63- ERKEKLİK UZVUNA
ELİN DOKUNMASINDAN DOLAYI ABDEST ALMAK
حَدَّثنَا
مُحَمَّد بْن
عَبْد اللَّه
بْن نمير.
حَدَّثنَا
عَبْد اللَّه
بْن إدريس،
عَنْ هشام بْن
عروة، عَنْ
أَبِيْهِ،
عَنْ مروان بْن
الحكم، عَنْ
بسرة بِنْت
صفوان؛ قالت:
-
قَالَ رَسُول
اللَّه صَلى
اللَّه عَلَيْهِ
وَسَلمْ:
((إِذَا مسّ
أحدكم ذكره
فليتوضأ)).
Büsre bint-i
Safvan (Radiyallahu anha)'dan rivayet edildiğine göre, Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
«Biriniz, el ile
kendi erkeklik uzvuna dokunduğu zaman abdest alsın.»
Diğer tahric:
Malik. Şafii, Ahmed. Tirmizi, İbn-i Huzeyme. İbn-i Hibban, El-Hakim,
İbnü'l-Carud. Darekutni ve Tahavi
AÇIKLAMA :
Ebu Davud'un
Süneninde aynı başlık altında EI-Menhel yazarı şu malümatı vermektedir:
Hadisin «Eliyle
kendi erkeklik uzvuna dokunan» ifadesinden maksad perdesiz olarak dokunmaktır.
Çünkü Ebu Hureyre'den rivayet edilen bir hadiste Resülullah s.a.v.:
«Arada perde
olmaksızın eliyle kendi erkeklik uzvuna dokunan kimseye abdest almak vacib
olur.» buyurmuştur. Bu hadisi Ahmed bin Hanbel ve İbn-i Hibban rivayet
etmişlerdir. Esasen bu parçada geçen «Mess» kelimesi çıplak el ile ve perdesiz
olarak bir şeye dokunmaktır.
Hadisin «Abdest
alsın» emrinden maksad şer'i abdesttir. Sadece el yıkamak değildir. Çünkü
Darekutni'nin rivayetinde hadis şöyledir: «Biriniz kendi erkeklik uzvuna eliyle
dokunduğu zaman namaz için alınması gereken abdesti alsın.» Yine Darekutni'nin
başka bir rivayetinde şu mealde bir hadis vardır: "Kendi erkeklik uzvuna
eliyle dokunan abdestini iade etsin.»
İade kavramı
namaz abdesti için tahakkuk eder.
Hadisin zahiri,
erkeklik uzvuna dokunmaktan dolayı abdestin bozulmasına delalet eder. Ömer bin
El-Hattab, oğlu Abdullah, Ebu Hureyre, İbn-i Abbas, Aişe, Sa'd bin Ebi Vakkas,
Ata', Zühri, İbnü'l-Müseyyeb, Mücahid, Eban bin Osman, Süleyman bin Yesar,
İshak, Malik, Şafii ve Ahmed bin Hanbel (r.a.) buna hükmetmişlerdir. Onların
delili zikredilen hadis ile Darekutni'nin yukarda geçen iki rivayeti ve yine
Darekutni'nin Aişe (r.anha)'dan rivayet ettiği şu hadistir:
"Nebi
s.a.v. buyurdular ki, «tenasül uzuvlarına elleriyle dokunduktan sonra abdest
almadan namaza duranlara veyl olsun.»"
Bu hadis bir beddua mahiyetindedir. Beddua ise ancak gerekli olan bir
şeyi terk etmek üzere yapılır.
EI-Menhel
yazarı başka delilleri de zikretmiştir.
EI:Menhel
yazarı daha sonra erkeklik uzvuna elin dokunmasıyla abdestin bozulmadığına
hükmedenlerin başında Ali, İbn-i Me 'ud. Ammar , Hasan-i Basri, Rabia, Sevri,
Ebu Hanife ve arkadaşları (r.a.) gelir. Bunların delili ise Talk bin Ali'nin
gelecek olan (483 nolu) hadisidir. Tabarani ve İbn-i Hazm, Talk'ın hadisinin
sahih olduğunu Tehavi de onun isnadının doğru olduğunu ve İbnü'i-Medeni ise
Talk'ın hadisi Busre'nin (479 nolu) hadisinden hasen olduğunu söylemiştir.
Bunların delillerinden birisi de Tahavi'nin Ali (r.a.)'den rivayet ettiği şu
manadaki haberidir:
«Ben, burnuma
veya kulağıma veya erkeklik uzvuma elimle dokunmam, arasında bir fark görmem.»
Tahavi, İbnü'l-Mes'ud ve Huzeyfe (r.a.)'den de benzer haber rivayet etmiştir.
