SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-MESACİD VE’L-CEMAAT

<< 764 >>

DEVAM: 10- MESCIDDE BALĞAM'IN MEKRUHLUĞU BABI

 

حَدَّثَنَا علي بْن مُحَمَّد. حَدَّثَنَا وكيع، عَن هشام بْن عروة، عَن أبيه، عَن عائشة؛  - أن النَّبِي صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلِّمْ حك بزاقاً في قبلة المسجد.

 

في الزوائد: إسناده صحيح، ورجاله ثقات. والحديث في الصحيحين من حديث أبي هُرَيْرَة وأبي سعيد وعَبْد اللّه بْن عمر.

 

Aişe (r.anha)'dtn rivayet edildiğine göre: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) mescidin kıble duvarındaki bir tükrüğü kazımıştır.

 

Not: Zevaid'de: İsnadı sahihtir. Ricali sikadır. Buhari ve Müslim'de bu hadis metni Ebu Hureyre, Ebu Said-i Hudri ve Abdullah bin Ömer (r.a.)'den rivayet edilmiştir, denmiştir.

 

 

AÇIKLAMA  (761, 762, 763 ve 764)

 

764 nolu Aişe (r.anha)'nın hadisinin Kütüb-i Sitte'den yalnız sünenimiz İbn-i Mace'de rivayet edildiği notta belirtildiği gibi Zevaid sahibi tarafından söylenmiş ise de bu hadis Müslim'in 'Mescidde tükürmekten nehiy' babında rivayet olunmuştur. İzah'ın sonunda Müslim'deki metni senediyle beraber nakledeceğiz

 

Ebu Said-i Hudri (r.a.), Ebu Hureyre ve AbduIIah bin Ömer (r.a.)'in hadisleri, Buhari ve diğer sahih hadis kitabıarında az lafız farkıyla rivayet edilmiştir.

 

Nühame: Göğüsten çıkan balğamdır. Bazıları: Burun yoluyla baştan inen balğam'a Nühame denilir, göğüsten çıkan balğam'a Nühaa denilir, demişlerdir.

 

Busak ve Buzak kelimeleri, tükürük demektir.

 

Bazı rivayetlerde 'Nühame' geçer, diğer bir kısım rivayetlerde 'Busak'; başka rivayetlerde 'Buzak' geçer.

 

Mescidlerde, göğüs'ten çıkan balğam, baştan inen balgam ve ağızda oluşan tükürüğün atılması arasında bir fark yoktur. Hepsi yasaktır. Bu itibarla Bahsi geçen kelimelerden hangisi rivayet olunmuşsa netice değişmez.

 

761 nolu Ebu Hureyre (r.a.) ve Ebu Said-i Hudri (r.a.)'nin hadisinin Buhari ve Müslim tarafından da rivayet edildiğini yukarıda söylemiştik. Bu hadis, kıble ve sağ tarafa tükürmeyi yasaklıyor. Bu yasaklama umumidir. Yani namaz içinde veya mescid içinde olma şartını koşmuyor.

 

Tirmizi, Ebu Davud ve Nesai'nin Tarık bin Abdillah el-Muharibi (r.a.)'dan rivayet ettikleri benzer hadiste Nebi (s.a.v.) şöyle buyuruyor:

 

''Adam namaza durduğu zaman veya biriniz namaz klldığl zaman ne önüne ne de sağına tükürmesin ... "

 

EI-Menhel yazarı 'Mescidde tükürmenin keraheti babı'ndaki Tarık (r.a.)'ın hadisini açıklarken şöyle der: ''Hadiste kıble ve sağ taraflarına tükürmek yasak kılındığından yasaklama zahiren haram kılınma anlamını taşır. Buhari'nin Enes (r.a.)'den olan rivayetinde yasaklama sebebinin Allah Teala'nın kişi ile kıble arasında oluşunun gösterilmesi de haramlık anlamını te'yid eder

 

el-Hafız: 'Bu sebebe bağlamak, kıble tarafına tükürmenin mutlaka haram olduğuna delalet eder Kişi mescidde olsun olmasın hüküm aynıdır, özellikle namaz esnasında bu hareket şiddetle haramdır, Artık mescidde tükürmenin mekruhluğu tenzih için mi? tahrim için mi diye bir ihtilaf' söz konusu değildir. İbn-i Huzeyme ve İbn-i Hibban'ın sahihlerinden Huzeyfe (r.a.)'den mer1u' olarak rivayet edilen bir hadiste :

 

"Kıble tarafına tüküren kişi, kıyamet günü tükrüğü gözleri arasında olduğu halde gelir." buyurulmuş; yine İbn-i Huzeyme'nin İbn-i Ömer (r.a.)'den merfu' olarak rivayet ettiği başka bir hadiste, ''Kıble tarafına balğam atan kişi, kıyamet günü balğam'ı yüzünde olduğu halde haşredilir." buyurulmuştur Ebu Davud ve İbn-i Hibban'ın es-Saib bin Hallad (r.a.)'dan riv;iyet ettikleri hadiste:

 

Bir adam bir kavme imamlık etmiş de, kıble tarafına tükürmüş. Namazdan çıkınca ResululIah (s.a.v.), o kavme: "O şahıs size imamlık yapmasın.'' buyurmuş ve adama: ''Gerçekten sen, Allah'a ve Resulüne eziyet ettin." buyurmw)tur' demiştir.

