DEVAM: 91- TEYEMMÜMDE
BİR DARBE HAKKINDA GELEN HADİSLER BABI
حَدَّثنَا
عثمان بْن
أَبِي شيبة.
حَدَّثنَا حميد
بْن عَبْد
الرَّحْمَن،
عَنْ ابْن
أَبِي ليلى،
عَنْ الحكم،
وسلمة بْن
كهيل؛ أنهما سألا
عَبْد اللَّه
بْن أَبِي
أوفى عَنْ
التيمم. -
فَقَالَ:
الْنَّبِيّ
صَلى اللَّه
عَلَيْهِ
وَسَلَّمْ
عمارا أَن
يفعل هكذا.
وضرب بيديه
إِلَى الأرض
ثُمَّ نفضهما.
ومسح عَلَى وجهه. قَالَ
الحكم: ويديه.
وَقَالَ سلمة:
ومرفقيه.
فِيْ
الْزَوَائِدِ:
إِسْنَادُّهُ
ضَعِيْف. فيه
ابْن أَبِي
ليلى، واسمه
مُحَمَّد بْن
عَبْد الرَّحْمَن.
فضعفه مِنْ
قِبَل حفظه.
El-Hakem ve
Seleme bin Kuheyl (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre ikisi Abdullah bin Ebi
Evfa (r.a.)'e teyemmümden soru sormuşlar ve Abdullah (r.a.) :
Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem), Ammar (r.a.)'e şöyle teyemmüm etmesini emretmiştir, diyerek
ellerini yere vurduktan sonra silkelemiş ve yüzüne meshetmiş, El-Hakem
(Radiyallahu.anh)'in dediğine göre kollarını da meshetmiş ve Seleme (r.a.)'in
dediğine göre dirseklerine de meshetmiştir."
Not: Zevaid'de
bunun senedinde İbn-i Ebi Leyla bulunduğu, adının Muhammed bin Abdurrahman
olduğu, hıfzı yönünden zayıflığı dolayısıyla isnadın zayıf olduğu
bildirilmiştir.
AÇIKLAMA :
Abdurrahman bin
Ebza lr.anh)'ın 569 nolu hadisini Kütüb-i Sitte sahiplerinin hepsi rivayet
etmışlerdir. Bazı rivayetler, buradakinden daha uzundur. Ebu Davud'un teyemmüm
babında tahric ettiği rivayet buradakinden nisbeten uzun olduğu için mealen
buraya alalım: Abdurrahman b. Ebza (r.a.)'den şöyle demiştir:Ben Ömer b.
el-Hattab (r.a)'ın yanında idim. Bir adam geldi ve;(Ya emire'l-mu'minin) biz
bir iki ay bir yerde kalıyoruz. (Cünub oluyor su bulamıyoruz, ne yapalım?)
dedi. Hz. Ömer;
Ben olsam su
buluncaya kadar yıkanmam, cevabını verdi. (Orada bulunan) Ammar şöyle dedi:
Ya
emir'el-mu'minin, hatırlıyor musun? Hani seninle deve (gütmek) de idik de
ikimiz de cünup olmuştuk. Bunun üzerine ben yerde yuvarlandım.Resulullah
(s.a.v.)'e gelip durumu söyledim. Resulullah;
"Şöyle
yapman sana yeterdi" buyurdu ve ellerini yere vurdu, sonra onlara üfledi.
Sonra da elleriyle yüzünü ve kolunun yarısına kadar ellerini meshetti. Hz.
Ömer:
Ya Ammar
Allah'tan kork! dedi. Ammar da: Ya Emirel-mu'minin, eğer sen istersen vallahi
bunu ebediyyen (bir daha) söylemem, dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer:
Hayır, vallahi
bundan (teyemmüm hadisesinden) üzerine aldığın sorumluluğu sana bırakıyorum,
dedi.
