1- NAMAZ VAKİTLERİ
BABLARI
حدّثنا محمد
بْن الصباح،
واحمد بْن
سنان. قالا:
حدّثنا إسحاق
بْن يوسف
الأزرق.
أَنْبَأَنَا
سفيان. ح
وحدثنا عَلَى
بْن ميمون
الرقي. حدّثنا
مخلد بْن
يزيد، عَنْ
سفيان، عَنْ علقمى
ابْن مرتثد،
عَنْ سليمان
بْن بريدة، عَنْ
أبيه؛ قال:
-
جَاءَ رجل إلى
النَبِي
صَلَى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَم
فسأله عَنْ
وقت الصلاة. فَقَالَ
((صل معنا هذين
اليومين))
فلما زالت الشمس
أمر بلال
فآذن. ثُمَّ
أمره فأقام
الظهر. ثُمَّ
أمره فأقام
العصر،
والشمس مرتفعة
بيضاء نقية.
ثُمَّ أمره
فأقام المغرب
حين غابت
الشمس. ثُمَّ
أمره فأقام
العشاء حين غاب
الشفق. ثُمَّ
أمره فأقام
الفجر حين طلع
الفجر. فلما
كَانَ من
اليوم
الثاني، أمره
فآذن الظهر
فابرد بِهَا.
وانعم أَن
يبرد بِهَا.
ثُمَّ صلى
العصر،
والشمس
مرتفعة،
أخرها فوق الذي
كَانَ. فصلى
المغرب، قبل
أَن يغيب
الشفق. وصلى
العشاء بعدما
ذهب ثلث
الليل. وصلى
الفجر فأسفر
بِهَا. ثُمَّ
قال: ((أين
السائل عَنْ
وقت الصلاة؟)).
Büreyde (bin
El-Husayb) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre şöyle söylemiştir: Bir adam. Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek kendisine (beş) namaz (ın) vakit lerini
sordu. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona: «Bu iki gün bizimle beraber
namaz kıl.» buyurdu. Güneş (gök ortasından batıya doğru) zevale varınca Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Bilal (r.a.)'e emretti. Bilal (r.a.) da ezan
okudu. Sonra emretti. O da öğle namazı için ikamet getirdi. Sonra ona emretti.
O da Güneş henüz yüksek ve bembeyaz iken ikindi namazı için ikamet etti. Sonra
Ona emretti. O da Güneş battığı zaman Akşam namazı için ikamet etti. Sonra Ona
emretti. O da şafak battığı zaman yatsı namazı için ikamet etti. Sonra Ona
emretti. Oda Fecir doğduğu zaman, sabah namazı için ikamet etti. İkinci gün
olunca ona emretti. O da öğle için ezan okudu da öğle namazını serinliğe
bıraktı. Hem de hava iyice serinleyinceye kadar geciktirdi. Sonra güneş henüz
yüksek iken ikindi namazını kıldı. İlk günkü vakitten sonraya te'hir etmiş
oldu. Daha sonra şafak batmadan önce akşam namazını kıldı. Yatsı namazını da
gecenin üçte biri geçtikten sonra kıldı. Sabah namazını da, ortalık iyice
aydınlandıktan sonra kıldı. Daha sonra: «Namaz vakit(leri)ni soran kişi
nerededir?» buyurdu. Adam da.
Ben (buradayım)
Ya Resulallah! deyince, O: «Namazınızın vakti, gördüğünüz süreler arasıdır.»
buyurdu.
Diğer tahric:
Müslim ve Tirmizi
AÇIKLAMA:
Tirmizi, bunun hasen - ğarib - sahih
olduğunu söylemiştir.
Nevevi, hadisin
muhtevasıyla ilgili olarak şöyle der:
1- Her namaz
için bir fazilet vaktinin bir de ihtiyar vaktinin balunduğu;
2- Akşam namazı
vaktinin, şafak batıncaya kadar devam ettiği;
3- Kuvvetli bir
masIahat için namazın ilk vakit faziletini bırakarak ihtiyar vaktinin son anına
kadar tehirinin meşruluğu;
4- Şer'i bir
hükmün açıklanmasının ihtiyaç zamanına kadar bekletilmesinin caizliği;
5- Şer'i bir
hükmün sözle olduğu gibi, fiil ile de açıklanabileceği gibi hükümler hadisten
anlaşılıyor.
