DEVAM: 2- SABAH
NAMAZININ VAKTİ BABI
حدّثنا
عَبْد الرحمن
بْن إبراهيم
الدمشقي. حدّثنا
الوليد بْن
مسلم. حدّثنا
الاوزاعي. حدّثنا
نهيك بْن يريم
الاوزاعي.
حدّثنا مغيث
بْن سملى؛
قال:
-
صليت مع عَبْد
الله بْن
البية الصبح
بغلس. فلما
طعن عمر أسفر
بِهَا عثمان.
Muğis bin Sümeyye
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:
Ben, Abdullah bin
Ez-Zübeyr (r.a.) ile beraber sabah namazını alaca karanlıkta kıldım. Abdullah
(r.a.) selam verince ( = biz namazdan çıkınca) ben (Abdullah) bin Ömer (r.a.)'e
dönerek :
Bu namaz nedir?
diye sordum, İbn-i Ömer (r.a.): (Tağlisle kılınan) bu namaz bizim Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber ve Ebu Bekir ile Ömer (r.a.) ile
beraber kılageldiğlmiz namazımızdır. Ömer (r.a.) (tağlisle kıldırdığı sabah
namazında) vurulunca, Osman (r.a.) sabah namazını isfarda kıldı, (ortalık
aydınlanınca kıldı.) diye cevap verdi."
AÇIKLAMA :
Hadiste
belirtildiğine göre Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) zamanında ve Ebu
Bekir (Radiyallahu anh) ile Ömer (r.a.)'in hilafetleri devrinde sabah namazında
tağlise devam ediliyormuş. Hz. Ömer (r.a.) henüz ortalık karanlık iken sabah
namazını kıldırdığında şehid edilince, katilin karanlıktan faydalandığı
nedeniyle halife Hz. Osman (r.a.) ortalık aydınlandıktan sonra sabah namazına
durmayı tercih etmiş ve anılan maslahat nedeniyle sahabiler de Hz. Osman
(r.a.)'e' muvafakat etmişlerdir. Çünkü güvenlik bakımından isfar, tağlisten
daha iyi görülmüştür. Tahavi'nin rivayet ettiğine göre İbrahim En-Nehai:
Sahabiler isfar üzerinde ittifak ettikleri kadar hiç bir şey üzerinde ittifak
etmemişlerdir, demiştir.
Sindi:
'İbrahim, Osman (r.anhuma)'nın hilafeti vaktinde uygulanan isfarı kasdetmiştir.
Halbuki belirtilen maslahat nedeniyle yapılan isfar uygulanması, tağlisin
mensuhluğuna delalet etmez. Bilakis varlığını te'yid eder, demiştir.
Zevaid'de
hadisinin isnadının zayıf olduğu bildirilmiştir. Sindi, Zevaid'den naklen bu
bilgiyi verdiğine göre hadis Kütüb-i Sitte'den yalnız sünenimizde rivayet
olunan Zevaid kısmındandır.