DEVAM: 75- (NECASETİN
GİRMESİYLE> NECİSLENMEYEN SU MİKTARINI BEYAN
حَدَّثنَا
عَلِيّ بْن
مُحَمَّد.
حَدَّثنَا وَكِيْع.
حَدَّثنَا
حماد بْن
سلَمْة، عَنْ
عاصم بْن
الَمْنذر،
عَنْ عُبَيْد
اللَّه بْن عَبْد
اللَّه بْن
عمر، عَنْ
أَبِيْهِ؛
قَالَ: - قَالَ
رَسُول
اللَّه صَلى
اللَّه عَلَيْهِ
وَسَلمْ:
((إِذَا كَان
الَمْاء
قلتين أَو
ثلاثا، لَمْ
ينجسه شيء)).
قَالَ أَبُو
الحسن بْن
سلَمْة.
حَدَّثنَا أَبُو
حاتم.
حَدَّثنَا
أَبُو
الوليد، وأبو
سلَمْة، وابن
عَائِشَة القرشي؛
قَالُوا:
حَدَّثنَا
حماد بْن
سلَمْة. فذكر
نحوه.
فِيْ
الْزَوَائِدِ:
رجال
إِسْنَادُّهُ
ثقات. وقد
رواه أَبُو
داود
والترمذيّ،
مَا خلا قوله
"أَو ثلاث".
Abdullah bin Ömer
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre kendisi; Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
sellem) şöyle buyurdu demiştir: «Su iki veya üç kulleye ulaştığı zaman hiç bir
şey onu necis etmez.»
Not: Hadısin
isnadındaki ricalin sıka olduğu ve ''veya üç kulle ... '' kısmı hariç, hadisin
Ebu Davud ile Tirmizi tarafından da rivayet edildiği Zzvaid'de bildirilmiştir.
AÇIKLAMA : Müellif, her iki hadis, için ikişer sened
zikretmiştir. İlk hadiste Resulullah ls.a.v.)'e yöneltilen sorunun açıklamasını
yapan EI-Menhel yazarı şöyle der: 'Binek hayvanları ve yırtıcı hayvanlar su
içmek için defalarca vardıkları su'dan içtikleri gibi, ona işer ve tersleri de
ona karışır. Böyle bir su necis sayılırmı sayılmaz mı? diye Resulullah'a soru
sorulmuştur.'
Devabb: Bu
kelime, «Dabbe"nin çoğuludur. Dabbe lugatta yer yüzünde yürüyen hayvan
demektir. Genellikle dört ayaklı olup, binek olarak kullanılan hayvanlara
denir. Bazı lügat kitapları dabbe'yi binek hayvanı olarak tanımlamıştır.
Siba: .Sebu'un
çoğuludur. Yırtıcı hayvan demektir.
Kulleteyn:
«Kulle'nin tesniyesidir. 2 kulle demektir. Kulle, büyük küp ve testi demektir. Hattabi
«Kulle», elle taşınan ve içme suyu için kullanılan testi anlamında kullanıldığı
gibi. çok kuvvetli adamın kaldırabildigi büyük küp manasına da kullanılır.
Hadiste, çölde hayvanların sulandığı suyun durumu sorulduğu için buradaki
kulle'nin küçük testi anlamında kullanılmadığı açıktır. Çünkü, böyle bir suyun
bir iki testi miktarı ile sınırlandırılması örf ve adete aykırıdır.
ibn-i Cüreyc
(r.a.)'in rivayetinde hadisin metni şöyle geçer: ''Su, hecer kulleleri ile iki
kulle olduğu zaman ... " Hecer kulleleri hacimce malum ve meşhur olup. en
büyük kulledir." demiştir.
Bahreyn
tarafında bulunan Hecer şehrine mensup olan Kulleler ya orada yapılır Medine-i
Münevvere'ye getirtiliyordu. Yahut da Medine-i Münevvere'de yapılıyordu.
Kulle'nin,
hacim ölçüsü birimi ile ne kadar su aldığı hususuna gelince iki kulle Mısır
Rıtıl'ı ile dört yüz kırk altı tam yedide üç rıtıl'dır. Bizim ölçülerimizle 210
LT dir
«Şafii
ve arkadaşları bu hadis'e dayanarak: 'İki kulle miktarı olan su değişmedikçe
(renk, koku ve tadı bakımından), necasetin girmesiyle pislenmez' demişlerdir.
