SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU İKAMETİ’S-SALAT

<< 935 >>

DEVAM: 34- YEMEK KONUP NAMAZ (İÇİN) İKAMET EDİLDİĞİ ZAMAN (HANGİSİNE ÖNCELİK VERİLECEĞİ BABI

 

حَدَّثَنَا سهل بْن أبي سهل. حَدَّثَنَا سُفْيَان بْن عيينة. ح وحَدَّثَنَا علي بْن مُحَمَّد. حَدَّثَنَا وَكِيع، جميعاً عَن هِشَامُ بْنُ عروة، عَن أبيه، عَن عائشة؛

 - أن رَسُول اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسلَّمْ قال ((إذا حضر العشاء وأقيمت الصلاة، فابدءوا بالعشاء)).

 

Aişe (r.anha)'dan rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :

 

«Akşam yemeği hazırlanmış olduğu ve namaz (için) ikamet edildiği zaman önce yemek yeyiniz.»

 

 

Diğer tahric: Müslim ve Ebu Davud ile İbn-i Hibban başka lafızlarla rivayet etmişlerdir.

 

AÇIKLAMA(933, 934, 935): Müslim'in rivayeti şöyledir: ''. Yemek hazır iken namaz'a başlamak yoktur.''

 

Aşa.': Akşam yemeği demektir. İşa: Yatsı namazı demektir.

 

Bu babta rivayet edilen ilk hadiste akşam yemeği konduğu zaman namaza ikamet edilirse namaza durulmayıp önce yemek yenmesi emrediImiştir.

 

Üçüncü hadiste, akşam yemeği hazırlanıp namaza ikamet ediIdiği zaman akşam yemeğiyle işe. başlanması emredilmiştir.

 

Tirmizi'nin bu babta rivayet ettiği üçüncü hadisin şerhinde; Tuhfetu'I-Ahvezi yazarı aşağıdaki bilgiyi vermiştir: ''El-Iraki; 'Akşam yemeginin hazırlanmasından maksat yemek yiyenin önüne konmuş durumda olmasıdır. Yemeğin hazırlanmış olması veya kaplara konmuş olması kasdedilmemiştir. Çünkü hadisçilerin ittifakla rivayet ettikleri İbn-i Ömer (r.a.)'in hadisinde Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

 

"Sizden birisinin akşam yemegi önüne konduğu zaman önce yemek yesin ve yemek yiyinceye kadar acele etmesin.''

 

İbn-i Ömer (r.a.) için yemek konuldu, bu arada namaz (için) ikamet ediliyordu. Kendisi imarnın kıraatını işittiği halde yemeğini yemedikçe namaza kalkmazdı,' demiştir.

 

Buhari ve Müslim'in rivayet ettikleri Enes (r.a.)'in hadisi El-Iraki'nin kavlini te'yid eder. Şu halde hadislerdeki hüküm, hazırlanıp henüz adamın önüne konmamış olan yemek hakkında degildir.

Hadislerde namaz kelimesi mutlak olarak geçmiştir. İbn-i Dakiki'l-İyd; 'Namaz kelimesi akşam namazı ile yorumlanmalıdır. Çünkü bir rivayette akşam namazı tabiri kullanılmıştır. Başka bir sahih rivayette de :

 

''Biriniz oruçlu iken akşam yemeği konduğu zaman...'' buyurulmakla namazdan maksadın akşam namazı olduĞu belirtilmiş oluyor.' demiştir.

 

El-Fahihani ise: 'Hadisteki namaz kelimesi umumi manada kabul edilmelidir. Çünkü önce yemek yemenin hikmeti. aç karnına namaza durulduğunda zihnin yemekle meşgul olması ve ibadette arzulanan huşu'un terkedilmesi endişesidir. Bu endişe akşam namazına münhasır degildir. Bir rivayette akşam namazının zikredilmesi bu hükmün ona münhasır oldugunu gerektirmez. Zira oruçlu olmadığı halde çok acıkmış olan kişi icabında oruçlu kimseden daha fazla yemege iştiyaklı olabilir, demiştir.

 

El- Hafız İbn-i Haceri-i Askalani el-Fethü-l'Bari'de bu iki kavli naklettikten sonra: 'Yemeğin namazdan önceye alınması sebebine bakılarak ve acıkmış kişIyi oruçluya ve öğle yemeğini akşam yemeğine kıyaslamak suretiyle hadiste geçen namaz kelimesini umumi (genel) manaya 'yorumlanamaz,' demiştir.''

 

Tirmizi. Enes (r.a.)'in hadisini rivayet ettikten sonra şöyle der: 'Enes (r.a.)'in hadisi hasen-sahihtir. Ebu Bekir, Ömer, İbn-i Ömer ve diğer bazı sahabiler (r.anhum)'un ameli bu hadise göredir. Ahmed ve İshak da bununla hükmederek; cemaatı kaçırsa bile kişi önce akşam yemeğini yer, demişlerdir. Ben el-Carud'den işittim kendisi Veki'den işittiğine göre Veki' bu hadis hakkında: Eğer yemeğin bozulmasından korkarsa kişi önce yemek yer, demiştir. Fakat sahabilerin ve başkalarının yukarıda geçen kavli uygulanmaya şayandır. Bu alimlerin maksadı, kişinin kalbi bir şey ile meşgul iken namaza durmamasıdır. İbn-i Abbas (r.a.)'den rivayet edildiğine göre:

 

''İçimizde bir şey var iken namaza durmayız'', demiştir.' EI-Menhel yazarı; 'Abdesti dar iken adam namaza durur mu?' babında rivayet olunan Aişe (r.anha)'nın mezkur hadisini açıklarken aşağıdaki bilgiyi vermiştir:

 

"Hadisten maksat konmuş olan yemekle kalbi meşgul olan kişinin önce yemek ihtiyacını gidermeden farz bile olsa namaza durmamasıdır. Bu halde namaza durmak Cumhur'a göre tenzihen mekruhtur. Zahiriye mezhebine mensup alimler, İbn-i Hazm, Ebu Sevr ve bir cemaata göre bu halde namaza durmak haramdır. Kılınan namaz da batııdır.

 

Hazırlanmış ve hemen adamın önüne konabilecek durumdaki. yemeğin hükmü, konmuş olan yemeğin hükmü gibidir.

 

Namazdan önce yemeğe oturma hükmü, namaz vaktinin geniş olması kaydına bağlıdır. Eğer yemeğe oturulduğu takdirde namaz vaktinin çıkmasından korkulursa, kişinin önce namaz kılması vacibtir. Cumhurun kavli budur. Çünkü Bağavi'nin Şerhü's-Sünne'de ve Ebu Davud'un rivayet ettikleri Cabir (r.a.)'in hadisine göre Nebi (s.a.v.l: ''Namaz ne yemek için ne de başka şey için tehir edilemez.'' buyurmuştur.

 

İbnü-Melek, Cabir (r.a.)'in hadisini şöyle yorumlamıştır: 'Adam pek acıkmamışsa veya vakit daralmış olup namazın kazaya kalması korkusu varsa önce namaz kılınır, namaz tehir edilemez.'

 

Kalbi meşgul eden ve huşu'u gideren engeller yemek hükmündedir. Önce meşgüliyetler giderilmeli, sonra namaz'a durulmalıdır."