DEVAM: 13- İMAM OKUDUĞU
ZAMAN SUSUNlJZ BABI
حَدَّثَنَا
جميل بْن
الحسن.
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الأعلى.
حَدَّثَنَا
معمر، عَن
الزهري، عَن
ابن أكيمة،
عَن أبي
هُرَيْرَة؛
قَالَ: - صلى بنا
رَسُول
اللَّهِ صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ،
فذكر نحوه.
وزاد فيه: قال
فسكتوا، بعد،
فيما جهر فيه
الإمام.
İbn-i Ükeyme
(r.a.)'den: O(nun) da Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet ettiğine göre Ebu Hureyre
(r.a.) :
Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize namaz kıldırdı diyerek, yukarıdaki hadisin
mislini söyledi ve ona şu ilaveyi yaparak,' dedi ki:
Bundan sonra
sahabiler, imam'ın açıktan okuduğu namazlarda sustular."
AÇIKLAMA : Müellif İbn-i Mace'nin, kısmen ayrı iki senedie ve
İbn-i Ukeyme (r.a.)'in bu hadisini ikinci senedie rivayet olunan metindeki
ziyadeyle beraber Ebu Davud, Tirmizi ve Nesai'de rivayet etmişlerdir.
Tirmizi,
hadisin hasen olduğunu da söylemiştir. Ayrıca Malik, Şafii, Ahmed ve İbn-i
Hibban da rivayet etmişlerdir.
Hadisin
manasına gelince; Ebu Hureyre (r.a.) Nebi (s.a.v.)'in kıldırdığı namazın sabah
namazı olduğunu zannettiklerini söylemiştir ....
Nebi (s.a.v.)'i
''Bana ne oluyor ... " ifadesi hakkında el-Menhel yazarı şöyle der: - ~
''Bana ne
oluyor... '' ibaresi, arap dilinde çeşitli manalara kullanılır. Bunlardan
birincisi, kişinin, kendi nefsini kınamakta kullanılmasıdır. Mesela: Bana ne
oluyor ki şöyle yaptım veya böyle ettim ... deniliyor. Yani: Yapmamalıydım,
demek isteniyor.
İkincisi: Bir
adamın yaptığı bir işten hoşlanmayan bir kimsenin, failini kınamak maksadıyla
bu ifadeyi kullanmasıdır. Mesela: Bana ne oluyor ki hakkım engelleniyor? Bana
ne oluyor ki bana eziyet ediliyor ... gibi.
Üçüncüsü:
Sebebi meçhul olan bir şeyi tasvib etmemekte kullanılmasıdır. Mesela, adam: Bana
ne oluyor ki falan işi anlayamıyorum? söyler.
Hadiste üçüncü
mananın daha münasib olduğu umulur.'' ''Kur'an'da bana münazaa ediliyor.''
cümlesine gelince: Peygamber (s.a.v.), açıktan kıraat ettiğinde cemaat'tan
birisi de aynı ayetleri açıktan okuduğu için Peygamber (s.a.v.) meşgul etmiş ve
sanki ayetleri Peygamber (s.a.v.)'in mübarek ağzından çekip çıkarıyormuş. Bu
cümle bu durumu ifade etmektedir.
Münazaa,
karşılıklı çekişme ve iki tarafın birbirini mağlub etmek için karşılıklı gayret
etmeleridir. Burada Peygamber (s.a.v.)'in açıktan kıraat ettiği ayetleri
cemaat'tan birisi de açıktan okumakla Peygamber (s.a.v.)'in kıraatına müdahale
etmiş, Onu meşgul etmiş ve adeta Ona galib gelmeye çalışmış sayılmıştır.
İkinci senedle
rivayet olunan hadisin sonundaki: ''Bundan sonra sahabiler...'' ziyadesi,
tercemede Ebu Hureyre (r.a.)'in sözü olarak gösterilmiştir. Ebu Davud ve
Tirmizi'nin rivayetlerinde bu ziyade: ........ şeklinde geçer. EI-Menhel.
yazarı bu ziyadenin Ebu Hureyre (r.a.) veya hadis ravisi Zühri'ye ait olduğunu
söylemiştir. Tirmizi'nin şerhi Tuhfe yazarı bu ziyadenin Zühri'nin sözü
olduğunu söylemiş ve Zühri'nin arkadaşlarının bazılarının, bu ziyadeyi
Zühri'nin sözü olarak rivayet ettiklerini bildirmiş ve: Bu cümle Zühri'nin
kavlinden olup müdreçtir, demiştir. Ve hadis hafızlarının, bunun müdrec
olduğunu sarahaten (açıkça) bildirdiklerini beyan etmiştir.
Müellif İbn-i
Mace'nin rivayeti de buna muhtemeldir, bu ziyade Zühri'nin sözü kabul edilince
terceme şöyle yapılmalıdır:
Ebu Hureyre
(r.a.) demiştir ki: ResuluIlah (s.a.v.) bize ,namaz kıldırdı. Zühri, bir önceki
hadisin mislini zikretti ve ona şunu ilave ederek dedi ki: 'Bundan sonra
sahabiler, imarnın açıktan okuduğu namazlarda sustular.'
EI-Menhel
yazarı şöyle eler: ''Cehri namazlarda imama uyan kimse kıraat etmez diyen
alimler, bu hadisi delil göstermişlerdir. Kıraat etmesi vacibtir, diyen alimler
ise bu hadisin delil olamıyacağını söyleyerek şöyle cevab vermişlerdir:
Bir defa hadis
zayıftır. Çünkü ibn-i Ukeyme (r.a.) hakkında ise söz edilmiştir. Diğer taraftan
hadisin sonundaki ziyade müdrec olup kimisine göre Ebu Hureyre: (r.a.)'in
sözüdür, kimisine göre de Zühri'nin sözüdür. Ebu Davud, bu husustaki
ihtilafları da nakletmiştir. Beyhaki de ziyadenin müdrec olduğunu söyledikten
sonra: Ebu Hureyre (r.a.), gerek cehri namazlarda ve gerekse gizli namazlarda
imam'a uyan kimsenin kıraat etmesini emrettiği halde kıraatı terketmeye delalet
eder. Bu hadisin Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayeti sahih olur mu? demiştir.
Bir de şu husus
vardır: Hadis, ihtilaf noktasının dışında kalır. Çünkü alimler arasındaki
ihtilaf noktası, imama uyan kişinin gizli olarak kıraat edip etmemesidir. Bu
hadiste reddedilen nokta ise, imama uyan kişinin açıktan okurnasıdır. Çünkü
açıktan okuması halinde imamı meşgul etmesi, imamla münazaa durumuna geçmesi
söz konusudur."
EBU DAVUD RİVAYET’İ İÇİN BURAYA TIKLAYIN