93- CÜNÜB OLUP,
ĞUSLETMEKTEN KORKAN YARALIYA AİT BAB
حَدَّثنَا
هشام بْن
عَمَّار.
حَدَّثنَا
عَبْد الحميد
بْن حبيب بْن
أَبِي
العشرين.
حَدَّثنَا
الأوزعي،
عَنْ عطاء بْن
أَبِي رباح؛
قَالَ:
-
سَمِعْت ابْن
عَبَاس يخبر
أَن رجلا
أصابه جرح
فِيْ رأسه،
عَلَى عهد
رَسُول
اللَّه صَلى
اللَّه عَلَيْهِ
وَسَلَّمْ.
ثُمَّ أصابه
احتلام. فأمر بالإغتسال،
فاغتسل، فكز،
فمات. فبلغ
ذلك الْنَّبِيّ
صَلى اللَّه
عَلَيْهِ
وَسَلَّمْ فَقَالَ
((قتلوه. قتلهم
اللَّه. أَوْ
لَمْ يكن شفاء
العي السؤال)).
قَالَ عطاء:
وبلغنا أَن
رَسُول
اللَّه صَلى
اللَّه
عَلَيْهِ
وَسَلَمْ قَالَ:
((لو غسل جسده
وترك رأسه،
حيث أصابه
الجراح)).
فِيْ
الْزَوَائِدِ:
إِسْنَادُّهُ
منقطع.
Ata' bin Ebi
Rebah (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Ben İbn-i Abbas (r.a.)'dan şu haberi
duydum, demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hayatta iken bir
adam başından yaralanmış sonra ihtilam olup ona gusül yapması gerekir denmiş,
kendisi de yıkanarak soğuk algınlığı neticesinde ölmüştür. Olay, Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e ulaşmış, bunun üzerine O :
«Onu öldürmüşler.
Allah onları öldürsün. Cehaletin şifası sormak değil miydi?» buyurmuştur.»
Ata': Ve
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in:
«Vücudunu
yıkayıp, başının yaralı yerini terketmiş olsaydı.» buyurduğu bize ulaşmıştır.»
Not: İsnadının
münkati' olduğu Zevaid'de bildirilmiştir,
AÇIKLAMA :
Evzai de bu hadisi
Ata' aracılığıyla İbn-i Abbas (r.a.)'tan rivayet etmiş olup, doğrusu da budur.
Beyhaki. müteaddit tariklerden rivayet ederek, zayıf olduğunu söylemiştir. Ebu
Davud ve Darekutni ise hadisi Ata' aracılığıyla Cabir bin Abdillah
El-Ensari'den rivayet etmişler, İbnü's-Seken de bunu sahih görmüştür. Ancak bu
senedde Ata'dan münferiden rivayet eden Zübeyr bin Harik adlı ravinin kuvvetli
olmadığını Darekutni söylemiştir. Hulalsa sargılar ve cebireler üzerine
meshetmek hususunda Resul-i Ekrem (s.a.v.)'den bir şey sabit olmamıştır. Lakin
Abdullah İbn-i Ömer (r.anh)'in bütün meshi yaptığı sabittir.
HADİSİN MANASINA
GELİNCE :
Başından yaralı adam,
ihtilam olunca, yarayı ıslatmaktan korkmuş, bu nedenle boy abdestini almamak
için bir çarenin bulunup bulunmadığını yanındakilere sorarak; su bulunmasına
rağmen mazeretim dolayısıyla teyemmüm yapabilir miyim? demek istemiş.
Yanındakiler de: Biz, senin için bir ruhsat olduğunu bilmiyoruz, demişlerdir.
Çünkü onlar, su bulunmadığı zaman teyemmüm yapılabilir. su varken teyemmüm
yapılamaz, itikadında idiler.
Hadiste geçen:
"Allah onları öldürsün.'' parçası, bilmeden fetva vermekten ve
müslümanlara zarar vermekten kaçındırmak için buyurulmuş olan önleyici bir
tehdit mahiyetindedir. Yoksa onların öldürülmesini dilemeK değildır. Hadis,
yanlış fetva verme neticesinde doğan zarar ölüm dahi olsa kısas yolu ile fetva
verenin öldürülmeyeceğine delalet eder.
"Cehaletin şifası
sormak değil midir?'' parçası ile öğrenmek ve bilenlere baş vurmak isteniyor. Resul-i
Ekrem (s.a.v.), kesin bilgi olmadan fetva verdiklerinden dolayı onları kınamış
ve dinde güçlük olmadığına dair İslami prensibi düşünmeme kusurunu
işlediklerinden dolayı onlara beddua etmiştir.
Ebu Davud'un
rivayetinde Resul-i Ekrem (s.a.v.)'e ait hadis metninde kişinin yapması gerekli
olan iş şöyle buyuruluyor: "Onun teyemmüm etmesi, yarasına bir bez
sarması, sonra bezin üstünü meshedip vücudunun kalan kısmmı y!kaması kafi
idi.''
Hattabi bu rivayetle
ilgili olarak: 'Burada yaralının sağlam vücudunu yıkaması ve teyemmüm etmesi
emrediliyor. Yalnız yıkanma veya yalnız teyemmüm kafi görülmüyor. Rey ehline
göre kişinin uzuvlarının azı yaralı ise hem yıkanır hem teyemmüm eder. Şayet
yaralı' uzuvlar çoğunlukta ise sağlam yerleri yıkamaya gerek yok. Teyemmüm
kafidir. Şafii mezhebine göre sağlam kısım çok olsun az olsun yıkanmalıdır.'
der.
EI-Menhel yazarı şöyle
der: "Hasılı su kullanmayı tehlikeli gören kişi, alimlerin ittifakıyla
teyemmüm edebilir. Şayet hastalığının artmasından veya iyileşmesinin gecikmesinden
endişelenirse Ebu Hanife ve Malik'e göre teyemmüm etmesi caizdir. Bu haliyle
kıldığı namazı bilahere iade etmez. Şafii mezhebinin racih kavli de budur. Her
hangj bir uzvunda yara, kırıklık gibi bir şey olup, üzerine cebire çekilmiş ve
açılması tehlikeli görülüyorsa Şafii'ye göre; cebire üzerine mesh yapılarak
teyemmüm yapılır ve eğer cebireyi abdestli iken koymuşsa, bilahere namazı iade
etmez.
Ebu Hanife ve Malik'e
göre vücudunun bir kısım yaralı olan kişinin bedeninin çoğu sağlam ise orayı.
yıkar. Yaraya da mesheder. Şayet çoğu yaralı ise teyemmüm eder. Sağlam yeri
yıkaması gerekmez. Ahmed bin Hanbei ise: Kişi sağlam yeri yıkar, yaralı yer
için teyemmüm eder, demiştir ..•
BU HADİS’İN EBU DAVUD
RİVAYETLERİ: