117- KIZ, MÜSTAHAZA
OLARAK KAN GÖRMEYE BAŞLADlĞI ZAMAN VEYA MÜSTAHAZA'NIN ESKİDEN HAYIZ GÜNLERİ
BULUNUP UNUTTUĞU ZAMANDAKİ DURUMU HAKKINDA (GELEN) HADİSLER BABI
حَدَّثنَا
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ.
حَدَّثنَا
يزيد بْن
هارون. أَنْبَأَنَا
شريك، عَنْ
عَبْد اللَّه
بْن مُحَمَّد
بْن عقيل،
عَنْ إبراهيم
بْن مُحَمَّد
بْن طلحة،
عَنْ عمه
عمران بْن
طلحة، عَنْ
أمه حمنة بِنْت
جحش؛ -
أَنَّها
استحيضت
عَلَى عهد
رَسُول اللَّهِ
صَلى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمْ.
فأتت رَسُول
اللَّهِ صَلى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمْ
فقالت: إني
استحضت حيضة
منكرة شديدة.
قَالَ لَهَا
((احتشي
كرسفاً)) قالت
له: أَنَّهُ
أشد من ذلك.
إني أثج ثجا.
قَالَ ((تلجمي
وتحيضي فِيْ
كل شهر فِيْ
علم اللَّه
ستة أيام أو سبعة
أيام. ثُمَّ
اغتسلي، فصلي
وصومي ثلاثة
وعشرين، أو
أربعة وعشرين.
وأخري الظهر
وقدمي العصر.
واغتسلي لهما
غسلا. وأخري
المغرب وعجلي
العشاء.
واغتسلي لهما
غسلاً. وهذا أحب
الأمرين
إليَّ)).
Hamne bint-i Cahş
(r.anha)'dan rivayet edildiğine göre :
Kendisi
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zamanında müstahaza olmuş ve
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek :
Şüphesiz ben
nefret edilen ve çetin bir şekilde istihazaya tutulmuşum, dedi. Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) O na:
«Kan çıkan yere
pamuk koy» buyurdu. Hamne. Ona:
Gerçekten kan çok
daha şiddetlidir. Benden çok fazla kan akıyor, dedi. Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) :
«Kan akan yeri
gem gibi bir bezle sıkıca bağla ve her ay, Allah'ın (kadınlar için) takdir
ettiği altı gün veya yedi gün kendini hayızlı say. Sonra ğuslet ve yirmi üç
veya yirmidört gün namaz kıi ve oruç tut. (İstersen) öğle farzını geciktir.
İkindi farzını da ilk anda kıl ve iki namaz için bir ğusül yap. Akşam namazını
da geciktir. Yatsıya acele et. Bu iki namaz için de bir ğusül yap. Bu son şekil,
bence daha sevimlidir.»
Diğer tahric:
Beyhaki, Darekutni, Ahmed, Tirmizi' ve el-Hakim
AÇIKLAMA :
Tirmizi ve
Ahmed hadis'in sahih olduğunu beyan etmişler. Hadisin metni bazı riv.ayetlerde
uzun, bazılarında kısadır. Tirmizi'nin rivayetinde Nebi (s.a.v.)'e ait hadisin
son, cevap kısmı mealen şöyledir:
"Ben sana.
iki hüküm emredeceğim. Sen, bunlardan hangisini uygularsan sana yeterlidir.
Eğer sen ikisini de yapabilirsen, artık sen bilirsin. Sen, bundan sonra altı veya
yedi gün kendini hayızlı say. (Hayız süresinin altı veya yedi gün oluşu)
Allah'ın ilmindedir. Sonra guslünü yap. Sen kendini hayızdan çıkmış ve
temizlenmiş olarak görünce yirmidört veya yirmiüç gece ve gündüz namaz kıl ve
oruç tut. Bu sana kafidir. Kadınlar hayız gördüğü ve hayız süresinin bitiminde
temizlendikleri gibi sen de böyle yap. Gücün yetersa şöyle de yapabilirsin:
Öğle farzını geciktirip ikindi farzını erken kılmak kaydıyla bu iki namaz için
bir ğusül yap ve bunları kıl. Sonra, akşam liaımazını geciktir. Yatsı namazına
acele et ve ğusledip bunları kıl. Sabah vaktiyle beraber ğuslet ve sabah
namazını kıl. Böylece yap ve orucunu tut. Eğer bunu yapabilirsen bence daha çok
beğenilir.''
