DEVAM: 15- KİŞİNİN
RÜKU'YA GİTTİGİ VE RÜKU'DAN BAŞINI KALDIRDlĞI ZAMAN ELLERİNİ KALDIRMASI BABI
حَدَّثَنَا
أيوب بْن
مُحَمَّد
الهاشمي. حَدَّثَنَا
عمر بْن رباح،
عَن عَبْد
اللّه بْن طاوس،
عَن أبيه، عَن
ابن عباس؛
-
أن رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسلَّمْ كان
يرفع يديه عند
كل تكبيرة.
فِي
الزَوائِد:
إسناده ضعيف.
لاتفاقهم على
ضعف عمر بن
رباح.
Abdullah bin
Abbas (r.a.)'den şöyle demiştir:
Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem), her tekbir getirişinde ellerini
kaldırırdı."
Not: Ravi Ömer
bin Ribah'ın zayıflığı üzerinde alimler müttefik oldukları için isnadın zayıf
olduğu Zev:iid'de bildirilmiştir,
AÇIKLAMA: Hadisin zevaid türünden olduğuna notta işaret
edilmişti!". Hadisin ''Her tekbir getirişinde... '' ifadesi, 861 nolu
Umeyr bin Habib (r.a.)'in hadisindeki: مع كل تكبيرة
ifadesine benzer. Orada yapılan izah, burası İçin de aynen yapılabilir. Oradaki
izaha şunu ilave edelim:
Ebu Davud,
'İftitahu's-Salat babı'nda Meymun el-Mekki (r.a.)'den şöyle bir rivayette
bulunmuştur: 'Meymun el-Mekki (r.a.); Abdullah bin Zübeyr (r.a.)'in, onlara
namaz kıldırdığında kalktığı, rüku'ya gittiği (ikinci), secdeye gittiği ve
ayağa kalktığı zamanlarda elleriyle işaret ettiğini görmüş ve şöyle demiştir:
Ben bunun
üzerine İbn-i Abbas (r.a.)'m yanına gittim ve ona: İbn-i Zübeyr (r.a.) öyle bir
namaz kıldı ki, bu güne kadar öyle namaz kılan hiç kimseyi görmedim. dedim. Ve
İbn-i Abbas (r.a.)'e, İbn-i Zübeyr (r.a.)'in yaptığı el işaretlerini yaptım.
Bunun üzerine İbn-i Abbas (r.a.) bana: Eğer sen, Resülullah (s.a.v.)'in namaz
kıhşına bakmak istersen. Abdullah bin Zübeyr (r.a.)'in namaz kılışına uy,
dedi.'
El-Menhel
yazarı, bu hadisle ilgili olarak şöyle der: ''Hadis, ikinci secdeye gidildiği
ve ondan kalkıldığı zaman elleri kaldırmanın caizliğine delalet eder. Lakin
hadis zayıftır. Çünkü ravi İbn-i Lahia, zayıflıkla meşhurdur. Meymun el-Mekki
de meçhuldur. Peygamber (s.a.v.)'in gerek ikinci secdeye giderken ve gerekse
ikinci secdeden kalkarken ellerini kaldırmadığı sahih hadislerle sabittir. Bu
nedenle, bu hadis sahih olsa bile, diğer sahih hadislere muarız sayılmaz. Çünkü
hadisteki; حين
يسجد lafzından murad ''secdeye gittiği zaman...'' değil.
''secdeye gitmek üzere rüku'dan kalktığı zamandır, diye yorum yapılabilir ve; حين ينهض
ال قيام ifadesinden maksad:
''Birinci teşehhüdden üçüncü rek'ate kalktığı zamandır, denilebilir.''