SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

TAHARE

<< 471 >>

61- SARI BAKIR (KAB) İLE ABDEST ALMAK

 

حَدَّثنَا أَبُو بَكْرِ بْن أَبِي شَيْبَةَ. حَدَّثنَا أَحْمَد بْن عَبْد اللَّه. عَنْ عَبْد العزيز بْن الَمْاجشون. حَدَّثنَا عمرو بْن يَحْيَى، عَنْ أَبِيْهِ، عَنْ عَبْد اللَّه بْن زَيْد، صاحب الْنَّبِيّ صَلى اللَّه عَلَيْهِ وَسَلَمْ؛ قَالَ: أتأَنا رَسُول اللَّه صَلى اللَّه عَلَيْهِ وَسَلَمْ فأرجنا لَهُ ماء فِيْ تور مِنْ صفر، فتوضأ بِهِ.

 

Abdullah bin Zeyd (Radiyallahu anh)'den rivayet edildiğine göre şöyle söylemiştir:

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) (bir defa) bize gelmiş idi. Biz sarı bakırdan (mamul) bir tevr'de Ona su çıkardık. Kendisi de onunla abdest aldı.

 

 

AÇIKLAMA :

 

Sarı bakır, altına benzediği için bundan mamul kabtan abdest alınması, keza gusül edilmesi caiz mi? diye bir şübhenin meydana gelmemesi için bu hususta varid olan hadislere ait açılan bab ta rivayet olunan mezkur hadis Buhari ve Ebu Davud'un Sünen'inde de rivayet olunmuştur.

 

Ebu Davud'un «Sarı Bakır Kablardan Abdest Alma Babında» rivayet olunan bu hadisin açıklamasını yaparken EI-Menhel yazarı şu bilgiyi verir:

 

Tevr: Taş, sarı bakır veya başka maddeden mamul olup leğene benzeyen bir çeşit kabtır. Su içmek, yemek yemek ve abdest almak işinde kullanılır. Tevr'in, leğen olduğu da söylenmiştir.

 

 

HADIS'İN FIKIH YÖNÜ :

 

Hadis, abdest suyunu hazırlamak suretiyle abdest alana yardım etmenin caiz olduğuna ve rengi bakımından altın'a benzemekle beraber sarı bakır kabtan abdest almanın mekruh olmadığına delalet eder.

 

Ebu Ubey: «Buna binaen bakır vesair benzeri madeni kablardan abdest almanın caizliğine hükmedilerek halk'a ibadet hususunda kolaylık sağlanmıştır. Yalnız İbn-i Ömer (r.a.)'den edilen bir rivayete göre kendisi sarı bakır kabtan abdest almayı mekruh görmüştür. der.»

 

El-Ayni de "İbn-i Ömer (r.a.)'den bu hususta yapılan rivayetleri naklettikten sonra: İbn-i Ömer'in bıı keraheti kendisinin bakırın kokusundan hoşlanmaması anlamına yorumlamak mümkündür. Şayet fıkhi anlamdaki kerahet anlamı kasdediImiş ise onun bunu mekruh görmesi, Peygamber (s.a.v.)'den rivayet edildiği sabit olan ve bunun kerahetsiz olarak caiz olduğuna delalet eden hadislere karşı tutarsız kalır.» demiştir.