DEVAM: 79- YER YÜZÜNÜN
BİR KISMI DİĞER BİR KISMI TEMİZLER
حَدَّثنَا
أَبُو بَكْرِ
بْن أَبِي
شَيْبَةَ.
حَدَّثنَا
شريم، عَنْ
عَبْد اللَّه
بْن عيسى،
عَنْ موسى بْن
عَبْد اللَّه
بْن يزيد، عَنْ
امرأة مِنْ
بني عَبْد
الأشهل، قالت:
-
سألت
الْنَّبِيّ
صَلى اللَّه
عَلَيْهِ
وَسَلَّمْ،
فقلت: أَن
بيني وبين
المسجد طريقا
قذرة. قَالَ
((فبعدها طريق
أنظف
مِنْهَا؟))
قُلْتُ: نعم.
قَالَ ((فهذه
بهذه)).
Beni Abdi'l-Eşhel
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre şöyle söylemiştir :
Ben, Nebi
(Sallallahu aleyhi ve sellem)'e: Hakikatan benim (evim) ile mescid arasında
necis bir yol vardır, diyerek (bunun hükmünü) sordum. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve sellem) :
«O yoldan sonra
temiz bir yol vardır (değil mi?)» diye sordu. Ben de:
*Evet (vardır)
dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) : «İşte bu temiz yol o pis yola
tekabül eder.»*'
AÇIKLAMA :
Hadis, Ebu
Davud tarafından da rivayet edilmiştir. Oradaki rivayette kadının sorusu
şöyledir:
Ya Resulallah
(s.a.v.)! Mescide pis kokulu bir yolumuz vardır. Bize yağmur yağdığı zaman,
nasıl yapalim?"
El-Menhel
yazarı der ki: Soru sahibi kadının adı ve nesebi bilinmemekle beraber,
Ensar'dan bir sahabi'dir. Sahabi'nin tanınmaması mahzur teşkil etmez. Hattabi:
Bu kadın meçhul olup. meçhul ravi ile istidlal edilmez. Dolayısıyla hadis, söz
götürür demiş ise de, El-Münziri. Muhtasar'ında Hattabi'nin sözünü redederek:
Sahabi'nin adının meçhul oluşu hadisin sıhhatine te'sir etmez, demiştir.
Resul-i Ekrem
(s.a.v.)'e ait hadis metnini EI-Menhel yazarı şöyle açıklar: ,''Necasetlerin
toprağa karışması nedeniyle pis kokulu yol'dan eteğe dokunan şeyler, eteğin
temiz yola sürülmesi ile giderilir.''
Sindi şöyle
der: Hadisin zahiri Ümmü Seleme'nin yukarıda geçen hadisine muvafıktır. Ümmü
Seleme'nin hadisi gibi yorumlanması mümkündür. Ancak, bu hadis kısadır. Fakat,
Ebu Davud'un rivayet ettiği metin, bu yoruma müsait değildir. Çünkü orada
yağışlı havadaki geçişe ait durumun sorulduğu açıktır. Bu takdirde şöyle yorum
yapmak mümkündür:
Kadın, pis
kokulu yolda yağışlı havada yürümek insanı tiksindirdiği için biz mescide
gelmemekte özürlü sayılır mıyız, sayılmaz mıyız? demek istemiş; Resulullah
(s.a.v.)'de: Bunun mazeret sayılamıyacağını ve pis bir yoldan geçerken
duyduğunuz tiksintiye mukabil, biraz sonra temiz yolda yürürken rahatlık
duyarsınız, demek istemiştir.
İkinci bir
yorum şöyle olabilir: Kadın: 'Yağışlı havada pis yerden mescide giderken, o pis
yerin çamuru elbisemize veya vücudumuza isabet ederse buna ne yapalım?' demek
istemiş; Resul-i Ekrem (s.a.v.) de: 'Taharet asıldır. Şüpheye itibar edilmez'
demek istemiştir. Hadisin zahiri pis sokaktaki kesin necasetin yıkanmadan
giderilebileceğine delalet ediyor ise de Alimler: Elbise ve benzeri şeylere
dokunan necasetin ancak yıkamakla giderilebileceği görüşündedirler.''
HADİS'TEN
ÇIKARILAN FIKIH HÜKÜMLERİ :
1. Dini
hükümleri öğrenmeye çalışılmalıdır.
2. Kadınların
şer'i hükümleri alim'e sormaları meşrudur.
3. Müracaat
edilecek zatın büyüklüğü, kendisinden noksan olan kişilerin soru sormalarına
engel değildir.
4. Kadınların
mescidlere gitmeleri caizdir Ancak bir fitne teh!ikesinin olmayışı şartı
esastır.