60- BİLMEYEREK
KIBLE'DEN BAŞKA BİR YÖNE DOĞRU NAMAZ KILANIN BABI
حَدَّثَنَا
يحيى بْن
حكيم.
حَدَّثَنَا
أبو داود.
حَدَّثَنَا
أشعث بْن
سعيد، أبو
الربيع السمان،
عَن عاصم بْن
عبيد اللَّه،
عَن عَبْد اللّه
بْن عامر بْن
ربيعة، عَن
أبيه؛ قَالَ:
-
كنا مع رَسُول
اللَّهِ
صَلَى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ في
سفر. فتغيمت
السماء وأشكلت
علينا القبلة.
فصلينا.
وأعلمنا. فلما
طلعت الشمس
إذا نحن قد
صلينا لغير
القبلة. فذكرنا
ذلك للنَّبِي
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمْ،
فأنزل اللَّه
{فأينما تولوا
فثم وجه اللَّه}.
Amir bin Rebia
(r.a.)'den; şöyle demiştir:
Biz bir
yolculukta Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in beraberinde idik. Hava
bulutlandı ve kıble yönünü bilemedik. Nihayet namaz kıldık ve (durduğumuz yönün
doğru olup olmadığını anlamak için) bir işaret koyduk. Sonra güneş doğunca
kıble'den başka bir yöne doğru namaz kılmış olduğumuz anlaşıldı. Biz bu durumu
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e anlattık. Bunun akabinde Allah Teala: فأينما
تولوا فثم وجه
اللَّه =«Nereye
dönerseniz Allah'ın yönü orasıdır.» [Bakara 115] ayetini indirdi.
AÇIKLAMA: Bu hadisi Tirmizi de rivayet etmiştir. Oradaki
hadis mealen şöyledir:
"Biz bir
yolculukta, karanlık bir gece Nebi (s.a.v.)'in beraberinde idik. Kıble'nin
hangi yönde olduğunu. biz bilemedik. Artık her birimiz kendi yönünde namaz
kıldı. Sabah olunca bu durumu Nebi (s.a.v.)'e anlattık. Bunun akabinde: {
فأينما تولوا
فثم وجه الله } ayeti iiıdi."
Tirmizi bu
hadisin isnadının kuvvetli olmadığını söyledikten sonra: 'İlim ehlinin ekserisi
bununla hükmederek demişler ki: Hava kapalı iken kişi kıbleden başka bir yöne
namaz kıldıktan sonra, yanlış durduğunu anlarsa onun kıldığı namaz sahihtir.
Süfyan-i Sevri,
İbnü'l-Mübarek,Ahmed ve İshak böyle hükmedenlerdendirler,' demiştir.
Tuhfetü'l-Ahvezi
yazarı'da burada şunları söyler:
"Taberani'nin
Muaz bin Cebel (r.a.)'den rivayet ettiği şu mealdeki hadis de bu hadisi takviye
eder: "Bulutlu bir günde bir yolculukta biz Resulullah (s.a.v.) ile
beraber kıble'den başka bir yöne doğru durup namaz kıldık. Nebi (s.a.v.)
namazı, bitirince güneş görüldü. Bunun üzerine biz: Ya Resulallah! Kıbleden
başka bir yöne doğru namaz kılmışız, dedik. O {s.a.v.l: "Şüphesiz sizin
namazınız hakkıyla Allah katına kaldırılmıştır.'' buyurdu."
Ebu't-Tayyib
El-Medeni: 'Bizim Hanefi alimlerimiz bununla hükmederek, kıblenin hangi yönde
olduğunu bilmeyen kişi gereken araştırmaları yaptıktan sonra kanaat ettiği yöne
dönüp namaz kılar. Bilahere hatalı durduğunu anlasa bile kıldığı namazı iade
etmez. Çünkü mükellef olduğu şey, araştırma yapıp namaz kılmaktır. Kişi de bunu
yapmış, demişlerdir,' der.
Şafii: Hatalı
yöne doğru kılındığı anlaşılan namazın iadesi gerekir. O namazın vakti henüz
çıkmamış iken veya vakti çıktıktan sonra durumun anlaşılması farketmez. Çünkü
kıble'ye doğru durmak şarttır. Amir'in hadisi ise zayıftır, demiştir.
SubuIu's-Selam sahibi Şafii'nin sözünü naklettikten sonra: Azhar olanı Amir'in
hadisi ile amel etmektir. Çünkü bu hadis Muaz'ın hadisi ile kuvvet bulur. Hatta
yalnız başına da delil sayılır,
HadIste anılan
ayet-i celile'nin iniş sebebinin başka şeyler oldugu rivayetleri de vardır.
Diğer taraftan ayetin meali hakkında da degişik yorumlar vardır. Bu sebeple
ayet, hadisteki hüküm için kesin bir delil değildir. Zaten kesin delil olsaydı
bu hüküm hususunda alimler arasında bir ihtilaf söz konusu olamazdı.