 

Tarık (r.a.)'in hadisinin zahirine göre kıbieye ve sağ tarafa tükürmenin yasaklığı namaz haline mahsustur. İmam Malik'e göre namaz dışında sağ tarafa tükürmekte beis yoktur.

 

Nevevi. Namaz içinde ve namaz dışında kıble yönüne ve sağ tarafa tükürmek mutlaka yasaktır, demiştir, Buhari ve Müslim'in rivayet ettikleri Ebu Hureyre (r.a.)'in (761 nolu) hadisi mutlaka yasaklığa deleılet eder. Ebu Said-i Hudri (r.a.) ilc Cabir (r.a.)'in hadisi de buna delalet eder.

 

El-Hafız. 'Sag tarafa tükürmenin mutlaka yasak olduğuna delalet eden delillerden birisi de İbn-i Mes'ud (r.a.)'in namazda değilken sağ tarafa tükürmekten kerahat ettigine dair Abdürrezzak ve başkasının rivayet ettikleri hadistir. Muaz bin Cebel (r.a.)'in de: Ben müslüman olalı sağ tarafıma tükürmedim, dedigi rivayet olunmuştur.  Ömer bin Abdülaziz (r.a.)'in de, oğlunu sağ tarafa tükürmekten menettiği rivayet olunmuştur,' demiştir.

 

Kadi iyad: Namaz esnasında mecbur olmadıkça sağ tarafa tükürmek yasaktır. Bundan başka hiç bir çare bulmak mümkün değilse zaruret nedeniyle yapabilir, demiştir.

 

el-Hafız: Namaza duran kişinin üzerinde elbise varken sağ tarafa tükürmekten başka bir çare yoktur denemez. Zaten Şar-i Hakim mecbur kalındığında elbise içine tükürme yolunu göstermiştir, demiştir.

 

Hadisin zahirine göre sol tarafa veya sol ayak altına tükürme ruhsatı verilmiştir. Tarık (r.a.)'in rivayetinde şöyle buyuruluyor:

 

"Velakin sol tarafı boş ise oraya tükürsün. "

 

Şu halde adamın sol tarafında bir kimse. varsa oraya da tüküremez. Ancak sol ayağ'ının altına tükürebilir.

 

Nevevi: Sol tarafta veya sol ayağının altına tükürme ruhsatı mescidin dışındaki adama mahsustur. Mescid içinde kişi buralara da tüküremez. Ancak elbisesi içine tükürebilir. Çünkü:

 

"Mescidde tükürmek günahtır,'' hadisi sahihtiı'. demiştir

 

Nevevi şunu demek istemiştir: Nebi (s.a.v.) mescidde tükürmenin hata olduğunu" beyan ettikten sonra mescidde tükürmeye izin vermesi akıldan uzaktır.

 

İbn-i Hacer 'Mişkatü'l-Mesabih' şerhinde: Kişinin sol tarafına veya sol ayağının altına tükürmesi ruhsatı, namazdaki şahsın mescidden başka bir yerde namaz kılması zamanına mahsustur. Veyahut mescidde iken tükürmesi halinde tükrüğünün mescidin her hangi bir yerine dokunmaması şartına bağlıdır. Namaz dışındaki tükürme ve mescid dışındaki tükürme hükmü de, namaz içindeki tükürme hükmü gibidir, demiştir.

 

İbnü'l-İmad: Mescidde hakaret maksadıyla tükrüğünü her hangi bir tarafa atan kişinin küfre gittiği husüsunda alimler arasında her hangi bir ihtilaf yoktur, demiştir.'

 

 

MESCİDDE TÜKÜRMENİN MEZHEBLERE GÖRE ŞER'İ HÜKMÜ

 

1- Hanefilere göre mescid i tükürük, sümkürük ve balğamdan korumak vacibtir Mescidin duvarlarına veya zeminine; döşemesinin üstüne veya altına tükürmek, tahrimen mekruhtur. Bunu yapanın derhal temizlemesi gerekir. Mescid tabanının topraklı oluşu, sert bir madde ile kaplı oluşu keza döşemeli, döşemesiz oluşu arasında hiç biı fark yoktur.

