DEVAM: 18- HELA'DA
KIBLEYE DOĞRU VEYA SIRT ÇEViRMEK HAKKINDA RUHSAT VE MÜBAHLIK VERİLDİĞİ, FAKAT
ÇÖLLERDE MUBAH OLMADIĞININ BEYANI BABI
حَدَّثنَا
مُحّمَّد بْن
يَحْيَى.
حَدَّثنَا
عُبَيْد
اللَّه بْن
موسى، عَن
عِيْسَى
الحناط، عَن
نافع، عَن ابْن
عمر؛ قَالَ:
رَأَيْت
رَسُول
اللَّه صَلى
اللَّه عَلَيْهِ
وَسَلَّمْ
فِيْ كنيفه
مستقبل القبلة. قَالَ
عِيْسَى: فقلت
ذلك للشعبي.
فَقَالَ: صدق
ابْن عمر وصدق
أَبُو
هُرَيْرَة.
أما قول أَبِيْ
هُرَيْرَة
فَقَالَ: فِيْ
الصحراء لاَ
يستقبل
القبلة ولا
يستدبرها.
وأما قول ابْن
عمر، فإن
الكنيف لَيْس
فبه قبلة.
استقبل فيه
حيث شئت.
قَالَ أَبُو
الحسن بْن
سلمة.
وحَدَّثنَا
أَبُو حاتم.
حَدَّثنَا
عُبَيْد
اللَّه بْن
موسى، فذكر
نحوه.
(Abdullah) İbni
Ömer r.a.’den şöyle söylediği rivayet edilmiştir:
Ben, Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i kendi helasında kıble’ye doğru oturduğu halde
gördüm.
Hadisin ravisi
İsa dedi ki: Ben bu rivayeti Şa'bi’ye söyledim. Bunun üzerine Şa'bi şöyle cevap
verdi:
İbni Ömer doğru
söylemiş, Ebu Hureyre de doğru söylemiştir. Ebu Hureyre’nin sözüne gelince, O,
kişi çölde (abdest bozarken) kıble’ye dönmesin, sırtınıda vermesin demiştir.
İbni Ömer’in (mezkur) sözü(nün hikmeti) de şudur: Hela’da kıble yoktur. Sen
hela’da istediğin yöne dön.
Ebul Hasan: Bize
Ebu Hatim, ona da Ubeydullah bin Musa tahdis etti, dedi ve bu hadisin metninin
mislini anlattı.
AÇIKLAMA:
Nevevi.
EI-Mecmü' adlı kitabında hadisin isnadının Hasen olduğunu ve ravilerinin sıka
ve maruf zatlar olduğunu söylemiştir.
Sindi burada
şunları yazar:
Abdest bozarken
kıble'ye doğru durma yasağı aslında çöle mahsus olduğu halde burada söz konusu
edilen kavmin bu yasağı hem evlere ve çöl için eşit yorumladıkları anlaşılıyor.
Onlar evlerde de kıbleye doğru durmaktan hoşlanmadıkları için bu durumları Resülullah
s.a.v. tarafından red ediliyor, gönüllerinin yatışması için Resul-i Ekrem kendi
helasının kıble'ye doğru değiştirilmesini emrediyor ve böylece mevcut yasağın
çöle mahsus olduğunun onlarca da anlaşılmasını istiyor. Kıble'ye doğru durma
yasağının konulduğu andan beri çöle mahsus olduğu bu hadisten açıkca
anlaşılıyor. Dolayısıyla önce evlere ve çöle umumi bir yasak konup bilahare
evler için cevaz verildiği yorumunun isabetsiz olduğu da anlaşılıyor. Çünkü
eğer ilk konan yasak umumi olmuş olsaydı söz konusu kavrnin evde kıble'ye doğru
abdest bozmadan kerahat duymalarının normal karşılanması ve Resül-i Ekrem'in
tepkisine maruz kalmamaları gerekirdi. Zira bu şekil yoruma göre sonradan
yasağın umumiliğinin neshedilerek çöle tahsisi durumu bu kavim tarafından duyulmadıkça
ilk yasağa göre hareket etmeleri gayet normal bir şeydir. Hatta onlardan
beklenen tek şey bu olmalıdır. Hal böyle iken Resül-i Ekrem'in onların bu
davranışını hoş karşılamayışı nasıl yorumlanır? Demek ki bu kavim çöle ait
olarak konan yasağı evlere ele teşmil etmek hatasına düştüler ki Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu hatalarını red ederek yanlış anlamalara meydan
vermemek için evdeki helasını kıble'ye doğru değiştirtti.