Hamne
r.anha'nın, gördüğü şiddetli istihaza kanı dolayısıyla vaki müracaatı üzerine
Nebi (s.a.v.), önce pamuk kullanmasını tavsiye etmiş, fakat pamukla dinmesinin
mümkün olmadığı söylenince bu defa kuvvetli bir bez ile kan yerinin sıkıca
kapatılması emri verilmekle beraber; her ay altı veya yedi gün hayızlı sayılması,
emri verilmiştir. Bu emir verilirken " ... Altı veya yedi gün ... "
buyuruluyor. EI-Menhel yazarı, bu hadisin açıklamasında şöyle der:
''Yani altı
veya yedi gün, namazı bırak ve hayızlı kadın şeklinde davran. ''Altı veya yedi
gün ... " tabirine gelince, ravinin tereddüdünden ileri geldiği
söylenmiştir. Yani Nebi (s.a.v.) , altı gün mü buyurmuş, yoksa yedi gün mü
buyurmuş? Bu hususta ravi şüphelidir. Şöyle de olabilir: Hamne Mu'tade idi.
Eski adetinde altı gün mü, yedi gün mü? hayız gördüğünü unutmuş, bunun için
Nebi (s.a.v.) Ona araştırıp ictihad yaptıktan sonra kanaatı bu iki sayıdan
hangisine gelirse ona göre hayızını hesaplamasını istemiştir. ''Allah'ın
ilminde... '' tabiri, bu ihtimali te'yid ediyor. Yani senin hayız sürenin altı
veya yedi gün olduğunu Allah bilir, demektir. Bu tabirin muhayyerlik için
olduğu da söylenmiştir. Buna göre Hamne serbest bırakılmıştır. Kendisini,
dilerse altı gün, dilerse yedi gün hayızlı sayar.
''Yirmi üç gün
veya yirmi dört gün ... " tabirine gelince; bu ifade, çeşitlilik içindir.
Yani hayız süresi yedi gün sayılırsa temizlik süresi yirmi üç gün sayılır.
Şayet hayız süresi altı gün sayılırsa, temizlik süresi yirmi dört gün sayılır.
Hamne'nin
ğusletmesi mes'elesine gelince; bu hususta ona iki yol gösterilmiştir. Birincisi,
kendisini hayızlı saydığı sürenin bitiminde bir defa ğusledip, namaz ve orucuna
başlamasıdır. İkincisi, günde üç defa ğusletmesidir. Her gün sabah namazı için
bir ğusül yapar, öğle farzını te'hir eder, ikindi namazı yaklaşınca ğusledip
öğle farzını kılar. Biraz sonra ikindi vakti girince geciktirmeden hemen ikindi
farzını da kılar. Böylece ikindi farzını toplamış gibi olur. Sonra akşam
farzını geciktirir, yatsıya doğru ğusledip akşam farzını kılar. Yatsı vakti
girince durmadan hemen yatsı namazını kılar. Her gün belirtilen şekilde üç defa
ğusletmesinin daha iyi olduğu hadisin sonunda bildiriliyor.
Tirmizi'nin, bu
hadis bahsinde verdiği beyana göre İmam Ahmed b. Hanbel r.a. ve İshak b. Rahuye
r.a. şöyle demişlerdir: Müstahaza kadın, hayız süresinin geliş ve gidişini
anlayabiliyorsa onun hükmü, Fatime bint-i Ebi Hubeyş (r.anha)'nın hadisine
göredir. Hayzın gelişi, kan'ın siyahlaşmasıyla; gidişi de, kan renginin sarıya
doğru renk değiştirmesiyle bilinir. Eğer, müstahaza kadın bu hale düşmeden
önceki hayız zaman ve süresini hatırlıyorsa, ona göre hayzıııı hesaplar. Hayız
günlerinde namazı bırakır, süre bitince ğusleder ve her namaz için abdest alır,
namaz kılar. Şayet müstahaza kadın, devamlı kan görür, hayız zaman ve süresini
bilemez ve hayızın geliş ve gidişini kan rengiyle, tesbit edemezse onun hükmü
Hamne bint-i Cahş (r.anha)'nın hadisine göredir, demişlerdir.