 

2- Şafii alimleriıw göre nıescidin tabanı yumuşak bir topreık labakasından teşekkül etmiş olup kişi önceden bir çukur kazıp içine tükürdükten Sonra toprakla iyice üstünü örterse haram işlemiş sayılmaz. Çukur kazmadan tükıırse haram işlemiş olur Tükürdükten sonra onu gömerse, günahın devamını önlemiş olur. Keza mesc:idin sert tabanına tükürük atmakla haram işlemiş olur, Günahııı devamını önlemek için, onu kazıması gerekir

 

3- Malikiler' göre tabanı sert olan mcscidin tabanına az tükürük atmak mekruhtur, Çok olunca haram olur Mescidin tabanı çakıl taşlarıyla döşeli olduğu zaman yere tükürmek mekruh değildir.

 

4- Hanbelilere göre mescidde tükürmek haramdır. Tabanı toprak veya çakıl taşlarıyla döşeli olan mescidin tabanına atılan tükürük, sahibi tarafından yere göınüldüğü takdirde günahın devamlılığı önlenmiş olur, Şayet. tabanı sert ise kazıması veya silmesi gerekir, Bunu hasırla örtmek kafi değildir. Sahibi tarafınrlan gömülmeyen tükürüğü görenin. bımun gidermesi vacibtir,

 

763 nolu İbn-i Ömer (r.a.)'in hadisini yukarıda anlattığımız gibi Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesai ve Maiik az lafız farkıyla rivayet etmişlerdir.

 

Bu hadisle namaz esnasındcl kıble tarafına tükiirmenin yasaklığl gerekçeli olarak bildirilnliştir

 

EI-Menhel yazarının, bu hadisin açıklaması ile ilgili olarak verdiği bilginin biı' kısmı şöyledir: "Hadisin zahirine göre Nebi (s.a.v.), ınescidin kıble tarafında gördüğü balğaml bizzat gidermiştir. Nesai'nin Enes (r.a.)'den rivayet ettigi bir hadise: (762 nolu hadisimizi kastediyor) göre Ensardan bir kadın kalkıp mescid'in duvarındaki balğamı kazımış ve yerine haluk denilen güzel kokuyu sürmüştür Nebi (s.a.v.) de bunu beğenmiştir iki hadis arasında bir çelişki yoktur. Çünkü olayın teaddüdü (bir'den fazla tekrarı) muhtemeldir.

 

Rivayetin zahirine göre görülen balğam kuruymuş. Çünkü yaş olmuş olsaydı ravi. " ... kazıdı'' yerine ''.sildi'' diyecekti. Hadis yaş balğam gibi kuru balğamın da pis olduğuna delalet. eder

 

Hadis'in ''... كان اللَّه قبل وجهه...'' cümlesinin zahiri manası: ''Allah Teala namaza duranın yüzünün döndüğü tarafta olmuş olur.'' demektir-.

 

Halbuki Allah mekandan münezzehtir. Bunun için bu cümle şöyle yorumlanmıştır. "AIlah'ın kıblesi ... '' veya "Allah'ın azameti ... '' yahut. "Allah'ın sevabı...''  Yami ehlinin malumu olduğu üzere lafza-i Celal'in dışında bir mudaf kelime takdir edilir .

 

Hattabi cümleyi şöyle yorumlamıştır. Allah'ın, namaz kılınırken O'na doğru durmayı emrettiği kıble, namaz kılanın yüzünün döndüğü taraftadır. O halde kıble tarafını balğamdan korusun. Kabe'ye Allah'ın kabesi ve Allah'ın evi denildiği gibi namaz kılan'ın yüzünün dönük olduğu tcırafa Allah'ın tarafı ve Allah'ın kıblesi denilebiIiI'.

 

Hadiste ''Kişi namazda olduğu zaman ... '' buyurulmuştur. Namaz dışında da kıble tarafına tükürmenin yasaklığı, sahih hadislerle sabittir. Özellikle namaz içinde kıble tarafına tükürmek çok daha ağır olduğu için bu hadiste ''namazda olduğu .. '' kaydı konulmuştur.

 

 

HADİSiN FIKIH YÖNÜ :

 

1- Mescidi, kirletici olan her şeyden korumak gerekir.

 

2- İmam, mescidin durumunu kontrol ederek, pisliklerden korunmasında titizlik göstermelidir.

 

3- Hadis, Nebi (s.a.v.)'in yüksek tevazusunu ifade eder.

 

4- Özellikle kıble yönüne çok hürmet edilmelidir.

 

Zevaid'de yalnız ibn-i Mace tarafından rivayet. edildiği bildirilen Aişe (r.anha)'nın hadisinin Müslim'de de rivayet edildiğini belirtmiştik. Müslim'in rivayeti şöyledir.  " ... Aişe (r.anha)'dan rivayet edildiğine göre; Nebi (s.a.v.) (mescidin) kıble duvarında bir tükürük veya sümük veya balğam görmüş de onu kazımıştır.''