DEVAM: 23 - İLİMDEN
FAYDALANMAK VE ONUNLA AMEL ETMEK BABI
حَدَّثنَا
عَلِيّ بْن
مُحَمَّد،
والحسين بْن
عَبْد
الرحمن،
قالاَ:
حَدَّثنَا
عَبْد اللَّه
نمير، عَن
معاوية
النصري، عَن
نهشل، عَن
الضحاك، عَن
الأسود بْن
يزيد، عَن
عَبْد اللَّه
بْن مَسْعُود،
قَالَ: لو أَن
أهل العلم
صانوا العلم
ووضعوه عند
أهله لسادوا
بِهِ أهل
زمانهم. ولكنهم
بذلوه لأهل
الدنيا
لينالوا بِهِ
من دنياهم. فهانوا
عليهم.
-
سَمِعْت
نبيكم صَلى
اللَّه
عَلَيْهِ
وَسَلَّمْ
يَقُولُ ((من
جعل الهموم
هما واحدا، هم
آخرته، كفاه
اللَّه هم دنياه.
ومن تشعبت
بِهِ الهموم
فِيْ أحوال
الدنيا، لم
يبال اللَّه
فِيْ أَي
أوديتها هلك)).
قَالَ أَبُو
الحسن:
حَدَّثنَا
حازم بْن يَحْيَى.
حَدَّثنَا
أَبُو بَكْرِ
بْن أَبِي
شَيْبَةَ،
ومُحَمَّد
بْن عَبْد
اللَّه بْن
نمير. قالاَ:
حَدَّثنَا
ابْن نمير.
عَن معاوية
النصري، وكان
ثقة. ثُمَّ
ذكر الحديث
نحوه
بإِسْنَادُهُ.
فِيْ
الْزَوَائِدِ:
إِسْنَادُهُ
ضَعِيْف. فيه
نهشل بْن
سَعِيْد. قيل
إنه يروي
المناكير. وقيل
بَلْ
الموضوعات.
Abdullah İbni
Mes'ud r.a.’den şöyle söylediği rivayet edilmiştir:
Eğer ilim ehli,
ilmi(n değerini) koruyup onu liyakatlı olanların yanına koymuş olsalardı, ilim
sayesinde, zamanlarındaki insanların büyükleri olacaklardı. Lakin alimler, ilim
vasıtası ile dünya ehlinden bir takım menfaatler sağlamak için ilmi değerlendirmeden
dünya ehline mebzulen vermeye giriştiler. Bu sebeple dünya ehli yanında
alimlerin değeri de düştü. Ben sizin Nebiiniz Sallallahu Aleyhi ve Sellem’den
şöyle buyururken işittim:
'' Kim çok
arzuları tek arzu –ahirete ait arzu- haline döndürürse Allah, onun dünyaya ait
arzusu için yeterdir. Ve kim ki, dünya ahvali hakkındaki arzuları dağılırsa
veya arzular kendisini dağıtırsa onun dünyanın hangi deresinde helak olduğuna
Allah iltifat etmiyecektir. ''
İbni Maceh, Ebul
–Hasan’dan naklen ikinci bir sened ile de hadisi rivayet etmiştir.
Not: Zevaid de:
‘’Bu hadis’in isnadı zayıftır zira Nehsel bin Said’in münker hadisleri rivayet
ettiği söylendiği gibi mevdu hadisleri rivayet ettiği de söylenmiştir.’’
deniyor.
AÇIKLAMA:
Hadisin metni
iki parçadan ibarettir. ilk parça Ashab'dan AbduIlah İbn-i Mes'ud'a aittir. Bu
parça ilim adamlarının ilmin değerini korumalarına. rastgele insanlara ilim
aktarmaya girişmemelerine, ehil ve liyakatlı olan talibIere ilmi aktarmaya
çalışmalarının gereğine dikkatleri çekiyor. Ve böyle hareket edilmediği
takdirde ilim adamlarınm değerinin düşeceğine, hatta bil fiil düştüğüne parmak
basıyor.
Sindi'nin
beyanına göre Tıybi demişki: İbn-i Mes'ud'un -Ben sizin Nebi'nizden .. ,. -
şeklinde hitabı, tevbih mahiyetinde olup muhatablarını Nebi'in emrine muhalefet
etmeleri dolayısı ile kınıyor.
Hadis metninin
ikinci parağrafı ise; Resul-i Ekrem'in buyruğudur. Burada insanlarda görülen
arzuların birleştirilerek tek arzu haline getirilmesi ve bu tek arzunun da
ahiret saadetine ait arzu olarak tesbiti öngörülüyor ve böyle yapan bir
kimsenin dünyasına ait istek ve arzularının gerçekleşmesi yolunda Allah'ın
inayet ve yardımının ona erişeceğine işaretle Allah ona yeterdir, buyuruluyor.
Böyle hareket etmiyerek dünya ahvali hakkında beslediği istekleri dallanıp
budaklartan kimselerin, keza pek çok arzuların darbesi ile kendisini
toparlamaktan aciz kalarak dağılan kişilerin dünyanın hangi vadisinde ve hangi
arzunun tahakkuku peşinde koşarken helak olursa Allah Teala ona iltifat edip
bakmıyacak ve ona yardımcı olmıyacak, diye uyarı yapılıyor.
Hadisin
ravilerinden Nehşel bin Said'in münker hadisleri ve bazılarının dediğine göre
mevdu hadisleri rivayet ettiği gerekçesi ile isnadın zayıf olduğu Zevaid'de
belirtilmiştir. Sindi ise, El-Hakim'in sahih olduğunu tesbit ettiği İbn-i Ömer
tariki ile aynı hadisin rivayet edilmiş olduğunu bildirmiştir.