Tirmizi'nin
İmam Ahmed b. Hanbel ve İshak b. Rahuyye'den yaptığı nakil'den anlaşıldığı gibi
Hamne, kan rengiyle hayız süresinin geliş ve gidişini bilememiştir. Keza,
Hamne'nin istihaza hastalığına tutulmadan önceki zamanına ait, hatırladığı bir
hayız adeti de, yokmuş,
EI-Menhel
yazarı El-Ayni'nin şöyle dediğini nakleder: 'Bu hadisin hükmü Ümmü Seleme
r.anha'nın hadis hükmüne ve Aişe (r.anha)'nın hadis hükmüne muhalif'tir'.
Hamne, yeni kan görmeye başlayan, renk ile vasıf bakımından gördüğü kanda bir
farklılık bulamayan ve devamlı kan gören bir kadındır. Bunun için Resulullah
(s.a.v.), onun durumunu kadınları ekseriyetle gördükleri adete döndürmüştür.
EI-Menhel
yazarı da hlidisin fıkıh yönünü açıklarken: Müstehaza kadın adetini
hatırlamazsa ve kanı renklere göre ayıramazsa kadınların hayız ve temizlik
hususundaki adetine göre hayız ve temizlik süresini hesaplar, demiştir.
ALİMLERİN. ESKİ
ADETİNİ UNUTUP KARIŞIK KAN GÖREN MÜSTEHAZA İLE YENİ KAN GÖREN MÜSTEHAZA
HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ
1- İmam Ebu
Hanife'ye gore:
a) Müstahaza
olarak erginlik çağına gelen kadının hayzı şöyle hesaplanır: Her ay'ın ilk on
günü hayız sayılır. Sonra ğusleder ve aydan kalan sürece namaz kılar. Her namaz
vakti için abdest alır.
b) Mu'tade olup
eski adetinin zaman ve süresini unutan kadın, araştırıp ictihad eder ve
kanaatına göre günlerini tesbit eder. Hayız ve temizlik arasında tereddüt
ettiği zaman, her namaz vakti için abdest alır. Şayet hayızda mıdır? Temizlik
halinde midir? Hayızlık süresi bitti de temizlik süresine mi geldi diye
tereddüt ederse, bu tereddüdü duyduğu zaman, her namaz vakti için ğusleder,
gayr-ı müekkede sünnetleri kılmaz, cami'ye girmez ve eşiyle cinsi münasebette
bulunmaz.
c) Eski
adetinin zaman ve süresini unutup, yaptığı araştırma neticesinde hiç bir
kanaata varmayan kadın mütehayyire (şaşkın) sayılır. Ne temizliğine. ne de
hayzına hükmedilir. Bütün hükümlerde, en ihtiyatlı olanı tutar. Hayızlı kadın
gibi namaz dışında Kur'an okumaz, Mushaf'ı ellemez, eşine yaklaşmaz, her namaz
vakti için ğusleder, bu ğusül ile farz namazı ve vitir namazını kılar. Namazın
sıhhati için gereken en az ayetleri okur. Fatiha ve sure vacib olduğu için,
bunları okur, denmiştir. Hac yaptığı zaman ifada tavafını. yapar, çünkü o
rükündür. On gün ara verdikten sonra tekrar ifada tavarını yapar, sonra veda
tavafını yapar. Çünkü vacibtir. Ramazan orucunu tutar, sonra yirmi beş gün kaza
eder. '
2- İmam Şafii
ye göre:
a) Yeni kan
görmeye başlayıp kanı kesilmemekle müstahaza olan kadın, gayr-i mümeyyize ise,
yani kanı hep aynı durumda görüyorsa hayızdaki kadına haram olan namaz vesair
şeyleri kanı gördüğü andan itibaren bırakacak, kan onbeş günde veya daha az
zamanda kesilirse, kanın tamamı hayız sayılır. Eğer, onbeş günden fazla süre
devam ederse, kan gördüğü ilk gün ve gece hayız ve kalan süre ay sonuna kadar
temizlik sayılır. Bu nedenle ilk ayın birinci günü hariç, bütün günlerinin
namazını kaza edecek ve ilk aydan sonra her ayın ilk günü hayız ve yirmidokuz
günü temizlik sayılacak ve ilk günden sonra bütün namazlarını vaktinde eda
edecek.
