FAZİLETİNİN BEYAN BABI
حَدَّثنَا
مُحَمَّد بْن
عَبْد اللّه
بْن نمير،
وعَلِيّ بْن
مُحَمَّد.
قَالَاَ:
حَدَّثنَا
مُحَمَّد بْن
فضيل.
حَدَّثنَا
ليث بْن أبِي
سليم، عَن
يَحْيَى بْن
عباد، أبِي
هبيرة
الأنصاري،
عَن أبِيه، عَن
زَيْد بْن
ثابت؛ - قَالَ
رَسُول اللّه
صَلى اللّه
عَلَيْهِ
وَسَلَّمْ:
((نضر اللّه
امرأ سمع
مقَالَتي
فبلغها. فرب
حامل فقه
غَيْر فقيه.
ورب حامل فقه
إِلَى من هُوَ
أفقه منه)) زاد
فِيه عَلِيّ بْن
مُحَمَّد
((ثلاث لا يغل
عَلِيّهن قلب
امرئٍ مسلم:
إخلاص العمل
لله، والنصح
لأئمة
المسلمين،
ولزوم
جماعتهم)).
Zeyd bin Sabit
r.a.’den rivayet edildiğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Selem şöyle
buyurmuştur: '' Benim sözümü işitip de (başkasına) tebliğ eden adamın yüzünü
Allah ağartsın. Çünkü fıkıh (kaynağı olan hadisleri) ezberleyen nice adamlar
fıkıhçı değillerdir. Ve fıkıhçı olan nice (hadis) hafızları kendilerinden daha
kuvvetli fıkıhçılara (hadisleri) iletebilirler. ''
(Senedeki
ravilerden) Ali bin Muhammed, hadisin metninde şu fıkranın da bulunduğunu
rivayet etmiştir.
'' Bir müslüman
kişinin kalbi, (şu) üç meziyete sahib olduğu müddetçe hiyanet, kin ve husumet
beslemez. Bu meziyetler: Ameli, tam bir ihlas ile Allah için yapmak,
müslümanların başındaki insanlar için hayır dilemek ve müslümanların
cemaatından ayrılmamaktır. ''
Diğer tahric:
Tirmizi, ilim. 2656
AÇIKLAMA:
Hadisin baş
kısmında Nebi s.a.v.'in bir sözünü rivayet eden kimseler için -Yüzünü Allah
ağartsın,. şeklinde terceme ettiğimiz dua cümlesi Sindi'nin beyanına göre şöyle
açıklanmıştır:
Hattabi:
Resulullah bu hadiste ravi kimse için -Nadaret. dilemiştir. Nadaret kelimesinin
sözlük manası: Yüz güzelliği ve parlaklığıdır. Burada ise ravi kimsenin yüzünün
ve değerinin güzelliği ve nimetIerle bezenmesidir. Dua cümlesinin manası: Benim
bir sözümü işitip tebliğ eden kimseyi Allah süslesin, güzelleştirsin, Cennetin
güzelliğine ve nimetlerine eriştirsin, yüzünü maddeten ve ma'nen ağartsın,
demek oluyor, demiştir.
Camiu's-Sağir
Şarihi el-Azizi de: Hadisleri tebliğ eden bir kimse ilmin parlamasına ve
Sünneti Seniyyenin canlanmasına çalışmış olduğu için, çalışması ile mütenasip
bir tarzda ona dua edilerek, dünyada ak bir yüzle ve sağ duyu sahibi halk
arasında itibarlı. değerli ve güzel bir şekilde yaşaması; ahirette de Cennetin
parlak nimetIeri ile taltif edilmesi ve böylece dünyada ve ahirette, mutlu.
sevinçli, parlak, ak ve güzel yüzlü olması dilenmiştir, demiştir.
İbn-i Uyeyne de
hadis talibi olan herkesin yüzünde bir manevi parlaklığın bulunduğu bu hadis
ile sabittir, demiştir.
Kadi Ebu't-Tayyib
et-Tabari de: Ben Resulullah s.a.v.'i rüyamda gördüm ve:
Ya Resulallah!
Bu duayı sen yaptın mı? diye sordum. Ve hadisin tamamını O'nun huzurunda
okudum. O'nun mübarek ve nurlu yüzü parlıyordu. Ben hadisin tamamını okuduktan sonra
ResuluIlah s.a.v. bana cevaben:
Evet ben onu
söyledim. buyurdu, demiştir.
Hadisin:
"Çünkü nice hadis ezberleyenler fıkıhçı değillerdir ... fıkrasının manası
şudur: «Fıkıh kaynağı olan hadisleri ezberleyen nice adamlar, bu kaynaklardan
fıkha ait hükümleri çıkarmaya muktedir değillerdir."
Bu fıkra, hadis
ravisinin fıkıhçı olmasının şart olmadığını, fıkıh bilgisi olmıyan kimsenin
hadis rivayetinde bulunabildiğine, böyle adamlardan da hadis alınabildiğine ve
bunların da tebliğe memur olduklarına delalet eder.
Hattabi diyor
ki bu fıkra, kuvvetli fıkıhçı olmıyan bir kimsenin hadis metnini
kısaltamayacağına delalet eder. Çünkü onun böyle bir kısaltma yoluna gitmesi,
kendisinden sonra gelen fıkıhçıların o hadisten fıkıh hükümlerini çıkarmalarına
engel olabilir.
Hadisin son
fıkrasında geçen ..... kelimesi şu iki şekilde okunabilir: «iğlal = hiyanet
etmek» masdarından alınma «YeğiIlu = hıyanet eder,. veya ..... = kin ve
düşmanlık,. masdanndan yapılma "Veğillii = kin ve düşmanlık eder,..
Fıkranın manası
da yukarda belirttiğimiz gibi: Müslüman bir adam'ın kalbi anılan 3 meziyete
sahip olduğu sürece o kalb hiyanet kin ve husumet beslemez, hak ve hukuktan
ayrılmaz, duygusal hareket etmez.
Fıkrayı şu
şekilde yorumlamak da mümkündür:
«(Şu» üç
meziyete tam manası ile sahib olmak müslüman adamın kalbinin şiarıdır. Bu
meziyetleri noksan yapmak hiyaneti, müslüman adamın kalbine yakışmaz.,.