DEVAM: 132- NAMAZIN
(REK'AT SAYISIN)DA ŞEK (= TEREDDÜT) EDiP ŞÜPHESİZ BİLDİĞİ (REK'AT ADEDİ)NE
DÖNEN KİŞİ HAKKINDA GELEN (HADİSLER) BABI
حَدَّثَنَا
أبو كريب.
حَدَّثَنَا
أبو خالد الحمر،
عَن ابن عجلان،
عَن زيد بْن
أسلم، عَن
عطاء بْن
يسار، عَن أبي
سعيد الخدري؛
قَالَ:
-
قال رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسلَّمْ
((إذا شك أحدكم
في صلاته فليلغ
الشك وليبن
على اليقين.
فإذا استيقن
التمام سجد
سجدتين. فإن
كانت صلاته
تامة، كانت
الركعة نافلة.
وإن كانت
ناقصة، كانت
الركعة لتمام
صلاته، وكانت
السجدتان رغم
أنف الشيطان)).
Ebu Said-i Hudri
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu, demiştir:
«Biriniz
namazının rek'atlerinde şek ettiği zaman şekki atsın ve şüphesiz bildiği
(rek'atleri)ne bina etsin. (Rek'atlerin) tamam olduğuna inandığı zaman
(selamdan önce) iki secde etsin. Eğer namazı tam idiyse (fazla) (iki sehiv
secdesi ile beraber) bir nafile olur. Eğer namazı noksan idiyse o rek'at,
namazını tamamlamak için olmuş olur. Ve namaz sonunda yaptığı iki (sehiv)
secdesi de şeytan burnunun toprağa sürünmesi için olmuş olur.»
Diğer tahric: Müslim,
Ahmed, İbn-i Hibban, Hakim, Beyhaki ve Darekutni
AÇIKLAMA: Abdurrahman (r.a.)'ın hadisine göre kişi namaz
kılarken bir mi iki mi kıldığında veya iki mi üç mü kıldığında yahut üç mü dört
mü kıldığında şek ederse, şüpheli olan sayıyı hesaba katmıyacak ve az olan
rek'at sayısını esas alarak buna göre kalan rek'atleri kılmakla namazını
tamamlayacak, nihayet bir rek'at fazla kıldığında şüphesi olmuş olur. Bilahere
selamdan sonra sehv secdesi edecektir.
Görüldüğü gibi
bu hadis şek halinde az rek'at sayısına bina etmıek hükmünü getirmiş
oluyor. Ebu Said (r.a.)'in hadisine göre
kişi, rek'at sayısında şek ettiği zaman şüpheli olanı atacak ve kesin bildiği
rek'at sayısına bina edecek. Namazın tamamlandığına inancınca selamdan önce
sehiv secdesi edecek. Eğer şüpheyi gidermek için kıldığı rek'at hariç, namazı
tam ise kıldığı fazla rek'at ve namaz sonunda yaptığı sehiv secdesi, iki rek'at
nafile yerine geçer. Bununla ilgili cümle, Ebu Davud'un rivayetinde şöyledir:
"Eğer namazı tam idiyse o fazla rek'at ile iki secde, bir nafile olmuş
olur.''
Şüpheyi
gidermek için kıldığı rek'at ile namazı tamamlanmış ise namazın sonunda yaptığı
sehiv secdesi, şeytan burnunun toprağa sürülmesine vesile olur. Yani şeytanın
tahkir ve hiddetlendirilmesine vesile olur .
Hadisin: وكانت
السجدتان رغم
أنف الشيطان
cümlesi, Ebu Davud'un rivayetinde: وَكَانَتْ
السَّجْدَتَانِ
مُرْغِمَتَيْ
الشَّيْطَانِ
şeklinde geçer. Bunun manası: O iki secde
şeytanı hiddetlendirici ve tahkir edici olmuş olur.''
İrğam: Toprağa
sürmektir. Riğam: Topraktır.
Araplar: 'Allah
onun burnunu toprağa sürsün: diyerek beddua ederler. Yapılan sehiv secdesinin şeytanı tahkir ve
hiddetlendirmesinin sebebi şudur: Şeytan, kişinin namazını karıştırıp kalbine
şüpheler getirmekle namazını bozmaya çalışınca, bu iki secde şeytan'ın soktuğu
karışıklığı ve şüpheleri gidermek için bir silah olarak kullanılır. Şeytan,
umduğunu bulamadan kovulur. Kişinin namazı tam olur. Üstelik iki secde ilave
edilmiş olur. Böylece şeytan çatlatılmış olur.
