17- CEMAATTAN (ÖZÜRSÜZ)
GERİ KALMAK HAKKINDi\Kİ TEŞDİD BABI
حَدَّثَنَا
أَبُو بَكْر
بْنُ أَبِي
شَيْبَة.
حَدَّثَنَا
أبو معاوية،
عَن الأعمش،
عَن أبي صالح،
عَن أبي هُرَيْرَة؛
قَالَ: - قَالَ
رَسُول
اللَّهِ
صَلَى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ
((لقد هممت أن
آمر بالصلاة
فتقام، ثم آمر
رجلا فيصلي
بالناس، ثم
أنطلق برجال
معهم حزم من
حطب إلى قوم
لا يشهدون
الصلاة،
فأحرق عليهم
بيوتهم
بالنار)).
Ebu Hureyre (r.a.)'deıı
şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki:
«Vallahi içimden
öyle arzu ettim ki namaza durulmasını emredeyim de ikamet getirilsin. Sonra bir
adama emredeyim halka namaz kıldırsın. Bu emirden sonra beraberlerinde odundan
demetler bulunan bir kaç adamı cemaata (özürsüz) gelmeyen güruha götürüp de
üzerlerine evlerini ateşle cayır cayır yakayım.»
Diğer tahric:
Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesai ve Ahmed
AÇIKLAMA:
EI-Menhel
yazarı, hadisin manası ile ilgili olarak şöyle der: ''Nebi (s.a.v.) bazı
müslümanları farz namaz cemaatlarının bazısında bulmayınca bu hadisi
buyurmuştur. Nitekim Müslim'in bir rivayetinde hadis şöyle başlar: 'Nebi
(s.a.v.) bazı namazlarda bir kısım insanları bulmayınca: ''Vallahi içimden ...
'' buyurmuştur.' Beyhaki'nin rivayetinde Nebi (s.a.v.) : ''Münafıklara en çok
ağır gelen namaz yatsı ve sabah namazlarıdır. Eğer bu iki namazdaki sevabı
bilselerdi, emekliyerek de olsa bunlara gelirlerdi. Vallahi içimden...''
buyurmuştur.
Cemaata özürsüz
devam etmeyenlere, tam namaz kıldırılacağı esnada onların evine gidilmesi
isteğinin sebebi, onların suçüstü yakalanmalarıdır. Özürsüz olarak cemaata
gitmeyişleri tesbit edildikten sonra cezaya müstehak oldukları müşahede edilmiş
olur.
Nebi
(s.a.v.)'in: ''Sonra bir adam'a emredeyim ... '' buyruğu, imamın; önemli bir
işi çıktığı zaman, cemaata namaz kıldıracak birisini yerine vekil
bırakabileeeğine delalet eder.
Hadisteki namaz
genel olup bütün farz namazları içine alır. Zahir de budur.
Hadisteki namaz
ile yalnız yatsı namazının kasdedilmiş olması muhtemeldir. Çünkü. Ahmed'in Ebu
Hureyre (r.a.)'den rivayet ettiği bir hadiste Nebi (s.a.v.) ; ''Eğer evlerdeki
kadınlar ve çocuklar olmamış olsaydı, yatsı naınazına başlardım. Ve
evlerdekileri ateşle yaktırırdım.'' buyurmuştur. İbn-i Huzeyme, Ahmed ve
Hakim'in İbn-i Ümmi Mektum (r.a.)'den rivayet ettikleri bir hadis de yatsı
namazına. gelmeyenlerin başlarına evlerini yaktırma arzusunun Nebi (s.a.v.)
tarafından izhar edildiğine delalet eder.
Hadisteki namazdan
maksad sabah yatsı namazları olabilir. Çünkü Müslim, Nesai, İbn-i Mace, Ebu
Davud ve Ahmed'in Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet ettikleri bir hadiste Nebi
(s.a.v.): ''Münafıkıara en ağır gelen namazlar, yatsı ve sabah namazlarıdır ...
'' buyurmuştur.
Hadisteki
namazIa Cum'a namazının kasdedilmiş olması ihtimali de vardır. Çünkü Müslim'in
İbn-i Mes'ud (r.a.)'dan rivayet ettiği bir hadiste Nebi (s.a.v.) özürsüz Cum'a
namazından geri kalan bir kavim için şöyle buyurmuştur:
''Vallahi
içimden geçti ki bir adam'a emredeyim (Cum'a) namazını kıldırsın. Sonra Cum'a
namazından özürsüz geri kalan adamların başlarına evlerini yakayım.''
HADİSİN FIKIH
YÖNÜ :
1- Taleb
olmadan yemin etmek meşrudur.
2- Şer'i ceza
verilmeden önce suçlunun tehdidi caizdir. Bunun hikmeti ise, kötülük ehven bir
ceza ile önlenebildiği takdirde bununla yetinilmesidir.
3- Meşru
işlerde başkasından yardım dilemek caizdir.
4- Hadisin
zahirine göre mal ile cezalandırmak caizdir. Malikiler'den bir cemaatın görüşü
budur. Fakat cumhur: Mal ile'cezalandırma, İslamiyet'in ilk günlerinde vardı.
Sonra neshedildi, demiştir.
5- Borçlu veya
suçlu olup hakkın yerine getirilmesine karşı çıkan kişinin, evinde saklandığı
zaman, evinden isteği dışında dışarı çıkarılması caizdir. Çünkü Nebi (s.a.v.),
cemaata gitmeyen kimselerin, evlerini yakmakla dışarı çıkarılmalarını
arzulamıştır.
6- Namazın
cemaatla kılınmasının ne kadar önemli olduğu belirtilmiştir.