Ahmed ve Ebu Sevr'in mezhebi de budur. Bu görüşte olan alimlere göre iki
kulleye ulaşmayan suya necaset girdiği takdirde suyun vasıfları değişsin
değişmesin pislenmiş olur.
Ebu Hanife ve
arkadaşları şöyle demişlerdir: Durgun su, az olduğu zaman içine necaset girince
pis olur. Akan su ise, içinde necaset eseri zuhur etmedikçe temizdir ve
taharette kullanılır. Çok suyun bir kenarına necaset düştüğü zaman, suyun başka
bir kenarından abdest almak caizdir. Hanefi alimleri, çok suyun tarifinde
muhtelif kaviller söylemişlerdir. En meşhur kavle göre alanı 10 X 10 kulaç olan
bir su çok sayılır. Bu suyun derinliğindeki ölçü ise, ondan avuçlamakla dibinin
görülmemesidir. Zeylai şöyle der: «Ebu Hanife'den alınan zahiri rivayete göre
abdest alan veya gusül eden kişinin rey'i esastır. Eğer kuvvetli kanaatına göre
suyun bir kenarına düşen necaset diğer kenara ulaşmış ise o su kullanılmaz.
Aksi takdirde kullanılır. EI-Gaye'de yazar bunu zikrederek; en sahih kavlin bu
olduğunu söylemiştir.»
Tahavi de:
"Biz Kulleteyn hadisi ile hükmetmedik, çünkü kulleteyn miktarı sabit
değildir, demiştir."
İkinci
hadisteki: «İki kulle veya üç kulle ... » tabiri ile ilgili olarak şöyle der:
Bu tabir, ravinin tereddüdü için değil, Resull-i Ekrem (s.a.v.)'in
buyruğundandır. Bundan maksadı, söz konusu hüküm için suyun iki kulleden fazla
olmasının mahzurlu olmadığını, fakat iki kulleı'den eksik olmasının mahzurlu
olduğunu beyan etmektir.
HADİSİN FIKIH
YÖNÜ :
1)- Binek
hayvanlarının ve yırtıcı hayvanlarının su artığı necistir. Çünkü, eğer necis
olmasaydı soru ve cevabın anlamı kalmazdı.
2)- Bu
hayvanların sidik ve tersi necistir. Zira cevapta suyun iki kulle kadar olması
şart koşuluyor. Eğer bunlar necis olmasaydı az suyu bile necis etmezdi. Bu
hayvanların sidik ve terslerinin necis olduğu hadisten şöyle anlaşılıyor:
Yırtıcı hayvanlar suya vardıkları zaman içine girip işerler, uzuvları pislikten
boş olmaz. Bu hal, onların mu'tadıdır.
3)- Çok suya
necaset girdiği zaman evsafı değişmedikçe su temizleyicidir. Çünkü Ebu
Ümame'den merfu' olarak rivayet edilen bir hadiste şöyle buyuruluyor: «Hiç bir
şey suyu necis etmez. Fakat suyun kokusuna. tadına ve rengine galip gelen
necaset onu pisler.» İbn-i Maceh ve Taberani'nin rivayet ettikleri bu hadisin
senedi zayıf ise de manaları ile amel etmek hakkında alimlerin icmaı vardır.
4)- Su, iki
kulleden az olduğu zaman,necasetin girmesiyle vasıfları değişmese bile
necistir.
İlk hadisi
Nesai, Ebu Davud, Şafii, Ahmed, İbn-i Huzeyme, İbn-i Hibban, Hakim. Darekutni,
Beyhaki, Tahavi, Darimi ve Tirmizi de rivayet etmişlerdir. Hafız, Telhis'te
şöyle der: Hakim :
Bu hadis,
Buhari ve Müslim'in şartı üzerine sahih olup bütün ravileri ile ihticac
etmişlerdir, demiştir.
Bir Noktayı
Belirttlim: İki kulle veya daha çok olan suya bir necaset girdiği halde suyun
vasıfları değişmemişse abdest, ğusül ve necasetin giderilmesinde o su
kullanılabilir. Hanefi alimlerine göre çok sayılan suyun hükmü budur.
Mahir:
Yukarıdaki hüküm abdest, ğusül ve necasetten din'en temizlenmeye dairdir. Din
bize kolaylık sağlamış ve bu özellikteki su ile ibadete yeten tahareti kabul
etmiştir.