b) Yeni kan
görmeye başlayıp, kanı kesilmediğinden müstahaza sayılan kadın mümeyyize ise,
yani kanı kuvvetli ve zayıf olarak görürse, duruma bakılacak; Eğer kuvvetli kan
yirmidört saatten az bir zaman görülürse veya onbeş günden fazla süre devam
ederse, yahut zayıf kan onbeş günü doldurmazsa, hüküm aynidir. Yani kan gördüğü
ilk yirmi dört saati hayız ve ondan sonraki yirmi dokuz gün temizlik sayılır.
İlk günden sonraki günlere ait namazları kaza edecek ve otuz günü dolunca her
ayın ilk günü hayız yirmi dokuz günü müstahaza sayılıp, ibadetlerini yapacak.
c) Müstahaza
kadın, mu'tade ise, yani devamlı kan görmeye başlamadan önce, her ayın belirli
günlerinde hayız görmekte ise fakat bu adetin zaman ve süresini unutmuş ise
niyet etmenin şart olmadığı hususlarda hayızlı kadın hükmündedir. Niyet
edilmesi şart olmayan işler; namaz dışında Kur'an okumak, Mushaf'ı ellemek,
mescid'den geçmek, eşine yaklaşmak ve benzeri işlerdir. Boşamak ta ve niyetin
şart olduğu namaz, oruç, tavaf ve itikaf gibi ibadetlerde temiz kadın gibidir.
Müstahaza olmadan önceki zamanlarda, günün hangi saatinde kanının kesildiğini
bilmiyorsa, her farzın vakti girdikten sonra o farz için ğusletmesi gerekir.
Eğer eskiden günün hangi saatinde hayız kanının kesildiğini biliyorsa, mesela
güneş battığı zaman hayız kanının kesilip ğuslettiğini hatırlıyorsa
müstahazalık süresince güneş batınca ğusletmesi gerekir. Bu ğusül ile akşam
namazını kılar. Diğer namazlar için yalnız abdest alır.
3- İmam Ahmed
bin Hanbel'e göre:
a) Müstahazalık
haline tutulan kadın, mümeyyize ise, yani mesela kanı siyah ve kırmızı olmak
üzere iki renkte görse fakat siyah kan yirmi dört saat'ten eksik veya onbeş
günden fazla görüldüğü için, hayız sayılmaya elverişli olmazsa;
b) Kadının
bilinen. bir adeti yoksa ve mümeyyize de değilse, mesela hep aynı renkte kan
görse;
Bu iki
ihtimalde her ayaltı veya yedi gün namazını vesair işlerini terkederek kendisini
hayızlı sayacak. Sürenin altı veya yedi gün oluşunda ve bu sürenin ayın başına
mı, ortalarına mı.. sonuna mı tesadüf etmesi hususunda kadının araştırması ve
ictihadı esastır. Keza bu hususta kendisinin adetine veya yakını olan
kadınların aybaşı adetine hangi zaman ve sürenin daha yakın olduğu hususunda
veya hangi süredeki kan'ın hayız kanına daha çok benzediği hususunda kadının
kanaati esastır. Bu esaslardan hareketle, kanaatına göre hayız süresi bitiminde
ğusledet ve namaza başlar. Dört mezheb imamlarından yalnız Ahmed bin Hanbel'in,
anlattığımız bu fetvasını terceme ettiğimiz hadis'e dayandırdığı görülmektedir.
Diğer imamlar bu hadisle amel etmemişlerdir. Çünkü seneddeki ravilerden
AbdulIah bin Muhammed bin Akil zayıf sayılmıştır. Görüşünü anlatmadığımız
Maliki mezhebine gelince; o da şöyledir:
4- Malik'e
göre, durumu üçüncü maddede belirtilen müstahaza kadının hayzı onbeş gün kabul
edilir. Sonra ğusleder ve namaza başlar.