12- YATSI NAMAZINI
KILMADAN ÖNCE UYUMAKTAN VE KILDIKTAN SONRA KONUŞMAKTAN NEHİY BABI
حدّثنا محمد
بْن بشار.
حدّثنا
يَحْيَى بْن
سعيد،
وَمُحَمَّد
بْن جعفر وعبد
الوهاب.
قالوا: حدّثنا
عوف، عَنْ أبي
المنهال،
سيار بْن
سلامة، عَنْ
أبي برزة
الأسلمى؛ قال: -
كَانَ رَسُول
اللَّه صَلَى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَم
يستحب أَن
يؤخر العشاء.
وكان يكره
النوم قبلها
والحديث
بعدها.
فِيْ
الزوائد:
إسناده صحيح،
رجاله ثقات.
Ebu Berze
el-Eslemi (r.a.)'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir :
Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem), yatsı namazını tehir etmeyi müstahab görürdü.
Yatsı namazından önce uyumaktan ve yatsı namazından sonra konuşmaktan kerahet
ederdi."
Zevaid de: ‘’Bu
hadis’in isnadı sahih, ravileri sikadır’’ deniyor.
Tahric: Bu hadisi
Kütüb-i Sitte sahipleri kısa ve uzun metinler halinde rivayet etmişlerdir.
AÇIKLAMA :
Tirmizi, Nebi
(s.a.v.)'in yatsı namazından önce uyumaktan ve namazdan sonra konuşmaktan
kerahet ettiğine dair Ebu Berze (r.a.) hadisini naklettikten sonra bunun hasen
- sahih olduğunu söylemiştir. Oradaki rivayette yatsı namazının tehirinden
bahsedilmiyor. Tirmizi, bu arada: İlim ehlinin ekserisi, yatsı namazını
kılmadan önce uyumayı mekruh görmüşlerdir. Bazı alimler buna ruhsat
vermişlerdir. Abdullah bin El-Mübarek, hadislerin ekserisinin kerahete delalet
ettiğini ve bazı alimlerin Ramazan ayına mahsus olmak üzere yatsıdan önce
uyumaya ruhsat verdiklerini söylemiştir, der.
Ebu Davud'un
rivayetinde yatsı namazının geciktirilmesi ile ilgili parça şnyledir ;
''o; yatsı namazını
gecenin üçte birine kadar geciktirmeye iltifat etmezdi."
EI-Menhel yazarı,
hadisin açıklamasıyla ilgili olarak şöyle der: ''Nevevi: Yatsı namazını kaçırmak
endişesi olmadığı takdirde uykusu fazla gelen kişinin yatsıyı kılmadan uyuması
mekruh değildir, demiştir.
İbn-i Seyyidin-Nas,
Tirmizi şerhinde: Yatsı namazından önce uyumayı mekruh gören alimler, durumu
ciddi göstermişlerdir. Ömer, oğlu AbduIlah ve İbn-i Abbas (r.anhum), bu
görüşteki alimlerdendirler. Malik de bu yoldan gitmiştir.
Ali ve Ebu Musa
(r.a.)'nın dahil olduğu bir grup alim, uyumayı caiz görmüşlerdir, Kufelilerin
mezhebi de budur.
Bazı alimler de:
Uyuyan kişinin yanında, kendisini namaz için uyandıracak birisinin bulunması
halinde uyumakta kerahet yoktur, demişlerdir. İbn-i Ömer (r.a.)'den bu görüş de
rivayet edilmiştir. Tahavi de bu yola gitmiştir.
İbnü'l-Arabi: Yatsı
vakti çıkmadan önce uyanacağını alışkanlığıyla bilen kişi, veyahut onu
uyandıran bir kimse bulunduğu takdirde yatsı namazını kılmadan uyuyabilir,
demiştir.
