110 SU (ĞUSÜL) SU (MENİ)’DEN
DOLAYI GEREKİR BABI
حَدَّثنَا
أَبُو بَكْرِ
بْن أَبِي
شَيْبَةَ،
وَمُحَمَّد
بْن بشار.
قَالاَ:
حَدَّثنَا غندر،
وَمُحَمَّد
بْن جعفر،
عَنْ شعبة،
عَنْ الحكم،
عَنْ ذكوان،
عَنْ أَبِي
سَعِيْد
الخدري؛
-
أَن رَسُول
اللَّه صَلى
اللَّه عَلَيْهِ
وَسَلَّمْ مر
عَلَى رجل
مِنْ الأنصار.
فأرسل إليه.
فخرج رأسه
يقطر. فَقَالَ
((لعلنا أعجلناك؟))
قَالَ: نعم.
يَا رَسُولَ
اللَّه! قَالَ
((إِذَا أعجلت
أَوْ أقحطت،
فلا غسل عليك.
وعليك
الوضوء)).
Ebu Said-i Hudri
(r.a.h)'den şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Ensar'dan
bir adam'a uğramış ta kendisini çağırtmış. Adam da, başından su damladığı halde
hemen çıkmıştır. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
— «Galiba sana acele ettirdik» buyurmuştur.
Adam da :
— Evet, Ya Besulallahl diye cevap vermiş.
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : .
— «Sana acele ettirilir (de meninin çıkmasına
fırsat verilmez) veya meninin çıkmasından tutulursan sana gusül gerekmez de
abdest gerekir.» buyurmuştur.
Diğer tahric:
Buhari ve Müslim de bu hadisi rivayet etmişlerdir.
AÇIKLAMA :
Buradan ve
Müslim' de yapılan rivayetten Nebi (s.a.v.)'in Ensar'dan olan zat'ın evine
uğradığı ve onu çağırttığı anlaşılıyor. Müslim'in bir rivayetinde uğranılan
Ensari'nin İtban olduğu belirtilmiştir. Bazı rivayetIere göre uğranılan zat'ın
adı Salih'tir. Bu duruma göre olay iki yerde olmuştur.
Adamın,
başından su damlaya damlaya huzura çıkması üzerine durumu fark eden Nebi (s.a.v.)
:
''Her hangi bir
nedenle meni çıkmazsa yalnız cinsi münasebette bulunulmakla cünüblük halinin
olmıyacağını ve dolayısıyla ğusle gerek olmayıp abdest almakla yetinileceğini
bildirmiştir.''
Sindi, hadisin
(608, 609, 610 ve 611 nolu) hadislerIe mensuh olduğuna Cumhurca hükmedildiğini,
hatta müteahhirin alimlerinin bu nesih işinde icma' ettiklerinin söylendiğini
nakleder.
Sahabi ve
tabiinden bir cemaat meni inmedikçe cinsi münasebetle ğusül gerekmez, demiştir.
Ebu Eyyub- i Ensari, Ebu Said-i Hudri, İbn-i Mes'ud, Sa'd bin Ebi Vakkas, Ubeyy
bin Ka'b, Rafi' bin Hadic ve Zeyd bin Halid (r.anhum) böyle demişlerdir.
Tabiilerden de Ata' bin Ebi Rabah, Ebi Seleme ve Süleyman El-A'meş (r.a.) böyle
demişlerdir. Zahiriye mezhebine mensub alimlerin görüşü de budur. Delilleri ise
. Ebu Said-i Hudri (r.a.)'in mezkur hadisi, Ebu Eyyub-i Ensari (r.a.)'in (607
nolu) hadisi ve bunlara benzeyen Ebu Hureyre (r.a.) ile Osman bin Affan
(r.a.)'dan rivayet edilen hadislerdir. Fakat bu hüküm, Hulafa-i Raşidin, Aişe,
Abdullah bin Ömer, AbduIlah İbn-i Abbas, AbduIlah bin Mes'ud (r.anhum)'dan ve
diğer muhacirlerden rivayet olunan.hadislerle mensuhtur. Bu duruma muttali'
olan Osman bin Affan, Ali b Ebi Talib,
İbn-i Mes'ud ve İbn-i Abbas (r.anhum)'un ilk fetvalarından rücu' ettikleri
İbn-i Hazm tarafından açıklanmıştır. Nevevi de: 'Sahabilerden bir cemaat meni
inzal olmadıkça (çıkmadıkça) cima' (cinsi ilişki) ile ğusül icab etmez,
demişler ise de, bir kısmı bu fetvadan rücu' etmiş ve diğerlerden sonra, meni
gelsin gelmesin cima' ile ğuslün icab ettiği hakkında icma' olmuştur,' der.