Erkeklik uzvuna
elin dokunmasıyla abdestin bozulmadığına hükmeden bu alimler, abdestin
bozulduğuna delalet eder. Busre'nin hadisi hakkında: Bu hadis herkesin mübteIa
olduğu yaygın bir mes'ele hakkında da varid olan bir ahad hadis'tir. Eğer sabit
olmuş olsaydı meşhur hadisler arasına geçerdi. Bunun sabit olduğu tesbit
edildiği takdirde normal abdest değil, el yıkama anlamında yorumlanır. Çünkü
sahabiler taşlarla istinca ederlerdi elleriyle tenasül uzuvlarına dokununca
bilhassa yaz günlerinde elleri kirlenmiş olurdu, demişlerdir.
Bazı alimler de
Busre'nin hadisi ile Talk'ın hadisini işler hale getirmek için Busre'nin
hadisindeki erkeklik uzvuna dokunmayı o yoldan idrar ve benzeri bir şeyin
çıkmasına yorumlamışlardır.
Tabii bu yorum
çok uzak bir te'vildir. Bu nedenle tutarsızdır.
Erkeklik uzvuna
dokunmakla abdestin bozulmadığına hükmedenlerin gösterdikleri en kuvvetli delil
olan Talk'ın hadisini "Şafii, Darekutni, Beyhaki, İbnü'l-Cevzi zayıf
görmüşlerdir. Şafii: «Biz Kays bin Talk'ın kim olduğunu soruşturduk onu
tanıyanı bulamadık. Bu nedenle biz onun haberini neye dayanarak kabul
edebiliriz» demiştir. Ebu Hatim ve Ebu Zür'a da: Kays bin Talk, sözü delil
sayılan kişilerden değildir. Onun hadisinin sahih olduğu tesbit. edildiği
takdirde de Busre'nin hadisi ile mensuhtur. Çünkü Talk hicretin ilk yılı
Mescid-i Nebevi yapılırken Peygamber'in yanma varmış, Busre ise hicretin
sekizinci yılı Mekke'nin fethedildiği yıl müslüman olmuştur. Talk mescid
inşaatında Peygamberimizi ziyaret ettikten sonra kavmine dönmüş ve ondan sonra
bir daha Peygamberimizin yanına geldiği sabit olmamıştır, demişlerdir. İbn-i
Hibban, Taberani, İbnü'l-Arabi ve El-Hazimi de Talk'ın hadisinin mensuh olduğuna
hükmedenlerdendir.
Alimlerin bir
kısmı tercih yolunu seçerek Busre'nin hadisini Talk'ın hadisine tercih
etmişlerdir. Çünkü Tirmizi, Darekutni, İbn-i Main ve Ahmed gibi bir çok imam
onun sıhhatına hükmetmişIerdir. Buhari de bu konuda varid olan en sahih hadis
Busre'nindir, demiştir.
Telhis'te beyan
edildiğine göre Beyhaki: Busre'nin hadisini Buhari ve Müslim tahric etmemiş ise
de bütün ravilerini hüccet saymışlardır. Buhari, Mervan bin El-Hakeıni bir kaç
hadiste sika saymıştır. Busre'nin hadisini te'yid eden şahidIerinin ve
tariklerinin çokluğu da tercih sebebini teşkil eder. el-Menhel yazarı bu arada
şahidIeri ve tarikleri sırayla nakletmiş ise de çok uzun olduğundan dolayı
buraya aktarmadım.)
EI-Menhel
yazarı daha sonra abdestin bozulmadığına hükmeden Hz. Ali ve diğer sahabilerin
sözlerine karşı abdestin bozulduğunu savunanlar şöyle demişlerdir, der:
Hz. Ali ve
arkadaşlarından rivayet olunan hadisler mevkuf eserlerdir. (Yani Resuluııah'ın
buyrukları değildir.) Bu nedenle bunlar Resuluııah s.a.v.'e merfu' olan sahih
hadislere denk tutulamazlar. «Busre'nin. hadisi Ehad haberidir», sözü
reddedilmiştir. Çünkü Busre'nin hadisini 17 sahabi rivayet etmiştir. Suyuti onu
mütevatir hadislerden saymıştır. El-Hakim: Sahabilerden ve Tabiilerden bir
cemaat bu hadisi Busre'den rivayet etmiştir. AbduIIah bin Ömer bin El-Hattab,
Abdullah bin Amr bin El-As, Said bin El-Müseyyeb, Umre bint-i Abdirrahman,
El-Ensari ye, AbduIlah bin Ebi Melike ve Süleyman bin Musa (r.a.) Busre'den
rivayet edenlerdendir, der.
