88- ÇORAPLAR VE
PABUÇlAR ÜZERİNE MESHETMEK HAKKINDA GELEN (HADİSLER) BABI
حَدَّثنَا
عَلِيّ بْن
مُحَمَّد.
حَدَّثنَا وَكِيْع.
حَدَّثنَا
سُفْيَان،
عَنْ أَبِي قيس
الأودي، عَنْ
الهذيل بْن
شرحبيل، عَنْ
المغيرة بْن
شعبة؛
-
أَن رَسُول
اللَّه صَلى
اللَّه عَلَيْهِ
وَسَلَّمْ
توضأ ومسح
عَلَى
الجوربين والنعلين.
قَالَ أَبُو
داود: وكان
عَبْد
الرَّحْمَن
بْن مهديّ لاَ
يحدث بهذا
الحديث. لأن
المَعَروف عَنْ
المغيرة أَن
الْنَّبِيّ
صَلى اللَّه عَلَيْهِ
وَسَلَّمْ
مسح عَلَى
الخفين. وَقَالَ
الحافظ:
المغيرة
هَذَا ضعفه
عَبْد الرَّحْمَن
بْن مهديّ،
وغيره مِنْ
الأئمة.
El-Muğire bin
Şu'be (radiyallahu anh)'den rivayet edildiğine göre :
Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve sellem) abdest alırken çorapları ve pabuçları üzerine meshetmiştir."
Not: Ebu Davud
: Abdurrahman bin Mehdi, bu hadisi anlatmazdı. Çünkü El-Muğire'den ma'ruf olan
rivayet Nebi (s.a.v.)'in mestler üzerine meshetmesidir, demiştir. El-Hafız da:
Abdurrahman bin Mehdi ve başka hadis imamları El-Muğire"nin bu hadisini
zayıf saymışlardır, demiştir.
Diğer Tahric:
Tahavi, Tirmizi, ve Ebu Davud
AÇIKLAMA :
Tirmizi;
hadisin hasen-sahih olduğunu söylemiştir. fakat Ebu Davud notta belirtildiği
gibi hadisi zayıf görmüş ve Peygamber (s.a.v.)'in mestler üzerine meshettiğine
dair Muğire r.a.'nin rivayeti ma'ruf olduğu için; Abdurrahman bin Mehdi'nin bu
hadisi rivayet etmediğini söylemiştir.
EI-Menhel
yazarı: ''Fıkıhçılar ile hadisçilerin bir kısmı bu hadisi zayıf görmüştür, der.
Daha sonra Abdurrahman bin Mehdi'nin söz konusu hadisi rivayet etmemek için
gösterilen gerekçenin şu şekilde reddedildiğini nakleder: Peygamber (s.a.v.)'in
mestler üzerine mesh ettiğine dair El-Muğire r.a.'in rivayeti bu rivayete
muhalif değildir. Çünkü El-Muğire r.a.'in Peygamber (s.a.v.)'in mestler üzerine
meshettiğini görünce, bunu rivayet etmesi; başka bir zaman da çoraplar üzerine
meshettiğini gördükten sonra bu hali de rivayet etmiş olması muhtemeldir.
Beyhaki
Çoraplar üzerine mesh'e ait El-Muğire'nin hadisi münkerdir. Süfyan-i Sevri,
Abdurrahman bin Mehdi, Ahmed bin Hanbel, Yahya bin Main, Ali bin El-Medeni ve
Müslim bin El-Haccac, bunu zayıf görmüşlerdir, demiştir.''
HADİSİN MANASI:
Çorap diye
terceme ettiğimiz kelime başlıkta ve hadiste 'Cevreb' olarak geçer. Bu kelime
ile ilgili olarak EI-Menhel'de şu malümat vardır:
''Cevreb, pamuk
veya keten yahut yünden mest şeklinde imal edilir. EI-Lisan yazarı; Ccvreb,
ayak sargısıdır, demiştir. Dehlevi de: Cevreb, mesti kir ve ıslaklıktan
muhafaza etmek ve soğuktan korunmak için mest üzerine giyilen ve topukları
kapatan bir mest çeşididir, demiştir. El-Ayni de: İklimi soğuk olan Şam
dolaylarındaki halkın soğuktan korunmak için bükülmüş yüri ipliğinden imal
edilen ve topukların yukarısına kadar ayağa giyilen bir giyecektir, demiştir.''
