35- YAĞIŞLI GECEDE
CEMAAT(A GİTMEMEK) BABI
حَدَّثَنَا
أَبُو بَكْر
بْنُ أَبِي
شَيْبَة.
حَدَّثَنَا
إسماعيل بْن
إبراهيم، عَن
خالد الحذاء،
عَن أبي
المليح؛
قَالَ:
-
خرجت في ليلة
مطيرة. فلما
رجعت استفتحت.
فقال أبي: من
هذا؟ قَالَ:
أبو المليح.
قال: لقد
رأينا مع
رَسُول
اللَّهِ
صَلَى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ يوم
الحديبية،
وأصابتنا
سماء لم تبل
أسافل
نعالنا،
فنادى منادى
رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ
((صلوا في
رحالكم)).
Ebu'l-Melih
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ben yağışlı bir gece
(cemaatla namaz kılmak için evden) çıktım. Sonra (namazdan) dönünce evin
kapısını açtırmak istedim.
Babam (Usame bin
Umeyr): Kim O? dedi. Ben: Ebü'l-Melih'dir, dedim. Babam:
Vallahi iyi bilirim
ki, Hudeybiye günü biz Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber
idik Ayakkabılarımızın altlarını ıslatmayan bir yağmur yağdı. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'in müezzini :
«Namazınızı
olduğunuz yerlerde kılınız!» diye bağırdı, dedi.
Diğer tahric:
Ebu Davud, El-Hakim ve Beyhaki, bu hadis metninin, Usame'ye ait olan parçasının
benzerini rivayet etmişlerdir.
AÇIKLAMA: Ebu Davud'un rivayeti mealen şöyledir:
"Ebü'I-Melih'in, babasından rivayet ettiğine göre babası, Cuma gününe
rastlayan Hudeybiye zamanında Resulullah (s.a.v.) ile beraber bulunmuş,
ayakkabılarının altını ıslatmayan bir yağmur yağmış ve bunun üzerine Resulullah
(s.a.v.), onların oldukları yerlerde namaz kılmalarını emretmiştir."
Ebu Davud'un bu
hadisi " Yağışlı günde Cuma namazı'' babında rivayet ettiğinden bu hadisi
yağışlı günde Cuma namazına gitmemenin caizliğine delil gösterdiği sanılıyor.
EI-Menhel yazarının dediği gibi, hadis yağış'ın Cuma namazına gitmemek için bir
mazeret olduğunu belirtmez. Çünkü hadiste söz konusu edilen olay Cuma günü
sabah veya ikindi namazında olmuş olabilir. Olayın Cuma gÜnü öğle namazı
vaktinde vuku bulduğu kabul edilse bile yine tam delil olamaz. Çünkü Nebi
(s.a.v.)'in seferde Cuma namazını kıldırdığı sıhhatlı bir şekilde sabit
değildir. Bu hususta yalnız Onun Batnü'l-Vadi'de Cuma namazını kıldırdığına
dair siyer ehlinin ve İbn-i Sa'd'ın rivayeti vardır.
Hadisin:
''Ayakkabılarımızın altlarını ıslatmayan yağmur ... '' ifadesi yağmurun az
yağdığından kinayedir.
Rihal: Rahl'ın
çoğuludur. Rahl: Konak, mesken ve kalınan yer demektir.
Nial: Na'l'ın
çoğuludur. Na'l: Ayakkabı, nal, çökek ve gevşek olmayan kaba arazi gibi
manalara gelir. Tercemede ayakkabı olarak manalandırdık. Bazı alimler sert arazi
diye yorumlamışlardır. Çünkü az yağış sert arazinin üzerinden akıp aşağılarını
ıslatıverir. Fakat gevşek arazi suyu emerek ileriye doğru akmasını engeller.
Ancak bol yağış halinde akıntı olabilir. Sert arazi anlamında yorumlandığında
yine az yağıştan kinaye olmuş ohır.