SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

TAHARE

<< 545 >>

DEVAM: 84- MESTLER ÜZERİNE MESHETMEK HAKKINDA GELEN (HADİSLER)

 

حَدَّثنَا مُحَمَّد بْن رمح. أَنَا الليث بْن سعد، عَنْ يَحْيَى بْن سَعِيْد، عَنْ سعد بْن إبراهيم، عَنْ نافع بْن جبير، عَنْ عروة بْن المغيرة بْن شعبة، عَنْ أَبِيْهِ المغيرة بْن شعبة، عَنْ رَسُول اللَّه صَلى اللَّه عَلَيْهِ وَسَلَّمْ؛  - أَنَّهُ خرج لحاجته. فاتبعه المغيرة بإداوة فيها ماء. حَتَّى فرغ مِنْ حاجته، فتوضأ ومسح عَلَى الخفين.

 

Muğtre bin Şu'be (r.a.)'den rivayet edildiğine göre:

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) abdestini bozmaya çıktı. Muğire de içinde su bulunan bir matara ile Onu izledi. Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem) ihtiyacını giderdikten sonra (gelip) abdest aldı ve mestler üzerine meshetti."

 

 

AÇIKLAMA :

 

Bu hadisi Buhari, Müslim ve, Sünen sahipleri' uzun ve kısa metinler halinde rivayet etmişlerdir.

 

Bazı lafızlarda değişiklik varsa da hepsi Peygamber (s.a.v.)'in abdest aldığında mestler üzerine meshettiğini bildirmektedirler.

 

Bu hadisde mestler üzerine meshetmenin meşruluğuna delalet eder. İmamiye mezhebine mensub olanlar ile hariciler ve Ebu Bekir bin Davud Ez-Zahiri. mestler üzerine meshetmenin caiz olmadığını söylemişlerdir. Bunlarabdest almaya dair Maide suresinin 6. ayetini delil göstererek; bu ayette ayakların yıkanması emredilmiştir, derler. Ayrıca Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in abdest almayı öğrettiği şahsa: ''... Ve ayağını yıka .'' buyurması ve mestler üzerine meshetmekten bahsetmemesine dayanırlar. Bir de: 'Abdestte yıkanmayan topuklara azab olsun.' ile ayakları yikadıktan sonra: 'Ayakların yıkanması olmaksızın, Allah namazı kabul etmez.' mealIerindeki hadisleri mesned gösterirler ve meshe aİt hadislerin abdestayetiyle mensuh olduğunu söylerler.

 

Alimlerin cumhüru mestler üzerine meshetmenin caizliğine hükmetmişlerdir.

 

Hanefi alimlerinden İbnü'l-Himan Fethu'l-Kadir'de: 'Meshe ait hadisler çoktur. Ebu Hanife: Gün ışığı gibi apaçık delilleri bulduktan sonra mestler üzerine meshetmeyi caiz gördüm. Bunu caiz görmiyenin küfre gitmesinden endişelenirim. Çünkü bu hususta gelen eserler, tevatür haddini bulmuştur, demiştir. Ebu Yusuf da; Meshe ait haber meşhur olduğu için bununla ayetin neshi caizdir, demiştir' diye nakleder.

 

El-Ayni de : Meshetmenin caizliğini hiç kimse inkar edemez. Ancak sapık bid'atçı inkar edebilir, demiştir.

 

Hasan-i Basri de: 'Ben, yetmiş sahabiyle görüştüm. Hepsi mestler üzerine meshetmeyi meşru sayıyorlardı.' demiştir.

 

Şafiiler'den Nevevi: İcma'ın oluşmasında sözü muteber olan bütün alimler hazarda ve seferde, ihtiyaç olsun olmasın mestler üzerine meshetmenin caizliği husüsunda, icma' etmişlerdir. Hatta. evinden çıkmayan kadın ve yürüyemeyen sakat kimse bile meshedebilir. Yalnız, Şiiler ve Hariciler, meshin caizliğini inkar etmişler ki, bunların muhalefeti muteber değildir.

 

Malik'in mezhebi de meşhur rivayete göre cumhurun mezhebi gibidir.

 

Sayılamıyacak kadar çok tabii bu hususu sahabilerden rivayet etmişlerdir.

 

Ali, Aişe, İbn-i Abbas ve Ebu Hureyre (r.anhum)'un mestler üzerine meshetmeyi kabul etmediklerine dair yapılan isnad sabit değildir. Hz. Ali (r.a.)'e «Kitab. mestleri geçti.» şeklinde izafe edilen eser muttasıl bir isnad ile rivayet edilmemiştir. Hz. Aişe (r.anha)'nın: Mestler üzerine meshetme hükmü Ali bilir, diyerek mes'eleyi Hz. Ali'ye havale ettiği sabittir. İbn-i Abbas ise, abdest ayetinin inişinden sonra Peygamber (s.a.v.)'in meshetmesi sabit olmadığı zaman bundan kerahat ettiği, bilahare Peygamber (s.a.v.)'in meshettiği sabit olunca buna rücu' ettiği sabittir. Ahmed bin Hanbel; Meshin inkarı hakkındaki Ebu Hureyre'nin hadisi sahih olmayıp batıldır, demiştir.

 

Menhel yazarı yukarıda verilen bilgiyi naklettikten sonra şöyle der: «Yukarıda işaret edilen abdest ayetine ve hadislere dayanarak meshin caiz olmadığını söyliyenlerin sözü reddedilmiştir. Şöyle ki; Ayetin hadisleri nesh ettiğine dair sözleri tutarsızdır. Çünkü Ayet Müreysi savaşında nazil olmuş, halbuki Muğire'nin bu hadiste anlattığı olay, Müreysi' savaşından sonra vuku bulan Tebuk savaşında meydana gelmiştir. Cerir (r.a.)'in (543 nolu) hadisi, Peygamber (s.a.v.)'in bu ayetin inişinden sonra meshettiğini ispata kafidir.