Yukarıda geçen
açıklama ile erkeklik uzvuna dokunmanın abdesti bozduğu açıktır. Buna
hükmedenlerin konu hakkındaki ayrıntılı bilgileri aşağıya alınmıştır:
1)- Maliki
mezhebine göre erginlik çağına gelen kişinin perdesiz olarak kendi erkeklik
uzvuna eliyle dokunması abdesti bozar. Dokunmanın kasden veya sehven olması,
şehvet duyup duymaması, el ayası, kenarı, parmak uçları veya kenarları ile
dokunma arasında bir fark yoktur. Fakat; tırnak ve elin tersi ile dokunma
abdesti bozmaz. Mezhebin meşhur kavli budur. Perdeli olarak dokunmaya gelince,
üç kavil vardır: Meşhur kavle göre; bozmaz. Kadının kendi tenasül uzvuna
dokunması ise meşhur kavle göre abdesti bozmaz. Kişinin kendi dübürüne elini
dokundurması abdesti bozmaz.
2)- Şafii
mezhebine göre elin içi ile bir insanın tenasül uzvuna perdesiz olarak dokunmak
abdesti bozar. Kişinin kendi tenasül uzvuna veya başkasının tenasül uzvuna
dokunması farketmez. Tenasül uzvuna dokunulan kişinin, küçük veya büyük, erkek
veya kadın, diri veya ölü olması farketmez. Bir insanın dübürüne dokunmasının
hükmü de aynıdır. Elin içi derken elin ayası ve parmakların iç kısmı
kasdedilmiştir.
3)- Hanbeli
mezhebine göre erkeklik uzvuna çıplak el ile dokunmak mutlaka abdesti bozar.
Dokunanın erkek veya kadın olması, şehvetli veya şehvetsiz olması kendi tenasül
uzvu veya başkasının tenasül uzvu, elin ayası veya tersi yahut da kenarı
neticeyi değiştirmez. Dübürün hükmü de erkeklik uzvunun hükmüdür. Kadının kendi
tenasül uzvuna dokunması da abdestini bozar.
''EI-Menhel
yazarı yukarıdaki ayrıntılı. bilgilerini naklettiği çeşitli mezheb alimlerinin
dayandıkları delillerin bir kısmını da kasdetmiştir. Çok geniş olan bu konu
hakkında özlü olarak verilmesine çalıştığımız bu bilgiyi aktarmakla yetiniyoruz.
Daha geniş malumat isteyenler fıkıh kitaplarına ve hadislerin şerhlerine
müracaat edebilirler.''
HADİS'İN FIKIH
YÖNÜ :
Hadis erkeklik
uzvuna elin dokunmasından dolayı abdestin bozulduğuna delalet eder. Bu konuda
alimler arasında mevcut ihtilafı yukarda gördünüz.
HADİSİ T AHRİC
EDENLER
Malik. Şafii,
Ahmed. Tirmizi, İbn-i Huzeyme. İbn-i Hibban, El-Hakim, İbnü'l-Carud. Darekutni
ve Tahavi
Tirmizi ve
Darekutni hadisin sahih olduğunu da beyan etmişlerdir. El-Hafız İbn-i Hacer
Telhis'te: Hadisin bu konuda rivayet olunan bütün hadislerden daha sahih olduğu
Buhari'den nakledilmiştir, der. Ebu Davud: Ben Ahmed'e Busre'nin hadisi sahih
değildir, dedim. Ahmed, bilakis hadis sahihtir diye cevap verdiğini ifade
etmiştir. Yahya bin Main, Beyhaki ve Haziıni de sıhhatini beyan etmişlerdir.
Hadisin sıhhatine itiraz edenlerin gösterdikleri gerekçe ravi Urve'nin MervAn
bin El-Hakem aracılığı ile Busre'den rivayet etmesidir. Halbuki İbn-i Huzeyme
ve birkaç imam Urve'nin doğrudan Busre'den hadisi rivayet ettiğini kesin olarak
ifade etmişlerdir.
Büsre
(R.A.)'nin Hal Tercemesi Büsre bint-i Safvan bin Nevfel bin Abdi*l-Uzza bin
Kusayy El-Kureşiye El-Ese-diyo Mervan" bin El-Hakem'in teyzesi ve
Abdülmelik bin Mervan'm büyük dsde-sidir. Havileri Abdullah bin Amit, Urve bin
Zübeyr, Mervan bin El-Hakem ve Sald bin El-Müseyyeb'dir. İbn-i Maceh, Ebu
Davud, Tirmizi ve Nesal Büsrs'nin hadislerini rivayet etmişlerdir. Şafii, Büsre
muhacirlik şerefine kavuşmuştur, demiştir, ibn-i Mus'ab de Büsre'nin Resul-i
Ekrem'e biat edenlerden olduğunu söylemiştir. (El-Menhel cüz 2, Sah. 192)