Bu hadisten
çıkarılan sonuç şudur: Rek'at sayısında şüphe eden kişi, şekki (şüpheyi) atarak
kesin bildiğine bina eder. Bundan önceki hadisten çıkarılan sonuç, orada
anlattığım gibi şekki atarak az sayıya bina eder. Az sayı kesin bilinen sayı
olduğu için bu iki hadisin sonucu aynı olmuş olur.
Şimdi iki
hadiste geçen "Şek" kelimesi hakkındaki alimlerin görüşlerini ve
rek'at sayısında şek edildiğinde ne yapılacağı hususundaki alimlerin
kavillerini sunmaya çalışacağım :
Şekk: Arap
dilinde iki şeyarasında tereddüt etmektir. Konumuzdan misal vermek gerekirse,
mesela; namaz kılarken, kişi iki rek'at mı üç rek'at mı kıldığında tereddüt
ederse; buna şek denilir. İki rek'at veya üç rek'at kıldığı hususundaki kanaatı
eşit olsun veya birisi kuvvetli, diğeri zayıf olsun farketmez. Yani verdiğim
örnekte adamın yüzde elli kanaatı iki rek'at ve yüzde elli kanaatı üç rek'at
olsun. Veyahut mesela birisi yüzde yirmi, diğeri yüzde seksen olsun. Hepsine
şek denilir. İki tarafa ait kanaatin eşit olması yolunda meşhur olan şek
tarifi, sonradan meydana gelen bir örf mahsuıüdür.
EI-Menhel
yazarının dediğine göre; şekk'in bu son anlamı, usul alimlerince bilahere kabul
edilen bir ıstılahtır. Hadis, sonradan kabul edilen istilahi manaya
yorumlanamaz .. Lugat manasına yorumlanır.
Sindi şöyle.
der: Bizim Hanefi alimlerimiz, buradaki "Şek"i iki tarafı eşit olan
tereddüt anlamına yorumlamışlardır. Bir taraf kuvvet kazanarak zan-ı galib
haline gelince artık şek kalmamış olur. (Verdiğimiz örneği Sindi'nin nakline
göre açıklayacak olursak şöyle demek gerekir: Kişi mesela' yüzde yetmiş ihtimal
ile üç rek'at ve yüzde otuz ihtimal ile iki rek'at kıldığına kani ise zann-ı
gıUib olan yüzde yetmiş ihtimali tutacak ve kıldığı rek'atleri üç olarak
hesapIayıp namazı tamamlayacaktır.)
'Şekk'in
yukarıda yapılan tarifine göre ise, bu takdirde de az ve kesin olan iki rek'at
esas tutularak ona göre namaz tamamlanır.'
"Şekk"
kelimesini böyle tarif edenin namazını nasıl kılacağına dair alimlerin görüşünü
el-Menhel'den naklen aşağıya alıyorum.
"1- Hanefi
alimleri, Evzai ve Şa'bi'ye göre hayatında ilk defa namaz rek'atlerinde şek
eden veyahut o namazda ilk defa şek eden kimse, namazını yeniden kılacaktır.
İbn-i Abbas, İbn-i Ömer ve Abdullah bin Amr bin El-As (r.a.)'den bu kavil
rivayet edilmiştir.
Namazda şek
etmeyi alışkanlık haline getiren kimse ise, kaç rek'at kıldığını araştıracak ve
kuvvetli kanaatına göre hareket edecek. Eğer her iki ihtimale ait kanaatı eşit
ise, az olan rek'at sayısına göre namazını tamamlayacak Sonunda da sehiv
secdesini yapacaktır.
2 - Şafiiler'e
göre rek'at sayısında şek eden kişi, şüpheli rek'atı hesaba katmıyacak, az ve
kesin olan rek'at sayısını dikkate alarak ona göre namazını tamamlayacaktır.
Şekk'in iki tarafının eşit olması veya bir ihtimali kuvvetli olması, neticeyi
değiştirmez. Zann-ı Ğalip ile amel edilmez. Şek etmeyi alışkanlık haline
getirip getirmemesi de neticeyi etkilemez.
Nevevi' nin
Şeyh Ebu Hamid'den naklen dediğine göre Ebu Bekir, Ömer, İbn-i Mes'ud, Said bin
el-Müseyyeb, Ata', Şureyh, Rabia, Malik ve Sevri (Radiyallahu anhum)'un kavli
de budur.
3 - Malikiler'e
göre rek'at sayısında şek eden kişi, az olan rek'at sayısına bina eder. Eğer
şüpheli olan çok rek'.at sayısına göre namazını tamamlarsa, namazı bozulur.
Ancak hergün namazında şek ediyorsa, yani bunu alışkanlık haline getirmiş ise
artık çok olan rek'at sayısına göre namazını ikmal edecek ve gördüğü şek'den
vaz geçecek. Selamdan sonra da, sehiv secdesi edecek."