Hadisin:
''Çorapları ve pabuçları üzerine meshetmiştir.'' ifadesinin manası ile ilgili
olarak EI-Menhel yazarı şöyle der: ''Yani pabuçları ve çorapları meshetmiştir.
Çorapıarın meshi esastır. Ayaklann yıkanmasına bedel olan mesh işi budur.
Pabuçlar üzerine, fazilet için meshetmiştir.
Pabuç; lügatta
ve arapların örfünde; mestten ayrı bir şeydir.
İbnü'l-Arabi:
(Pabuç olarak tarif ettiğimiz) ''Na'l'' , Peygamberlerin libasıdır. Halkın
tıkalarındaki çamur nedeniyle başka ayakkabılar imal etmiştir. Peygamber
(s.a.v.)'in na'lında kıl yoktu. Iki adet sınmı vardı. Katade' den rivayet c
edildiğine göre kendisi Enes bin Malik'e Peygamber (s.a.v.) 'in na'lının
şeklini sormuş. Enes de: İki sınmlı idi, demiştir. İbnü'l-Cevzi: Resul-i Ekrem
(s.a.v.)'in Na'lininin iki sınmı vardı. Bir sının ayağın büyük parmağı ile
yanındaki parmak arasından, diğeri de orta parmak ile küçük parmağın yanındaki
parmak arasından geçirilerek ayak üzerinde bulunan üçüncü sınmla birleştirildi.
Şemail-i Tirmizi'nin şerhinde böyle anlatılmıştır, der.
Hadis, pabuçlar
giyilmiş iken, çoraplar üzerine meshetmenin meşruluğuna delalet eder. Fakat,
yalnız patuçların üzerine meshetmenin caizliğine delalet etmez.
İbnü'l-Kayyim,
Tehzibu's-Sünen'de: Beyhaki demiş ki: Ebu'l-Velid, çorapların meshine ait
hadisi şöyle yorumIamıştır: Yani altına deri geçirilmiş olan çoraba meshetmiş.
Çoraba ve pabuca ayrı ayrı meshetmemiştir. 'Bence zahir şudur ki:
Müstakil
pabuçlar altında giyilmiş olan çoraplara meshetmiştir. Metindeki ifade tarzı
buna delalet eder. Çorabın altına geçirilmiş olan deriye arapların lügatında
"Na'l" denmez .. .'
Alimler
çoraplar üzerine meshetme hususunda ihtilaf etmişlerdir. Hanefi alimleri Ahmed
bin Hanbel İshak. bin Rahuye, Sevri ve İbnü'l-Mübarek: Buna meshetmek caizdir,
demişlerdir.
Çoraplar
mücelled yani, her tarafına deri çekilmiş olabilir. Münaal, yani yalnız altına
deri çekilmiş olabilir. Sahin yani ayakta durabilen, kalın ve su geçirmiyecek
şekilde sık dokunmuş olabilir. Dayanıklığı bakımından mezhebIere göre ayrı bir
takım şartlar vardır. (Mesela Hanefi alimlerine göre koşulan şartlardan birisi;
üzerinde üç mil kadar yürümeye dayanıklı olmasıdır.)
Maliki alimleri:
Çoraplar üzerine meshedebilmek için üstüne ve altına deri çekilmiş olması
şarttır, demişlerdir.
Ebu Hanife
sahin olan çoraplar üzerinde meshetmeyi caiz görmezdi. Fakat vefatından üç gün
ve bir rivayete göre bir hafta önce hastalığında sahin çorapları üzerine
meshederek: Ben halka yasaklamış olduğum şeyi yaptım, demiştir.
Şafii
alimlerine göre ard-arda üzerinde yürümeye dayanıklı olup, su geçirmeyen mest
ve benzeri giyecek üzerine mesh yapılabilir. Her tarafına veya bir kısmına deri
cekilmiş olsun olmasın farketmez. Mühim olan, onun sağlamlığı, dayanıklığı ve
su geçirmezliğidir.''
Yukarıda
belirtilen bütün mezhebIere göre topuklarla beraber ayakları örten giyeceğin
dayanıklı olması şart koşulduğu için hadiste geçen cevreb (çorab) ile
bildiğimiz ve kullanmakta oldUğumuz yün ve benzeri çoraplar kasdedilmemiştir.
Çünkü pabuçsuz olarak üç mil yürümeye bu nevi çorapIarın dayanmadığı veya su
geçirdiği bilinmektedir.