DEVAM: 8- YATSI
NAMAZININ VAKTİ BABI
حدثنا أَبُو
بكر بْن أبي
شيبة. حثنا
أَبُو اسامة
وعبد الله بْن
نمير، عَنْ
عبيد الله،
عَنْ سعيد بْن
أبي سعيد،
عَنْ أبي
هريرة؛ قال:
-
قال رَسُول
اللَّه صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَم
((لولا أَن اشق
عَلَى امتى
لاخترت صلاة
العشاء إلى
ثلث الليل أو
نصف الليل)).
Ebu Hureyre
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurmuştur:
«Ümmetime
meşakkat yüklemek endişesi olmasaydı, yatsı namazını gecenin üçte birine veya
yarısına tehir edecektim.»
AÇIKLAMA :
Alimler, bu
sürenin yatsı namazının ihtiyar vakti olduğunu ve tan yeri ağarıncaya kadar,
yatsı vaktinin devam ettiğini bildirmişlerdir.
Şafak'ın
batmasıyla yatsı vaktinin girdiği hükme bağlanmıştır. Söz konusu şafakın
kırmızı şafak mı, beyaz şafak mı olduğu hususunda ihtilaf vardır. Tirmizi nin
şerhi Tuhfetu'l-Ahvezi ''Namaz vakitleri babı'' nda şöyle der:
''Hadiste geçen
şafak'tan maksad, en meşhur kavle göre kırmızı şafaktır. El-Kari böyle
demiştir. Nevevi de Müslim'in şerhinde: 'Şafak ile kırmızı olam kasdedilmiştir.
Şafii'nin ve fıkıhçıların cumhuru ile lügat ehlinin çoğunun görüşü budur. Ebu
Hanife, El-Müzeni ve fıkıhçılar ile lügat ehlinden birer cemaat: Maksad beyaz şafaktır,
demişlerdir. Seçkin ve kuvvetli olam birincisidir.' demiştir.
Ebu Hanife'nin
arkadaşları Ebu Yusuf ile Muhammed de: Şafak kırmızılıktır, demişlerdir. Ebu
Hanife'den de böyle bir rivayet vardır. Hatta En-Nehr sahibi: İmam-ı A'zam buna
rücu' etmiştir, der. Ed-Durr yazarı da: Ebu Yusuf ile Muhammed şafak
kırmıızlıktır, demişler; İmam-ı A'zam da buna rücu' etmiştir. Nitekim EI-Mecma'
ve başka kitapların şerhlerinde bu durum belirtilmiştir. Onun için: Hanefi
mezhebinin görüşü budur, demiştir. Sadrü'ş-Şeria da:. 'Bununla fetva verilir.
Şüphesiz kuvvetli ve muhtar mezheb, kırmızılığın şafak olduğudur. İbn-i Ömer
(r.a.)'in peygamber (s.a.v.)'den rivayet ettiği:
''Şafak
kırmızılıktır.'' hadisi buna delalet eder. Darekutni, bunu rivayet etmiş, .
İbn-i Huzeyme de sahih olduğunu bildirmiş, başkası ise hadisi İbn-i Ömer
(r.a.)'den mevkuf olarak rivayet etmiştir.
Muhammed bin
İsmail EI-Emir de Subulu's-Selam'da: Şafak'ın mahiyeti lugat meselesidir. Bu
husustaki merci, lugat ehlidir. İbn-i Ömer (r.a.), lugat ehlinden ve arapların
beynidir" Bu nedenle hadis, ona mevkuf da olsa onun sözü hüccettir,
demiştir. der.''
Ebu Hureyre'nin
ikinci hadisini Ahmed ve Tirmizi de rivayet etmişlerdir. Onun her iki hadisi de
yatsı namazını tehir etmenin daha sevab olduğuna delalet eder.
Alimler,- yatsı
namazının tehir edilmesinin mi yoksa ilk vaktinde kılınmasının mı daha sevab
olduğu hususunda iki görüş beyan etmişlerdir. Her iki görüş de Selefe ait
meşhur iki yoldur. Alimlerden bir cemaat tehire ait hadislere dayanarak
geciktirmenin daha sevab olduğunu söylemiştir. Diğer grup: Yatsı namazını erken
kılmak daha efdaldir, demiştir. Delilleri de şudur : Resulullah (s.a.v.)
umumiyetle erken kılardı. Bazen bir özür veya meşguliyeti dolayısıyla yahut da
caizliği beyan için geç kılardı. Eğer tehiri daha faziletli olsa idi meşakkat
olsun olmasın buna devam edecekti.
İkinci görüş
şöyle reddedilmiştir. Eğer bu hususta Peygamber (s.a.v.)'in yalnız fiili durumu
olsaydı beyan ettikleri gerekçe tam sayılırdı. Halbuki bu hususta kavli
hadisler de vardır. İbn-i Mace ve Tirmizi'nin Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet
ettikleri mezkur hadisler gibi.
