94- CÜNÜBLÜKTEN
ĞUSLETMEK HAKKINDA GELEN (HADİSLER) BABI
حَدَّثنَا
أَبُو بَكْرِ
بْن أَبِي
شَيْبَةَ،
وعلي بْن
مُحَمَّد.
قَالاَ:
حَدَّثنَا
وَكِيْع،
عَنْ
الأَعْمَش،
عَنْ سالم بْن
أَبِي الجعد،
عَنْ كريب
مولى ابْن
عَبَاس.
حَدَّثنَا
ابْن عَبَاس،
عَنْ خالته
ميمونة؛ قالت: -
وضعت
للْنَّبِيّ
صَلى اللَّه
عَلَيْهِ
وَسَلَّمْ
غسلا. فاغتسل
مِنْ الجنابة.
فأكفأ اإناء
بشماله عَلَى
يمينه, فغسل
كفيّه ثلاثا.
ثُمَّ أفاض
الماء عَلَى
سائر جسده،
ثُمَّ تنحى
فغسل رجليه.
(Nebi (Snllallahu
Aleyhi ve Sellem)'in muhterem eşlerinden) Meymune (r.anha)'dan şöyle demiştir :
Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) için gusül suyunu koydum. O da cünüblükten ğusletti. Önce sol
eliyle sağ eline kabı eğerek su döktü ve ellerini bileklerle beraber üç defa
yıkadı. Sonra avret mahalline güzelce su döküp yıkadıktan sonra elini toprağa
sürerek ovaladı. Daha sonra ağzına su aldı, burnuna su çekti yüzünü ve
kollarını üçer defa yıkadı. Bunun arkasında vücuduna su döktü. Bundan sonra
yerini değiştirerek ayaklarını yıkadı.
Tahric: Buhari,
Müslim, Tirmizi, Nesai ve Ebu Davud da bu hadisi az bir lafız farkıyla rivayet
etmişlerdir.
AÇIKLAMA :
Hadis, ğuslün
şeklini tarif etmektedir. Buhari, ve Müslim'de Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in sağ
eliyle sol eline su dökerek avret mahallini yıkadığını belirtmektedir.
Taharetlendikten scnra sol elini yere sürerek iyice ovduğunu Müslim
belirtmiştir. El-Menhel yazarı aynı başlık altında açılan ğusül babında rivayet
olunan hadisin açıklamasında şöyle der:
''Suyla taharetlendikten
sonra elin güzelce temizlenmesi için toprağa sürülmesinin müstahab olduğuna
hadis delalet eder. Toprakla güzelce ovaladıktan sonra ellerini tekrar yıkadığı
Buhari'de belirtilmiştir. İbnü'l-Dakiki'l-İyd şöyle demiştir:
'Avret
mahallindeki necaset suyla iyice giderildikten sonra necasetin kokusu kaldığı
zaman bazı fıkıhçılara göre zarar vermez. Şafii mezhebinde bu hususta ihtilaf
vardır. O kokudan afıv bulunduğu bu hadisten çıkarılabilir. Şöyle ki, Resul-i
Ekrem (s.a.v.)'in taharetlendikten sonra elini toprağa sürmesi boşuna değildir.
Necasetin giderilmesi için olduğu söylenemez. Çünkü necasetten en ufak bir şey
kaldığı takdirde taharet yapılmış sayılmayacağı alimlerin ittifakiyle sabittir.
Taharetten sonra elde necasetten bir şey kaldığı zaman avret mahalli de
temizlenmemiş olur. Necasetin tadını gidermek için elin toprağa sürüldüğü de
söylenemez. Çünkü tadın kalması necasetin kaldığına alamettir. Rengin
giderilmesi amacı da söz konusu edilemez. Çünkü ihtilam veya cinsi münasebet
dolayısıyla hasıl olan cünüplük haliyle ele yapışacak bir necaset rengini
gerektirmez. Olsa bile cidden nadir olur. Bu nedenle kokunun giderilmesi
ihtimali kalır. Taharetlenme esnasında giderilmesi vacib olan kokunun
giderilmesi için toprağa el sürülmesi caiz değildir. Çünkü avret mahalli iyice
temizlendikten ve giderilmesi gereken koku da iyice giderildikten sonra el
temiz olarak avret mahallinden ayrılmış olur. Böyle olmazsa ne avret mahalli
temiz sayılır ne de el. Şu halde giderilmesi gerekli olmayan bir rayiha izi kalmış
olabilir ki bu iz bağışlanmıştır ve bağışıklık kazanan muhtemel izin de
kalmaması için en güzel bir şekilde ihtiyatlı davranılarak el toprağa sürülmüş
olur.''
