SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU İKAMETİ’S-SALAT

<< 1204 >>

DEVAM: 129- NAMAZDA SEHV ETMEK (UNUTMAK) BAB!

 

حَدَّثَنَا عمرو بْن رافع. حَدَّثَنَا إسماعيل بْن علية، عَن هشام. حَدَّثَني يحيى. حَدَّثَني عياض؛  - أنه سأل أبا سعيد الخدري، فقال: أحدنا يصلي فلا يدري كم صلى. فقال: قال رَسُول اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسلَّمْ ((إذا صلى أحدكم فلم يدر كم صلى، فليسجد سجدتين وهو جالس)).

 

İyaz (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, kendisi Ebu Said-i Hudri (r.a.)'e :

 

Birimiz namaz kılıyor da kaç rek'at kıldığını bilemiyor, diyerek soru sormuş. Ebu Said-i Hudri (r.a.) de:  Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:

 

«Sizden birisi namaz kılacağı zaman kaç rek'at kıldığını bilemezse, (kesin bildiği rek'at sayısına göre namazını tamamlasın ve selam'dan önce) oturduğu halde iki secde etsin.»

 

 

Diğer tahric:  Müslim, Ebu Davud, Tirmizi ve Ahmed

 

AÇIKLAMA: Ebu Davud'un rivayetinde Ebu Said-i Hudri (r.a.)'a soru soran zat'ın ismi Hilal bin İyaz olarak geçmektedir. Bu hadiste Ebu Said (r.a.)'in Nebi (s.a.v.)'den rivayet ettiği metin kısa olup 1210 numarada uzun ve tafsilatlı olarak geçecektir.

 

Abdullah İbn-i Mes'ud (r.a.)'ın hadisinde Nebi (s.a.v.)'in kıldırdığı namazı fazla mı, eksik mi kıldırdığı hususundaki tereddüdün ravi İbrahim Nehai'ye ait olduğu hadiste belirtilmiştir. Yani İbrahim, Alkame bin Kays'tan aldığı rivayette Nebi (s.a.v.)'in yapmış olduğu sehiv secdesinin sebebini namazdaki fazlalık mı eksiklik mi olduğunda tereddüt etmiştir. Bu badiste İbrahim'in ravisi El-A'meş'tir. 1205 nolu hadiste İbrahim'in Alkame'den olan rivayetinde Nebi (s.a.v.)'in öğle namazıra beş rek'at olarak kıldığı belirtilmiştir. Bu rivayette İbrahim'in bir tereddüdü yoktur. Burada İbrahim'in ravisi el-Hakem'dir. Şöyle olmuş olabilir: İbrahim, El-A'meş'e rivayet ederken tereddüdü varmış, fakat El-Hakem'e rivayet ederken namazda bir fazlalık olduğunu kesin olarak hatırlamış. Mamafih el-A'meş'in rivayetinden de sehiv secdesinin sebebinin fazlalık olduğu anlaşılıyor. Çünkü bu hadiste Nebi' (s.a.v.)'e arz edilen soru: 'Namaz'a birşey mi ilave edildi?' şeklindedir.

 

Sahabilerin bu soruyu sormaları sebebine gelince; Nebi (s.a.v.)'e namaz içinde ve dışında vahiy gelebilirdi. Sahabiler, bu durumu biliyorlardı. Nebi (s.a.v.) öğle farzını beş rek'at kıldırınca ilahi bir emirle rek'at sayısının beşe çıktığını zan eden sahabiler, durumu öğrenmek için bu soruyu sormuşlardır. Nebi (s.a.v.) verdiği cevapta durumun bir unutmadan meydana geldiğini bildirmiş, sonra iki secde yapmıştır.

 

Hadis, Nebi (s.a.v.)'in ibadette sehivetmesinin caizliğine delalet eder. EI-Menhel yazarı, bu konuda şöyle der:

 

İbn-i Dakiki'l-İyd: 'Bilumum alimlerin mezhebi budur. Hadis de buna delildir. Bazı kimseler: Nebi (s.a.v.)'in sehiv etmesi caiz değildir, şer'i bir hükme esas olsun diye bile bile, fakat unutmuş suretiyle fazla rek'at kılmıştır, demişler ise de bu söz batıldır. Çünkü hadiste görüldüğü gibi Nebi (s.a.v.) bizzat:

 

''Ben ancak bir insanım. Siz unuttu'ğunuz gibi ben de unuturum ... '' buyurmuştur. Diğer taraftan unutmuş suretinde görünerek bile bile fazla veya eksik kılmak namazı bozar.

