126- HAYIZLI KADININ
MESCİD'DEN UZAK KALMASl HAKKINDA (GELEN) HADİSLER BABI
حَدَّثَنَا
أَبُو بَكْر
بْنُ أَبِي
شَيْبَة، و
مُحَمَّد بن
يحيى. قالا:
حَدَّثَنَا
أبو نعيم.
حَدَّثَنَا
ابن أبي غنية،
عن أبي الخطاب
الهجري، عن
محدوج
الذهلي، عن
جسرة؛ قالت:
أخبرتني أم
سلمة، قالت: - دخل
رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَم صرحة
هذا المسجد.
فنادى بأعلى
صوته ((إن
المسجد لا يحل
لجنب ولا
لحائض)).
فِي
الزَوَائِد:
إِسْنَاده
ضَعِيْف.
محدوج لم
يوثق. وأبو الخطاب
مجهول.
Ümmü Seleme
(r.anha)'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir :
Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu mescidin avlusuna girerek en yüksek sesiyle:
«Şüphesiz mescid,
cünüb adam'a ve hayızlı kadın'a helal değildir.» buyurdu."
Not: Ravi
Mahdic sika olmadığı ve ravi Ebu'l-Hattab meçhul olduğu için isnadın zayıflığı
Zevaid'de bildirilmiştir.
AÇIKLAMA :
Bu hadisin hükmünü
ifade eden Aişe (r.anha)'nın uzunca bir hadisini Buhari, Et-tatrihu'l-Kebir'de
ve Ebu Davud, süneninde rivayet etmişlerdir. İbn-i Huzeyme, hadisin sahih
olduğunu, İbnü'l-Kattan da hasen olduğunu söylemiş, Ebu Davud ise rivayet
ederken bir şey söylememiştir. Sükut etmesi, kabul alametidir. Ebu Davud'un
rivayeti şöyledir: Aişe (r.anha)'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:
Sahabilerin evlerinin kapıları mescide açılıyordu. Resulullah (s.a.v.) gelerek:
''Bu evlerin
kapılarını mescid cephesinden başka tarafa çevirin." buyurdu ve içeri
girdi. Sahabiler, kendilerine bir ruhsat ineceği ümidiyle kapı cephesini
değiştirmediler. Bilahere Nebi (s.a.v.) onların bulunduğu yere çıkarak:
''Şu evlerin
kapılarını mescid cephesinden çevirin.' Çünkü ben mescidi hayızlı kadın ve
cünüb için helal kılmam.'' buyurdu."
Hadisin zahirine göre
hayızlı kadın'ın ve cünüb'ün camiye girmesi mutlaka haramdır. Camide durmak ile
camiden geçmek arasında bir fark yoktur. Fakat, cünüb adamın ihtiyaç olsun
olmasın, abdestli olsun olmasın mescidden geçmesinin caizliği iki hadisle
sabittir. Said ve İbn-i Ebi Şeybe'nin rivayet ettiklerine göre Cabir (r.a.)
bizden birisi, cünüb olarak mescid'den geçerdi, demiştir. İbnü'l-Münzir'in
rivayetine göre Zeyd bin Eslem (r.a.) :
Nebi (s.a.v.)'in
ashabı cünüb olarak mescidde yürüyorlardı, demiştir. Bu iki hadiste bildirilen
geçişler, Nebi (s.a.v.)'in zamanında idi. O da bu hareketi reddetmiştir. Bu
nedenle mezkur hadisler, cünübün cami'den geçişinin mutlaka caiz olduğuna
delalet ederler. Yani ihtiyaç olmasa da ve abdest alınmasa da geçmek caizdir.
1- İbn-i Mes'ud, İbn-i
Abbas, Şafii, Şafii'nin arkadaşları ve Ahmed bin Hanbel böyle demişlerdir.
Bunlar Nisa suresinin 43. ayetinde geçen; ''....Cünüb iken de - yoldan geçenler
müstesna - (namaza yaklaşmayın) ... '' ilahi nazm'ı delil olarak gösterirler.