Hadis'te
Peygamber s.a.v.'in mubarek ağzına ve burnuna. su aldığı bildirilmekte ve
mazmaza ile istinşak ismini alan bu işlemin meşruluğu bildirilmektedir. Abdest
ve ğusül de ağız ve buruna su almanın hükmü hakkında alimler ihtilaf
etmişlerdir. İbnü'l-Mübarek, Ahmed ve İshak ile bazı alimler hem ğusülde hem de
abdestte vacibtir, demişler. Hanefi alimleri ve Süfyan-i Sevri; ğusülde vacib,
abdestte sünnettir, demişler. Malik ve Şafii ise; ğusülde de abdestte de
sünnettir, demişlerdir. Bu görüşler delilleri ile beraber abdest babında
genişce izah verilmiştir.
Hadis, mazmaza
ve istinşaktan sonra Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in mübarek yüzünü ve kollarını üçer
defa yıkadığı, bütün vücuduna su dökerek guslünü yaptıktan sonra başka bir yere
çekilerek ayaklarını yıkadığını ifade eder. Şu halde önce abdest almış fakat
ayak yıkama işini ğusülden sonraya bırakmıştır.
Buhari ve
Müslim'in rivayetlerinde Resul-i Ekrem s.a.v.'in ğusülden önce: ''Namaz abdesti
gibi abdest aldığı'' tabiri ve Buhari'nin rivayetinde: 'Abdest alırken
ayaklarını yıkama işini ğusülden sonraya bıraktığı' tasrih edilmiştir. Ebu
Davud'un Aişe r.anha'dan rivayet ettiği hadiste ise: Namaz abdesti gibi tam
abdest aldığı bildirilmektedir. Bunun zahirine göre ayaklarını da o zaman
yıkamıştır.
EI-Menhel
yazarı: ''Bu rivayetler arasında ihtilaf yoktur. Çünkü şöyle yorum yapmak
mümkündür. Resul-i Ekrem s.a.v. ğusülden önce abdest alırken bazen ayaklarını
da yıkardı.. Bazen de ayak yıkama işini ğusül'den sonraya bırakırdı. Değişik,
rivayetler dolayısıyla alimler muhtelif görüşler beyan etmişler:
Cumhur'a göre ayak
yıkamayı ğusülden sonraya bırakmak müstahabtır. Ebu Hanife ve arkadaşları ise;
'Eğer su toplanmıyacak bir yerde ğusül yapılacaksa ğusülden önce tam abdest
almak efdaldır. Şayet küvet, leğen gibi su birikecek bir yerde ğusül
yapılacaksa ayak yıkamayı ğusülden sonraya bırakmak daha efdaldır,
demişlerdir.'
Malik ise;
'Ğusledilen yer temiz ise ğusülden önce ayakları yıkamak müstahabdır, aksi
halde ğusülden sonra ayakları yıkamak müstahabdır.'
Şafii
mezhebindeki meşhur ve en sahih kavle göre tam abdest almak efdaldır. Çünkü
Aişe ve Meymune r.anhuma'dan edilen rivayetlerin ekserisi böyledir,,, demiştir.
Ğusülden önce
alınan abdestin hükmüne gelince; Cumhurun mezhebine göre sünnettir. Davud ve
Ebu Sevr'e göre vacibtir.
Aişe ve Meymune
r.anhuma'dan edilen rivayetlerin bir kısmında Resul-i Ekrem s.a.v. ğuslederken
mübarek başına üç defa su döktüğü tasrih edilmiştir. Buradaki 574 nolu rivayet
de böyledir. Nevevi: ''Başa üç defa su dökmenin müstahablığı hususunda
alimlerin ittifakı vardır. Arkadaşlarımızın bir kısmı vücudun sair kısmını başa
ve abdest uzuvlarına kıyaslayarak; üç defa yıkanması müstahabdır, demişlerdir.
