DEVAM: 89- SARIK
ÜZERİNE MESH ETMEK HAKKINDA GELEN (HADİSLER)
BABI
حَدَّثنَا
أَبُو طاهر،
وأحمد بْن
عمرو بْن السرح.
حَدَّثنَا
عَبْد اللَّه
بْن وهب.
حَدَّثنَا
مَعَاوية بْن
صالح، عَنْ
عَبْد العزيز بْن
مسلم، عَنْ
أَبِي
مَعَقل، عَنْ
أَنَس بْن مَالِك؛
-
قَالَ:
رَأَيْت
رَسُول
اللَّه صَلى اللَّه
عَلَيْهِ
وَسَلَّمْ
توضأ وعليه
عمامة قطرية.
فأدخل يده
مِنْ تحت
العمامة،
فمسح مقدم
رأسه، ولم
ينقض العمامة.
Enes bin Malik
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre şöyle söylemiştir :
Ben, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve sellem)'in abdest aldığını gördüm. (Mübarek) Başında
Kitriyye bir sarık vardı. (Mübarek)
Elini sarığın altına sokarak başının ön kısmını meshetti ve sarığı kaldırmadı.
AÇIKLAMA : (561, 562, 563
ve 564)
561 nolu Bilai
r.a.'in hadisini Müsliın ve Nesai de rivayet etmişlerdir. 562 nolu Amr r.a.'in
hadisini. Buhari ve Ahmed de rivayet etmişlerdir. Selman r.a.'ın hadisini Ahmed
rivayet etmiş, Tirmizi de EI-İlel'de rivayet etmiştir. Tirmizi'nin bu arada Ebu
Şureyh'in kim olduğunu Buhari'ye sorduğunu, Buhari'nin de: Tanımam, adını da
bilmem, diye cevap verdiğini, ayrıca seneddeki Ebu Müslim'in meçhul olup, adını
bilmediğini, Tuhfetü'l-Ahfezi nakleder. 564 nolu Enes'in hadisini de Ebu Davud
ve İbn-i Mace nakletmişlerdir. Zehebi: Sarık üzerine meshetmek hakkında Enes
(r.a.)'den rivayette bulunan Ebu Ma'kil tanınmıyor, demiş; İbnü'l-Kattan da: O
meçhuldür, demiştir.
Tirmizi:
"Çoraplar ve Sarık üzerine Meshetme'' babında El-Muğire bin Şu'be r.a.'den
iki rivayette bulunmuştur, Muğire, birincisinde Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in
mestler ve sarık üzerine meshettiğini; diğerinde hem sarık üzerine, hem de
başının ön kısmına meshettiğini bildirmiştir, Tirmizi, bu hadisin bir kaç
yoldan El-Muğire'den rivayet edildiğini, bazılarında başın üst kısmına ve
sarığa meshedildiğini, bazılarında başın üst kısmından bahsedilmediğini
belirterek bu babta Amr bin Ümeyye, Selman, Sevban ile Ebu Ümame'den rivayetler
bulunduğuna ve El-Muğire bin Şu'be'nin hadisinin hasen-sahih olduğunu
söylemiştir,
Müellifimizin
rivayet ettiği ilk iki hadiste Peygamber (s.a.v.)'in sarık üzerine meshettiği
bildirilirken, başa meshetmesinden söz edilmediği görülmektedir, Son iki
hadiste ise O'nun hem sarığa hem de mübarek başının ön kısmına meshettiği
açıklanmıştır,
Ebu Davud:
"Sarık Üzerine Mesh'' babında Sevban ve Enes bin Malik'in hadislerini
rivayet etmiş, Sevban'ın hadisinde başa meshedilmesinden bahsedilmemiş;
Enes'inkinde ise burada olduğu gibi bahsedilmiştir. EI-Menhel yazarı konu
hakkında aşağıdaki ma'lumatı vermiştir:
"Sevban
(r.a.)'ın hadisinin zahirine göre; yalnız sarığa meshetmek kafi olup, bunun
yanında başa da meshetmeye gerek yoktur, Alimlerin çoğu bu yola gitmişlerdir.