Onlar, ayette geçen
"Ubur = Geçiş'' ancak namaz yerinde olabilir. Bu geçişin yolcuya tahsisine
dair her hangi bir delil yoktur. Yani yolcular cünüb olarak mescid'den
geçebilirler de, mukim olanlar geçemez diye ayeti yorumlamak için bir delil
yoktur. Bilakis, ayetin zahirine göre kasdedilen mana o yerden geçen herkestir.
Çünkü yolcu adamdan ayetin sonlarında bahsedilmektedir. Eğer ''geçen kimseler,.
tabiriyle yalnız yolcular kasdedilmiş olsaydı, ayette aynı şeyin tekerrür etmiş
olması neticesine varılıyor ki, Kur'an böyle tekrarlardan korunmuştur. İbn-i
Cerir'in Yezid bin Ebi Habib'ten rivayet ettiğine göre, Ensar-ı Kiram'dan
birkaç zat'ın evlerinin kapıları Mescid-i Nebeviyye'ye açılıyordu. Bazen onlara
cünüblük hali arız oluyordu da evlerinde su bulamıyorlardı. Su bulunan yere
gitmeleri için, mescid'den geçmeleri gerekiyordu. Çünkü başka yolları yoktu.
Bunun üzerine yukarıya alınan nazm-ı celil nazil oldu. Bu eser ayetle
kasdedilenin mescidden geçen herkes olduğu husüsunda en ufak bir şüphe
bırakmaz.
En-NeyI sahibi: Ayeti,
mescidde iken cünüb olan kişiye tahsis ederek yorumlamak mesnedsizdir,
demiştir.
2- Ebu Hanife ve
arkadaşlarına göre cünüb ve hayızlı kadının, durmadan geçmek niyetiyle de olsa,
mescide girmeleri haramdır. Çünkü hadis mutlaktır. Ancak bir zaruret varsa,
mesela evin kapısı mescide açılır, kapı cephesini değiştirmek mümkün olmazsa ve
başka da mesken bulunmazsa, cünüb ve hayızlı kadının mescidden geçmeleri,
zaruret icabı caiz olur. Eğer mescidde iken cünüb olursa bulunduğu yerde derhal
teyemmüm edip hemen çıkması gerekir. Keza cünüb olduğunu unutarak mescide
girdikten sonra cünüblüğünü hatırlarsa ayni şeyi yapar. Şayet teyemmüm yapmadan
sür'atle camiden çıkarsa caizdir. Eğer, mescidden çıkmaya gücü yetmezse
teyemmüm edip duracaktır. Lakin ne namaz kılabilir, ne Kur'an okuyabilir.
3- Malikiler'in çoğuna
göre cünübün zaruret olmadıkça camiden geçmesi caiz değildir. Zaruret halinde
teyemmüm ederek geçer. Onlar da, bu babtaki hadisin umumiliğini delil
gösterirler.
HAYIZLI KADIN VE
CÜNÜB'ÜN MESCİD'DE DURMALARI
Alimlerin cumhuruna
(çoğuna) göre bu yasaktır. Yalnız, Hanbeliler ve İshak'a göre cünüb adam,
abdestli ise durabilir.
Hanefi alimlerine göre
hayızlı ve lahusa kadının mescide girmeleri yasaktır.
Malikiler'e göre de
durum aynıdır. Ancak mal veya can tehlikesi olursa mescide girmeleri caizdir.
Şafii ve Hanbeli
alimlerine göre hayızlı ve lahusa kadın, mescidi kanla kirletmekten emin iseler
mescid'den geçebilirler. Mescid'de durmaları ise Şafiiler'e göre mutlaka
yasaktır. Hanbeliler'e göre ise, eğer kan kesilir ve abdest alırlarsa durmaları
caizdir.
HADİSİN FIKIH YÖNÜ :
1 - Dine uygun olmayan
şeyleri değiştirmeye çalışmak gerekir.
2 - Hayızlı kadın ve
cünübün mescide girmeleri yasaktır.