Ömer r.a. ile
Ammar r.a. arasmda cereyan eden sohbette Ömer r.a. cünüplük için teyemmümün
caiz olmadığma ve namazı te'hir etmeye ait görüşünü beyan etmiştir. Ammar
r.a.'m teyemmümünün aslı hakkmda bir bilgisi bulunduğunu, kendisini toprak
içinde yuvarlamasından ve bundan sonra namaz kılmasmdan anlıyoruz. Resul-i
Ekrem s.a.v.'e baş vurduktan sonra cünüplük için de teyemmüm yapılacağına ve
teyemmümün alınış şekline ait ma'lumatı öğrenmiş oluyor.
Hadisin
zahirine göre teyemmümde yüz ve kolları mashetmek için elleri bir defa toprağa
vurmak kafidir. Bazı alimler böyle demişlerdir. İleride açıklayac&ğız.
Elleri iki defa toprağa vurmanın gerekliliğine hükmeden alimler: Bu hadis,
meshetmeyi öğretmek içindir. Tam bir teyemmümün etraflıca anlatılması için
değildir, demişlerdir.
Kolların
meshinde, dirseklere kadar mesh yapılmamış, bileklerin biraz ilerisine kadar
gitmekle yetinilmiştir. Teyemmümde ellere, bileklere kadar meshetmek kafidir.
diyen alimler bu hadisi delil göstermişlerdir DirseklerIe beraber kolları
meshetmek gerekir, diyen alimler yine öyle cevap vermişlerdir. Yani burada
teyemınüın şekli öğretiliyor ama gereken bütün teferruat anlatılmıyor.
Ammar r.a.'ın
Ömer r.a.'e söylediği: İstersen ebediyen bunu anlatmayacağım. sözünden maksadı
şudur: 'Eğer bu hadisi anlatmamam halindeki maslahatı, anlatmam halindeki
yarara tercih etme görüşünde isen ben susarım. Çünkü günaha girme durumu haric,
sair işlerde halife olman hase-biyle sana itaat etmek bana vacibtir,' Ammar'ın
şu görüşte olması muhtemeldir:
'Bildiği sünneti
tebliğ etme hizmetini ifa etmiş durumdadır. Bundan sonra sussa dahi, bildiğini
gizleyenlere dahil olmayacaktır. Ziyadesi ile tebliğ ise ona vacib değildir.'
Ömer (r.anh)'in
O'na: Söz konusu mesele hakkında söylediğin sözün sorumluluğunu sana bırakıyoruz.
demesinin sebebi şu olabilir: Ammar (r.anhl'ın hatalı olduğuna kesin kanaat
sahibi olmadığı gibi olayı da hatırlayamamıştır. Bu nedenle kendisinin unutmuş
olabileceğini veya Ammar (r.anh)'ın yanılabileceğini düşünmüştür.
HADİSTEN
ÇIKARILAN FIKHİ HÜKÜMLER :
1- Öğretici bir
mes'eleyi öğretirken, en açık yolla izah etmelidir.
2- Teyemmümde
yüzü ve kolları meshetmek için elleri bir defa toprağa vurmak kafidir. (İlerde
izah edilecektir.)
3 - Elleri
toprağa vurduktan sonra ellere fazla toprak yapışmış ise, onları silkelemek
meşru'dur.
4 - Teyemmümde
bir defadan fazla mesh yapmak müstahab değildir. (Bu hüküm elleri silkelemekten
anlaşılır.)
5 - Kolların
meshinde elleri bileklere kadar meshetmek kafidir. (Bu hususta ilerde izahat
verilecektir.)
6 - Nebi s.a.v.
zamanında Sahabiler ictihad etmiştir.
7 - Müctehid,
olanca gücünü harcadığı takdirde ictihadında isabet etmemiş olsa bile kınanmaz
ve ichtiadı ile amel ettiği zaman, bilahere yanıldığı anlaşılsa bile yaptığı
ibadeti iade etmesi gerekmez.
570 nolu
hadiste AbduIlah bin Ebi Evfa (r.anh), Resül-i Ekrem (s.a.v.)'in Ammar
(r.anh)'a tarif ettiği teyemmüm şeklini anlatırken ellerini toprağa vurup
silkeledikten sonra yüzüne meshetmiştir.
El-Hakem demiş
ki: AbduIlah kollarını da meshetmiş, Seleme de: Abdullah yüzüne ve dirseklerine
meshetmiş. demiştir.