Tirmizi. Sünen'inde: 'Bu görüş sahabilerin alimlerinden bir kısmının kavlidir,
Ebu Bekir, Ömer ve Enes r.anhum bunlardandır, Evzai, Ahmed ve İshak da böyle
demişlerdir, der. Bu görüşteki alimler, sarık üzerine meshetmenin yeterli
olması için sarığın abdestli iken giyilmiş olması şart mıdır, değil midir? diye
ihtilafa düşmüşlerdir, Ebu Sevr: Sarığın abdestli iken giyilmiş olması şarttır.
demiştir, Diğerleri ise; şart değildir. demişlerdir. Keza Ebu Sevr'e göre;
sarık üzerine meshetmek, mestler üzerine meshetmek süresine tabidir. Yani mukim
bir gün, misafir de üç gün başına meshetmeden yalnız sarığa meshetmekle
yetinebilir. Bunların cumhuru, bu tahdidi koymamıştır.
Alimlerden bir
cemaat da : Sarık üzerine meshetmek, başa meshetmek yerine geçmez. demişlerdir.
Tirmizi: Sahabilerin ve tabiilerin alimlerinden bir kısmı; yalnız sarık üzerine
mesh yapılamaz, fakat sarıkla beraber başın bir kısmı meshedilirse olur,
demişlerdir. Malik, Şafii, Süfyan-i Sevri ve ibnü'l-Mübarek de böyle
demişlerdir.
El-Hattabi
şöyle der; ''Fıkıhçıların ekserisi yalnız sarık üzerine meshetmeyi men
etmişlerdir. Bu husüsta varid olan hadisleri şöyle yorumlamışlardır: ''Resul-i
Ekrem (s.a.v.), başının her tarafını meshederdi. Fakat sarıklı olduğu zaman,
başının bir kısmını meshetmekle yetinerek sarığını kaldırmazdı. Başına
meshetmediği kısım yerine sarığı üzerine mesh yapardı. Bu alimler; Muğire bin
Şu'be'nin haberi bu yoruma delalet eder. Çünkü Mugire, Resul-i Ekrem
(s.a.v.)'in abdest şeklini anlatırken:
" ... Ve
başının ön kısmına ve sarığının üzerine meshetti ... " diyerek, sarık üzerine
meshetmeyi, başın ön kısmına meshetmenin tamamlayıcısı olarak almıştır,
demişlerdir.
Bu görüşteki
alimler şunu da söylemişlerdir; Allah, başa meshetmeyi farz kılmıştır. Asıl
olan da budur. Yalnız sarığa yapılan meshe ait hadis, te'vile muhtemeldir.
(Yani sarıkla beraber başın bir kısmı da meshedilmiştir, denilebilir. Çünkü
böyle rivayetler de vardır,) Yapılmasının gerekliligi kesinlikle bilinen bir
asıl, muhtemel hadisle terkedilemez ... ''
Hanefi
alimleri: 'Sarık üzerine meshetmek caiz degildir. Bu, mestler üzerine
meshetmeye benzemez. Çünkü mestleri ikide bir çıkarmanın güçlügü dolayısıyla
bir ruhsat olmak üzere meshetme müsadesi verilmiştir. Sarığı çıkarmakta ise
böyle bir güçlük yoktur Sevban r.a.'ın hadisi, anlatılan savaş olayına mahsustur.
Yahut sarığa meshetmeye ait hadis mensuhtur' demişlerdir.
Maliki'ler ise:
Zaruret olmadıkça sarığa meshetmek caiz değildir, demişlerdir, Onların meşhur
kavli budur. Sevban r.a.'ın hadisini de zaruret haline hamletmişlerdir.''