Nebi
(s.a.v.)'in: ''Namazınızın vakti, gördüğünüz süreler arasıdır.'' hitabı soru
sahibine ve diğerlerinedir. Fıkranın manası ise şudur; Her namaz; iki günde
ayrı ayrı vakitlerde kılınmakla, her namazın vaktinin başlangıç ve nihayeti
gösterilmiş oluyor. İkinci gün namaz kılınan vakit, ihtiyar vaktinin sonunu
açıklamak içindir. Yatsı namazının, gecenin üçte birisi geçince kılınmasıyla,
ihtiyar vaktinin bitiminin bu olduğu anlaşılıyor. Müslim'in rivayet ettiği
Abdullah bin Amr (r.a.)'ın hadisinde ise gece yarısı olunca yatsı namazı
kılındığı bildirilmiştir. Buna göre ihtiyar vakti gece yarısına kadar devam
eder. Alimler, hangisinin kuvvetli olduğu hususunda ihtilaf etmişlerdir.
Şafii'nin bir kavline göre gecenin üçte birisine, diğer kavline göre yatsı
namazının vakti gecenin yarısına kadar devam eder. İkinci kavli daha
sıhhatlıdır.
(Hanefi
alimlerine göre yatsıyı, gecenin üçte birisinin bitimine kadar tehir etmek müstehabtır,}
EbuI'Abbas bin
Şureyh: Ne rivayetler arasında ne de Şafii'nin iki kavli arasında ihtilaf
yoktur. Çünkü maksad, gecenin üçte birisinin bitimi, yatsının ihtiyar vaktinin
başlangıcıdır. Gecenin yarısının bitimi de, ihtiyar vaktinin nihayetidir.
Rivayetler arası böylece bulunur, demiştir. Ebu'l-Abbas'ın söylediği bu söz,
hadislerin lafızIarının zahirine uygundur. Çünkü Abdullah bin Amr (r.a.)'ın
hadisinde Nebi (s.a.v.)'in:
''Yatsı'nın
vakti gece yarısına kadardır ,'' buyruğunun zahiri gece yarısının, ihtiyar
vaktinin nihayeti olduğudur.
Büreyde ve Ebu
Musa'nın hadisine göre, Nebi (s.a.v.) namaz vakitlerini soran adama ve
başkalarına öğretmek üzere ikinci gün, yatsı namazına gecenin üçte birisi
bittikten sonra başladığı bildirilmiştir. O halde buna göre yatsının ihtiyar
vakti gece yarısına yakın bir zamana kadar devam eder. Böyle yorum yapmakla, bu
konuda varid olan fiili ve kavli hadislerin araları bulunmuş olur.''
İkinci gün öğle
namazının hava serinleyinceye kadar tehir edildiği ve ikindi namazının da
birinci güne nisbeten tehir edildiği bildirilmiştr. Tuhfetu'l-Ahvezi yazarı bu
ifadelerde kasdedilen mana şudur, der:
'İlk gün, her
şeyin istiva (= Güneş gök ortasında olduğu) zamanındaki gölgesinden başka
gölgesi o şeyin boyu kadar uzanınca Nebi (s.a.v.) ikindi namazını kılmış,
ikinci gün ise, gölge o şeyin boyunun iki katı kadar uzanınca ikindiyi eda
etmiştir.'
İkinci gün öğle
namazının serinliğe bırakıldığı bildiriliyor. Fakat buradaki rivayette tehir
süresi belirtilmemiştir. Müslim, Ebu Davud, Nesai ve Beyhaki'nin Ebu Musa
El-Eş'ari (r.a.)'den rivayet ettikleri benzer hadiste ikinci günkü öğle
namazının, ilk günkü ikindi namazının kılındığı zamana yakın bir vakitte
kılındığı bildirilmiştir. Böylece serinliğe bırakılması durumu da açığa kavuşmuş
olur.
Nebi (s.a.v.)'e
namaz vakitlerini soran kişinin ismi bildirilmemiştir.