Ebu Hureyre
(r.a.)'in hadisi yatsı namazını tehir etmenin daha efdal olduğuna ve meşakkat
dolayısıyla Peygamber (s.a.v.)'in devamlı olarak tehir etmediğine delildir.
Peygamber (s.a.v.)'in fiili, bu kavli hadislerine muarız değildir. İlk vaktin
fazileti hakkırida varid olan hadisler bu husustaki hadislerle tahsis
edilmişlerdir. Yani yatsı namazı müstesna kılınmıştır.
Buhari, Müslim,
Nesai ve Ebu Davud'un Cabir (r.a.)'den rivayet ettikleri bir hadise göre
Peygamber (s.a.v.) yatsı namazını cemaat çok olunca erken kıldırırdı. Az olunca
geciktirirdi. Ebu Davud, bu hadisi ''Peygamber (s.a.v.)'in namaz vakitleri''
başlıklı babta rivayet etmiştir. Hadis uzundur. Yatsı namazı ile ilgili fıkrayı
yukarıda naklettik. \
EI-Menhel
yazarı, Cabir'in hadisi ile ilgili olarak İbn-i Dakiki'l-İyd'in şöyle dediğini
nakletmiştir:
'Yatsı namazı
hususunda fıkıhçılar ihtilaf etmişlerdir. Fıkıhçıların bir kısmı: Yatsı
namazını erken kılmak daha efdaldir; demişlerdir. Şafii'nin mezhebinin zahiri
budur.
Bir grup
fıkıhçı: Tehir'i efdaldır, demiştir.
Başka grup
fıkıhçı: Cemaat toplanmış ise erken kılmak efdaldir, cemaat geç toplanırsa
geciktirmek efdaldır, demiştir. Malikiler'den, rivayet' olunan bir kavil
böyledir. Onların mesnedi bu hadistir.
Diğer bir kısım
fıkıhçılar: Durum, mevsimlere göre değişir. Kışın ve Ramazan ayında tehir
edilmeli, sair zamanlarda erken kılınmalıdır. Kışın tehir edilmesinin daha
sevab oluşunun hikmeti, gecelerin uzunluğu ve yatsı namazından sonra konuşmanın
mekruhluğudur.
Tirmizi, Ebu
Hureyre (r.a.)'nin ikinci hadisini rivayet ettikten sonra, bunun hasen-sahih
olduğunu söylemiş ve: Ashab ile tabiilerin alimlerinin ekserisi yatsı namazını
tehir etmenin daha sevab olduğu görüşündedirler. Ahmed ve İshak da bununla
hükmetmişlerdir, demiştir.
Tirmizi'nin
şerhi Tuhfetu'l-Ahvezi de hadisin ''Gecenin üçte birisine veya yarısına ... ''
tabiri ile ilgili olarak şöyle denmiştir: ''Bu tabir, ravinin tereddüdünden
ileri gelebilir. Bazıları: Yazın gecenin üçte birisine, kışın da gecenin
yarısına tehir edilmesi muraddır, demişlerdir.
El-Hafız: Ebu
Hureyre (r.a.)'in hadisine göre yatsı namazını tehir edebilen ve fazla uykusu
olmayanlar için tehir daha efdaldir. Nevevi de Müslim'in şerhinde bu görüşü
benimsemiştir. Şafii olan ve olmayan hadis ehlinin çoğu bu kavli seçmişlerdir.
İbnü'l-Münzir, El-Leys'ten ve İshak'tan naklettiğine göre bu iki alim de yatsı
namazının gecenin üçte birisine kadar tehirini müstahab görmüşlerdir. Tahavi
de, gece yarısına bırakılmasının müstahab olduğunu söylemiştir. Malik, Ahmed ve
sahabilerin ekserisi ile tabiilerin çoğu bununla hükmetmişlerdir. Şafii'nin
cedid (son) kavli budur; Kadim (eski) kavline göre erken kılmak daha efdaldır
.. kadim kavlinin tercih edildiği yerlerden birisi de burasıdır. Delil
bakımından tercihe şayan kavil yatsının tehir edilmesidir. Cemaat ve ortam
bakımından bazen tehir etmek, bazen de erken kılmak efdaldır.
Ebu Hureyre
(r.a.)'in hadisinde geçen: '' ... emredecektim.'' ifadesi ile, uygulaması
mecburi olan vucub emri kasdedilmiştir. Yani: ''Ümmetime güçlük yükleme
endişesi olmasaydı, yatsı namazını tehir etmeyi onlara vacib kılardım.'' denmek
istenmiştir. Şu halde tehir etmek vacib değildir. Bunun vacib olmayışı tehirin
müstahablığına engel teşkil etmez.''