111- SÜNNET YERLERİ
BİRBİRİNE KAVUŞTUĞU ZAMAN ĞUSLÜN GEREKLİLİĞİ HAKKINDA GELEN (HADİSLER) BABI
حَدَّثنَا
عَلِيّ بْن
مُحَمَّد
الطنافسي، وعبد
الرحمن بْن
إبراهيم
الدمشقي.
قالاَ: حَدَّثنَا
الوليد بْن
مسلم.
حَدَّثنَا
الأوزعي.
أَنْبَأَنَا
عَبْد الرحمن
بْن القاسم.
أَخْبَرَنَا
القاسم بْن
مُحَمَّد، -
عَنْ
عَائِشَة زوج
الْنَّبِيّ
صَلى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمْ
قالت: إِذَا
التقى
الختانان فقد
وجب الغسل.
فعلته أنا
ورَسُول
اللَّهِ صَلى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمْ،
فاغتسلنا.
Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in (mübarek) zevcesi Aişe (r.a.a)'den şöyle
demiştir :
Sünnet yerleri
birbirine kavuştuğu zaman gusül vacib olmuş olur. Ben ve Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) bunu yapmışız ve gusletmişizdir.
AÇIKLAMA :
Mu'minlerin
anası Hz. Aişe (r.anha)'nın, kardeşi Muhammed'in oğlu El-Kasım (r.a.)'a beyan
buyurduğu bu hadisi Tirmizi de rivayet etmiştir. O'nun rivayeti şöyle başlar:
'' Sünnet yeri
sünnet yerini geçtiği zaman ... ''
Bu rivayet daha
sarihtir. Çünkü tenasül uzuvlarının birbirine dokunması ile ğusül gerekmez.
Ancak erkeğin tenasül uzvunun sünnet yeri içeri girerse o zaman ğusül gerekir.
611 nolu hadiste de bu açıklık vardır. Tirmizi, Hz. Aişe (r.anha)'nın hadisini
müteaddit senedlerle rivayet ederek hasen-sahih olduğunu belirtmiştir. Bu arada
şunları da söyler: 'Bu hususta Ebu Hureyre, Abdullah bin Amr ve Rafi' bin
Hadic'ten de rivayetler vardır. Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali ve Aişe
(r.anhuma)'nın dahil oldukları alim sahabilerin ekserisi, Tabiilerin
fıkıhçıları ve onlardan sonra gelen Süfyan-i Sevri, Şafii, Ahmed ve İshak gibi
fıkıhçılar: Sünnet yerleri birbirine kavuşunca (= erkeğin sünnet mahalli duhul
edince) ğusül gerekir, demişlerdir.''
Tuhfetu'l-Ahvezi
yazarı da: 'Hz. Aişe (r.anha)'nın hadisinin zahirine göre maksadı şudur: ''Meni
nazil olmasa bile duhul olunca ğusül gerekir ve ''Su ancak su'dandır.''
mealindeki hadis mensuhtur.'', demiştir.
Sindi:
'Buradaki rivayete göre hadis, Hz. Aişe (r.anha) üzerinde mevkuf ise de
Müslim'de ve başka kitapIarda merfu' olarak rivayet olunmuş sahih bir hadistir.
Merfu' olmakla delil oluşu tamamlanır .. .' demiştir .