DEVAM: 2- SABAH
NAMAZININ VAKTİ BABI
حدّثنا محمد
بْن الصباح.
أَنْبَأَنَا
سفيان بْن
عيينة، عَنْ
ابْن عجلان،
سمع عاصم ابْن
عمر بْن قتادة
((وجده بدرة))
يخبر عَنْ
محمود بْن لبيد،
عَنْ رافع بْن
خديج؛
-
أَن النَبِي
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَم قال
((اصبحوا
بالصبح. فانه
اعظم للأجر،
أو لأجركم)).
Rafi' bin Hadic
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) buyurdular ki:
«Fecir
doğunca hemen sabah namazını kılınız. Çünkü şüphesiz, o anda sabah namazını
kılmanın sevabı daha çoktur.»"
Diğer tahric:
Tirmizi, Nesai ve Ebu Davud.
AÇIKLAMA :
Tirmizi, bunun
hasen-sahih olduğunu da söylemiştir. Tirmizi'nin rivayetinde hadisin lafzı;
"Şafak
aydınlanınca sabah namazını kılınız.'' diye başlar. Tırmizi, bu hadisi isfar
babında açmış ve hadisi rivayet ettikten sonra: 'Peygamber (s.a.v.)'in
ashabından ve tabiilerden bazı ilim ehli sabah namazında isfar etmenin daha
faziletli olduğunu söylemişlerdir. Süfyan-i Sevri de bununla hükmetmiştir.
(Bunlar, hadisteki isfar ile ortalığın aydınlanmasının kasdedildiğini
söylemişlerdir. Şafii, Ahmed ve İshak'a göre hadisteki isfar'ın manası, fecrin
doğduğunun iyice anlaşılması ve en ufak bir şüphenin kalmamasıdır. İsfar'ın
manası sabah namazının ortalık aydınlanıncaya kadar tehir edilmesi demek
değildir, demiştir.
Suyuti: İbn-i
Mace sünenindeki Rafi' bin Hadic'in hadis lafzının; اصبحوا
بالصبح diye başlamasından
anlaşılıyor ki, diğer rivayette geçen; أسفروا
بالفجر ifadesi ile aynı mana
kasdedilmiş ve hadis mana itibariyle rivayet edilmiş olur. Yani her iki
rivayetle kasdedilen mana, sabah namazını ortalık aydınlanıncaya kadar tehir
etmek değil, maksad tan yeri ağarınca hemen sabah namazına durmaktır.'
demiştir.
Sindi,
Suyuti'nin sözünü naklettikten sonra: ''Esfiru Bi'l Fecri...'' ifadesinin,
hadisi mana itibariyle rivayet etmek mahiyetinde olduğunun belirlenmesi, delile
muhtaçtır. Çünkü bununla aksi de olabilir: Yani: Bu rivayet asıldır, ''Asbihu
Bi'! Subhi'' ifadesi, hadisi mana itibariyle rivayet olabilir. Evet, sabah
namazında isfarın müstahab olduğu görüşündeki alimlerin isfar rivayetini delil
göstermeleri kabule şayan değildir. Çünkü diğer rivayetin asıl olması ve isfar
rivayetinin, ravinin bir tasarrufu olması muhtemeldir. Nasılki, sabah namazında
tağlisin müstahablığını söyleyen alimlerin "Asbihu'' rivayetiyle istidlal
etmeleri de tam değildir. Çünkü 'İsfar' rivayeti asıl olabilir, 'İsbah,
rivayeti ravinin tasarrufudur, denilebilir. Ancak şu var ki tağlis
delillerine
uygun olanı ''İsbah'' rivayetidir. Tağlis delilleri çoktur. İsfar rivayetinden
başka isfar delili yoktur. Hadisler arasında çelişkinin olmayışı asıldır. Bu
nedenle diğer delillere muvafık olan ''İsbah'' rivayetinin asıl olması ve
''İsfar'' lafzının, ravinin tasarrufu olması açıktır.
Şu var ki
''İsbah'' rivayetine göre, (,Sabah olunca sabah namazını kılmanın sevabı daha
çoktur.'' Şu halde sabah olmadan sabah namazını kılmak da caizdir. Ve onun da
sevabı vardır, gibi yanlış bir mana çıkabilir. Bu sakınca şöyle bertaraf
edilebilir: Hadisin manası tan yeri iyice ağarınca ve fecr'in doğduğu hususunda
en ufak bir şüpheye yer kalmadan, kesinlikle sabah olduğunu bildiğiniz zaman
sabah namazına durmanızın sevabı daha çoktur. Bununla beraber, fecrin doğduğuna
kuvvetle kanaat getirdiğiniz zaman, ufak bir şüpheniz olsa bile sabah namazına
durmanız caizdir. Ve sevabı da vardır. Lakin sevabı diğeri kadar değildir.'
der.
EI-MenheI
yazarının yorum şekli, bence daha uygundur. Ona göre hadisin manası şudur:
Fecir doğduğu zaman sabah namazını kılmanın sevabı, ortalık aydınIanıncaya
kadar sabah namazını tehir etmenin sevabından daha çoktur.
Hulasa yukarıda
verilen malumat'tan da anlaşıldığı gibi isbah ve isfar'dan maksad, fecrin
doğduğunun anlaşılmasıdır.
Hadisin fıkıh
yönü ise, sabah namazında tağlisin matlub olduğu ve fecir doğduktan sonra hemen
sabah namazını kılmanın sevabının, onu ortalık aydınlanıncaya kadar tehir
ederek kılmanın sevabından daha çok olduğudur.