DEVAM: 23 - İLİMDEN
FAYDALANMAK VE ONUNLA AMEL ETMEK BABI
حَدَّثنَا
زَيْد بْن
أخرم، وأبو
بدر، عباد بْن
الوليد،
قالاَ:
حَدَّثنَا
مُحَمَّد بْن
عباد الهنائي.
حَدَّثنَا
عَلِيّ بْن
المبارك الهنائي،
عَن أيوب
الختياني،
عَن خالد بْن
دريك، عَن ابْن
عمر؛ -
أَن
الْنَّبِيّ
صَلى اللّه
عَلَيْهِ
وَسَلَّمْ
قَالَ: ((من طلب
العلم لغير
اللَّه، أَوْ
أراد بِهِ
غَيْر
اللَّه،
فليتبوأ مقعده
من النار)).
İbni Ömer
r.a.’dan rivayet edildiğine göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle
buyurmuştur:
''
Kim Allah’tan başka bir şey için (dini) ilim talep ederse veya o ilimle Allah
rızasından başka bir maksad edinirse Cehennem’den olan üzerine hazırlansın. ''
AÇIKLAMA: Hadis, gerek ilim talep edilirken ve gerekse elde
edilen ilim işletilirken Allah rızasının düşünülmesini emrederek buna ters
düşen niyet ve maksadıarı besliyen kimselerin ilahi azaba müstahak olduklarını
bildiriyor.
Ramuzu'l-Ahadis'in
şerhinde aynen şunlar söyleniyor: İlmi çalışmada niyetin düzeltilmesi için
Allah rızası, ahiretteki azabtan kurtulmak, ilahi sevablar düşünülmelidir.
Dünya menfaatı, mevki, makam, zenginlik, padişahların teveccühüne mazhar olmak,
dost ve emsal arasında üstün bir değer kazanmak ve benzeri dünyadaki muvakkat
zevkler ile safalar ilmi çalışmanın amacı olmamalıdır. Bazı zatlar da: İlim
adamları niyetlerini tashih etmek isterlerse, cehaletten kurtulınak, eğitim ve
öğretim yolu ile halka yararlı olmak ve alimlerin azaldığı bir devirde ilmi
ihya etmek niyetini düşünmelidir, demişlerdir. Tabii bu niyetin yanında yine
Allah rızası melhuz olmalıdır. Şayet ilme çalışan kişi şeytani vesveseler,
şehvani duygular ve nefsi arzulardan sıyrılarak niyetini arzulanan şekilde
temizliyemezse ihlası gerçekleştiremedi, diye ilmi terketmesi tercih edilmez.
Çünkü cehaletin zararı niyetin ihlaslı olmayışının zararından daha büyüktür.
Ehveni şerri tercih etmek bir prensip olduğu gibi iki zararlı şeyarasında kalan
kişinin zararı nisbeten hafif olanı seçmesi gerekir. Diğer taraftan ilimle
meşguliyetini sürdüren bir kimsenin zamanla niyetini tashih etmesi umulur.
Nitekim Mücahid: Biz ilme talip olduğumuz sıralarda uzun boylu ihlaslı
niyetimiz yoktu. Sonra Allah bize niyetimizin tashihini nasib etti, demiştir.
Bazı alimler de: Biz ilmi Allah rızası için değil de başka maksadla talep
ettik. Fakat ilim bizim Allah rızasından başka maksadları gütmemize engel oldu,
demiştir.
Gazali de Muaz
r.a.'den rivayet edildiğine göre alimlerden Cehennem'e müstahak olanlar şu
gruplara ayrılırlar, der:
1. İlmini
hazine gibi gizliyerek başkasının bilmesini istemiyenler. Bunlar Cehennem'in
ilk tabakasındadırlar.
2. İlimde
padişah gibi kendisini eşsiz görür. ilminden bir mes'ele reddedildiği gibi
zaman hazmedemez ve öfkelenir. Bunlar Cehennem'in ikinci tabakasındadırlar ..
3. İlmini ve
yabancı ilmi konuları zenginlere ve eşrafa açıklayan ve başka insanlara
anlatmıyan grup da Cehennem'in üçüncü tabakasındadır.
4. Kendisini
fetva vermeye liyakatlı göstererek halka yanlış fetva verenler. Bunlar da
dördüncü tabakadadırlar.
5. Ehl-i
Kitabın söylediklerini söyliyenler S'inci tabaka ehlidir.
6. İlmini halk
arasında bir büyüklük ve şahsının anılmasına, övülmesine araç kılanlar 6'ncı
tabaka ehlinden olur.
7. İlmi
dolayısı ile beslediği kibir, gurur ve böbürlenmesi yüzünden hoplayan ve hiç
kimsenin nasihat ve ikazını kabul etmiyerek kendisini müstağni sayan grup da
Cehennemin 7'nci tabakasını boylar.
Bir haberde
rivayet edildiğine göre doğu ile batı arasını dolduracak kadar yaygınlaşan bir
şekilde, insanoğlu övgü toplar da bu övgüler Allah indinde bir sivrisinek
kanadı ağırlığınca değer taşımıyabilir' (Ramuzu'l-Ahadis şerhi Levamiu'l-Ukul
cild 4, salı. 481, 482, Mısır, Amire Matbaası yıl ? )