Nebi (s.a.v.)'in unutmasının caizliğine hükmeden alimler: Nebi (s.a.v.)'in unuttuğu şeyin olduğu gibi bırakılması söz konusu değildir. Bunun tamiri için ya hemen, ya da bilahere O'nun tarafından gereken açıklama yapılır. Nitekim hadiste söz konusu unutma olayının hemen arkasından gerekli açıklama yapılmış ve tamir edilmiştir. Nebi (s.a.v.)'in unutmasının hikmeti. bu konuda şer'i hükmün beyan edilmesidir.

 

Nebi (s.a.v.)'in konuşmalarında unutma mes'elesine gelince; şer'i hükümlerin tebliği ile ilgili konuşmalarında unutmasının mümkün olmadığı hususunda icma' bulunduğunu Kadı iyaz ve Nevevi nakletmişlerdir. Vahiyle ilgisi olmayan; şer'i hükümlere mesned olmayan ve tebliğle alakası bulunmayan konuşmalara gelince; bazı alimler: Bu tür konuşmalarda unutma caizdir. Çünkü tebliğ kabilinden ve şer'i hükümlere esas olan konuşma kabilinden değildir, demişler ise da Kadı iyaz: Şüphesiz hak ve gerçek olanı, hiç bir konuşmada Nebilerin unutmasının caiz olmadığına hükmeden alimlerin kavlini tercih etmektir. Nebilerin konuşmalarında bile bile gerçek dışı konuşmaları caiz olmadığı gibi yanılarak dahi olsa hilaf konuşmaları caiz degildir, demiştir.' diye bilgi vermiştir.' '

 

Namazda selam verildikten sonra Nebi (s.a.v.)'e : 'Namaza bir şey mi ilave edildi?' diye sorulunca Nebi (s.a.v.) : ''Ben ancak bir insanım".'' buyruğunu buyurduktan sonra iki secde yapmıştır.

 

1211 nolu İbn-i Mes'ud (r.a.)'in hadisinde ise Nebi (s.a.v.)'in önce iki secde yaptığı, sonra: "Ben ancak bir insanım.,,'' buyurduğu bildirilmiştir.

 

Buradaki hadisin İbn-i Mes'ud (r.a.)'den itibaren dördüncü ravisi El-A'meş'tir. Orada ise Mansur'dur. Mezkur hadisler, diger hadis kitaplarında aynı şekilde rivayet edildiği gibi her iki rivayeti te'yid eden başka senedler de vardır. Hulasa bazı rivayetIere göre Nebi (s.a.v.) önce sehiv secdesi etmiş, sonra: ''Ben ancak bir insanım ... '' buyurmuştur. Bazı rivayetler de bunun aksinedir. Beyhaki ve El-Hafız, Mansur'un rivayetini tercih etmişlerdir.

 

EI-Menhel, yazarı: maslahatı için yapılan aşma namazı bozmaz diyenler için bu hadis delil olabilir demiştir.

 

Hadisin zahirine göre sehv secdesi vaciptir. Hanbeliler bununla hükmederek, emirde vaciplik asıldır. Burada da unutma nedeniyle secde edilmesi emredilmiştir. Eğer selamdan önce yapılmasını gerektiren. bir durumda iken bile bile terk ederse namaz bozulur. Şayet selamdan sonra yapılmasını gerektiren bir durumdan dolayı ise bu secdenin terk edilmesi namazı bozmaz. Çünkü bu secde namazın dışındadır, eksiklerini tamamlar. Gerek selamdan önce yapılması icap eden sehiv secdesi unutularak terkedilip uzun zaman geçmeden hatırlanırsa hemen yapılır. Bu arada kişi yüzünü kıble'den döndürmüş olsa veya konuşma yapmış olsa bile zarar vermez. Fakat uzun ara verirse veya mescid'den çıksa, veyahut abdesti bozulsa artık sehv secdesi yapmaz. Kıldığı namaz da sahihtir.

 

Ebu Hanife ve arkadaşları: Sehv secdesi vaciptir. Terk etmek günahtır. Ama namaz bozulmaz. Günahtan çıkmak için namazı iade etmek gerekir, demişlerdir. Zayıf bir kavle göre sünnettir.

 

Ebu Said-i Hudri (r.a.)'in hadisiyle ilgili izah 1210 nolu hadis bahsinde verilecektir.

 

Not: Selam'dan önce veya sonra secdeyi gerektiren durumlar için 1219 nolu hadis'in açıklaması....