Buna kimsenin muhalefet ettiğini bilmiyoruz. Yalnız arkadaşlarımızdan
Ebu'l-Hasan El-Maverdi bir defa'dan fazla su dökmek müstahab değildir demiş
fakat onun bu sözü terk edilmiş tutarsız bir sözdür.''
EI-Menhel
yazarı bu nakli yaptıktan sonra Hanefi ve Hanbeli alimlerinin de böyle
dediklerini fakat Maliki'lerin baştan başka vücuduh her hangi bir tarafını üç
defa yıkamanın müstahab olmadığını, abdestin ğusle kıyaslanamıyacağını çünkü
ğusülde çok güçlük olduğunu söylemişlerdir.
ĞUSLÜN FARZLARI
1 - Maliki
mezhebine göre ğuslün farzları niyet, vücudun her tarafını suyla yıkamak,
vücudu ovalamak, saçların arasını ovalamak ve ara vermeden ğuslü tamamlamaktır.
2 - Şafii
mezhebine göre ğuslün farzları niyet ile bütün. vücudu ve vücut üzerindeki saç
ve kılların tamamını suyla yıkamaktır.
3 - Hanefi
alimlerine göre ağız ve buruna su almak ile bütün vücudu yıkamaktır.
4- Hanbeli
mezhebine göre suyun deriye ulaşmasına mani herhangi bir madde ve necaset varsa
gidermek, niyet, besmele, ağız ve burun dahil vücudun her tarafını ve kılların
tamamını suyla ıslatmaktır.
Nevevi,
Müslim'in şerhinde; 'Ğusleden kişinin önemli olan şu hususa dikkat etmesi gerekir:
Avret mehallini güzelce yıkadıktan sonra, o yerin ve çevresinin cünüplüğünü
kaldırmak niyetiyle yıkanması uygun olur. Çünkü o esnada bacakların arasının
ğuslünü yapmazsa bilahere orayı unutabilir. Dolayısıyla ğuslü sahih olmaz. Bir
de başını ve vücudun sair yerlerini yıkayıp ğuslettikten sonra avret yerinin
ğuslünü yapmadığını hatırlarsa ya çıplak eliyle oraların ğuslünü yapması
gerekir, elini sürmesi icap eder ki avret mahalline el ayasının dokunmasıyla
abdesti bozulmuş, olur. Yahut da abdestinin bozulmaması için eline bir bez
bağlaması icab eder ki bu da bir güçlüktür. Şunu da belirtelim ki ğusül
yapılırken hiç kimse abdest almayı vacib görmemiştir.
Davud-i Zahiri
ve arkadaşları hariç. Onlara göre vacibtir. Cumhur'a göre abdest almak
sünnettir. ğusülden sonra namaz kılmak ve Kur'an'a dokunmak gibi abdestsiz
yapılamayan ibadetler ğusletmekle mübah kılınır. Yani cünüp olan kişi abdest
almadan vücudun her tarafına su dökerek ğuslünü yaptığı takdirde yaptığı ğusül
sahih olup onunla namaz ve benzeri ibadetler yapmak mübah olur, demiştir.
ĞUSLÜN EFDALİ
EI-Menhd yazarı
şöyle der: "Ğusledecek kişi kab'a ellerini batırmadan önce üç defa
yıkadıktan sonra avret mahallini güzelce yıkamalı ve vücudunun her hangi bir yerinde
bulunan necaset, kir ve suyun deriye yahut kıllara ulaşmasına engel olan ne
varsa gidermeli. Bundan sonra namaz abdesti gibi tam abdest almalı ve bunun
akabinde su avuçlayarak sakalını saçlarını hilallemelidir. Yani parmaklarını
kıllar arasına geçirip her tarafını ıslatmalıdır. Daha sonra başına üç defa su
dökmeli ve koltuklar altı göbek nahiyesi, kulaklar ve sair vücut kıvrımlarını
güzelce ovarak her tarafı ıslatmalı daha sonra başına üç defa su dökmeli,
vücudunun her tarafını yıkamalı ve ellerinin yetiştiği her tarafını
ovalamalıdır. Vücuduna su dökerken üst kısımlarına ve sağ tarafa öncelik
tanımalı. Ğusle başlarken niyet etmeli, vücudunda bulunan kılların her tarafını
güzelce ıslatmalıdır.