Uyumanın kerahetine
hükmedenler, bu babtaki hadisi delil göstermişlerdir. Mekruh olmadığına
hükmedenler ise Buhari ve başkasının rivayet ettikleri Aişe (r.anha)'nın şu
mealdeki hadisini delil göstermişlerdir: ''Nebi (s.a.v.), yatsı namazını
geciktirdi. Hatta Ömer (r.a.), O'na seslenerek kadınların ve çocukların
uyuduğunu haber verdi. Nebi (s.a.v.) uyuyanlara itiraz etmedi." Diğer bir
delil de, İbn-i Ömer (r.a.)'in şu mealdeki hadisidir: ''Nebi (s.a.v.), bir gece
meşgul olduğundan yatsı namazını geciktirdi. Hatta biz mescidde uyuduk. sonra
uyandık. Daha sonra uyuduk. Sonra uyandık. Nebi. (s.a.v.) çıkıp yanımıza geldi.
Nebi (s.a.v.) uyuyanlara itiraz etmedi."
İbn-i Seyyidin-Nas:
Ben, Sahabrlerin mescidde namazı beklerken uyuklamalarını yatsı namazından önce
nehyedilen uyku şeklinden görmüyorum. O, uyku değil, bir uyuklamadır, demiştir.
(Haddim olmayarak
şöyle de denilebilir kanaatindeyim: Yatsı namazını kılmadan uyuma yasaklığının
sebebi yatsı namazını kaçırma endişesi ise, bu endişe, yatsı namazını cemaatle
kılmak için camide toplanmış olan bir cemaat için pek söz konusu olmasa gerek.)
Yatsı namazından sonra
konuşmaya gelince; Nebi (s.a.v.), yatsı namazı kılındıktan sonra Dünya ile
ilgili şeyleri konuşmaktan kerahet ederdi. Fakat yatsı vakti girip de henüz
yatsı namazı kılınmamışken, bu tür konuşmadan kerahet etmezdi. Namaz
kılındıktan sonra konuşma kerahetinin sebebi, günlük işin sonucunun ibadetle
kapanma arzusudur. Çünkü uyku, ölümün kardeşidir.
Yatsı namazından sonra
konuşmanın kerahetine hükmeden alimler arasında bulunan Said bin El-Müseyyeb:
Yatsı namazını kılmadan uyumak, yatsıyı kılıp, arkasında boş laf etmekten bence
daha sevimlidir, demiştir.
Ömer bin El- Hattab
(r.a.) yatsı namazından sonra Dünya ile ilgili konuşmalara dalan halkı döverek:
Gecenin ilki konuşmakla ve sonu uykuyla mı? derdi. Sebebi de yatsı namazından
sonra konuşmak, uykusuz kalmaya sebebiyet verebilir.. Bu takdirde geç uyuyan
kişinin, gece namazını veya sabah namazını kaçırma endişesi doğar. Diğer
taraftan gece uykusuz kalmak, gündüz din ve dünya ile ilgili işleri de aksatır.
Nevevi: Yatsı
namazından sonra Siretü'l-Battal, Antere ve benzeri uydurma hikayeleri okumak
haram konuşma türündendir. Ama hayırlı bir iş hakkında konuşmak veya bir
mazeret dolayısıyla söz söylemek mekruh değildir, demiştir.
El-Hafız da: Bu
kerahet, mutlak bir işe ait olmayan konuşmalara mahsustur, demiştir.
Yukarıda yapılan
nakillerden anlaşılıyor ki, yatsıdan sonra mekruh olan konuşma, yararlı olmayan
şeylerle ilgili konuşmadır. Ama ilmi çalışma, salihlerin hikayelerini anlatmak,
kişinin çoluk çocuğu ile konuşması, misafirlerle gerekli şeyleri görüşmek ve
müslümanların masIahatları hakkında konuşmak mekruh değildir. Çünkü Tirmizi'nin
rivayet ettiğine göre, Ömer (r.a.) : Nebi (s.a.v.), müslümanların işleri
hakkında Ebu Bekr (r.a.) ile geceleyin görüşürdü. Ben de, Onlarla beraber
bulunurdum, demiştir.