130- ÖĞLE NAMAZINI
SEHVEN BEŞ REK'AT KILANIN BAB
حَدَّثَنَا
مُحَمَّد بْن
بشار، وأبو
بكر بْن خلاد؛
قالا:
حَدَّثَنَا
يحيى بْن
سعيد، عَن شعبة.
حَدَّثَني
الحكم، عَن
إبراهيم، عَن
علقمة، عَن
عَبْد اللّه؛
-
قَالَ: صلى
النَّبِي
صَلَى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَ سَلَّمْ
الظهر خمساً.
فقيل له: أزيد
في الصلاة؟
قال ((وما ذاك؟))
فقيل له. فثنى
رجله، فسجد
سجدتين.
Abdullah (bin
Mes'ud) (r.a.)'den; şöyle demiştir: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), bize
öğle namazını beş rek'at olarak kıldırdı. Selam verince kendisine:
— Namaz
(rek'atlerın) da ilave mi yapıldı? denildi. Efendimiz:
«Ne o ?» diye
sordu. Kendisine durum anlatıldı. Bunun
üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bacağını bükerek (secdeye
hazırlandı), iki secde etti.
Diğer tahric:
Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesai, Ebu Davud ve Ahmed
AÇIKLAMA: Bazı rivayetlerde: 'Sahabiler: Sen beş rek'at
kıldın, dediler.' diye geçer. Yine bazı rivayetlerde: 'Selam verdikten sonra
iki secde etti.' denilmiştir.
Bazı alimler,
bu rivayeti delil göstererek: Her tür sehiv secdesi selamdan sonradır
demişlerse de, hadis buna delalet etmez. Çünkü Nebi (s.a.v.) selam verinceye
kadar, bir rek'ati fazla kıldığını bilmiyordu. Sahabiler, kendisine soru
sorduktan sonra farkına vardı. Fethul Bari yazarı: Alimler bu olayda sehv
secdesinin selamdan sonra edildiğinde ittifak etmişlerdir. Çünkü Nebi (s.a.v.)
sehiv ettiğini bilmediği için selam vermeden sehiv secdesi etmesi mümkün
değildi. Sahabilerin Nebi (s.a.v.)'e uyarak beşinci rek'ati kılmalarına
gelince; Namaz'ın rek'at sayısının bir ilahi emirle değişebileceğine ihtimal
verdikleri içindir.
Hadisin: فثنى
رجله cümlesi bazı rivayetlerde: فثنى
رجل يه "Bacaklarını
büktü" diye geçer. Bu cümleden maksat; bacaklarının vaziyetini değiştirerek
secde etmeye elverişli bir hale getirmesidir. Bazı rivayetlerde: "ve
kıble'ye döndü." ilavesi vardır.
Hadis, sehven
bir rek'at fazla kılanın namazının bozulmadığına delalet eder. El-Menhel yazarı
bu konuda şu bilgiyi vermiştir:
"Nevevi:
Malik, Şafii, Ahmed ve Selef ile halefin cumhuru, sehven bir rek'at fazla
kılmakla namazın bozulmadığına hükmetmişlerdir. Hatta selamdan sonra farkına
varan kişinin kılmış olduğu namaz sahihtir. Ve uzun bir ara vermeden
hatırlayınca sehiv secdesi yapar. Şayet uzun ara verirse, bizce sahih olanı,
artık secde etmemesidir. Eğer fazla tek'atin kıyamında veya rükuunda veya
secdesinde, yahut herhangi bir yerinde iken durumu hatırlarsa hemen oturup
teşehhüd eder ve sehiv secdesini edere\k selam verir'demiştir.
Malikiler'e
göre selam'dan çok sonra da durumu hatırlayan kişi sehiv secdesi yapar.
Hanefiler şöyle
demişlerdir; Dört rek'atli farzın son teşehhüdüne oturmadan sehven beşinci
rek'ate kalkan kişi, henüz beşinci rek'atin secdesine varmadan farkına varırsa hemen
teşehhüde oturur ve selamdan sonra sehv secdesi yapar. Şayet beşinci rek'atı
secdeye bağladıktan sonra farkına varırsa başını secdeden kaldırmakla farzı
bozulur, kıldığı namaz nafile olur. Bunun için de altıncı bir rek'ati ekler.
Çünkü tek rek'atli nafile meşru değildir.
Şayet dördüncü
rek'ate oturduktan sonra bunun ilk oturuş olduğu zannıyla ayağa kalkar ve
beşinci rek'atin secdesine varmadan durumu hatırlarsa hemen oturup selam verir.
Eğer beşinci rek'atin secdesine vardıktan sonra hatırlarsa farzı tamamdır.
Çünkü o kişi yalnız selam vermemiştir. Selam ise farz değildir. Bunun için
beşinci rek'ate bir rek'at daha ekler, ta ki o iki rek'at nafile olsun."