DEVAM: 147- SABAH
NAMAZINDAN SONRA VE İKİNDİ NAMAZINDAN SONRA NAMAZ KILMAKTAN NEHİY BABI
حَدَّثَنَا
مُحَمَّد بْن
بشار.
حَدَّثَنَا مُحَمَّد
بْن جعفر.
حَدَّثَنَا
شعبة، عَن قتادة.
ح وحَدَّثَنَا
أَبُو بَكْر
بْنُ أَبِي
شَيْبَة. حَدَّثَنَا
عفان.
حَدَّثَنَا
همام.
حَدَّثَنَا قتادة،
عَن أبي
العالية، عَن
ابن عباس؛
قال: -
عندي رجال
مرضيون، فيهم
عمر بن اْلخطَّاب،
وأرضاهم عندي
عمر؛ أن
رَسُول
اللَّهِ صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ قال
((لا صلاة بعد الفجر
حتى تطلع
الشمس. ولا
صلاة بعد
العصر حتى
تغرب الشمس)).
(Abdullah) bin
Abbas (r.a.)'dan; şöyle demiştir :
İçlerinde Ömer
bin el-Hattab (r.a.)'ın bulunduğu merdi (= Güvenilir, doğru ve çok dindar) bir
çok adam —ki bence en merdisi Ömer (r.a.)'dır. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'in şöyle buyurduğuna benim yanımda şahadet ettiler (= Bana bildirdiler)
:
«Sabah namazından
sonra güneş doğuncaya kadar hiç bir namaz olmaz ve ikindi namazından sonra
güneş batıncaya kadar hiç bir namaz olmaz.»
Diğer tahric:
Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Davud, Tahavi ve Beyhaki
AÇIKLAMA: Bu hadisler, sabah namazından sonra güneş
doğuncaya kadar ve ikindi namazından sonra güneş batıncaya kadar namaz kılmayı
yasaklamışlardır.
İslam alimleri
bu iki vakitte kaza namazlarının kılınmasının caizliğinde ittifak etmişlerdir.
Delilleri de Buhari, Müslim ve Ebu Davud'un da rivayet ettikleri 696 nolu Enes
(r.a.)'in hadisi ve 10. babta geçen diğer hadislerdir. Oradaki hadisler,
unutularak veya uykuda kalınarak vaktinde kılınamayan namazların hatırlandığı
veya uykudan kalkıldığı zaman kaza edilmesini emrederler.
Şu halde bu
hadisler nafile namazlar hakkındadır.
Hadislerde
"Namaz olmaz" denmiştir. Bundan maksat, bu vakitlerde nafile namaz
kılmayı men etmektir. Bu yasaklama mekruhluk içindir. Çünkü Kays bin Amr (r.a.)
sabah namazından sonra iki rek'at namaz kılarken onu Nebi (s.a.v.) görmüş ve :
«Sabah namazının farzı iki rek'attır.» buyurmuş, bunun üzerine Kays (r.a.)
kıldığı namazın sabah sünneti olduğunu arz edince efendimiz sükut etmiştir.
(1154 nolu hadis)
BU İKİ VAKİTTE
NAFİLE KILMAK HAKKINDAKİ ALİMLERİN GÖRÜŞLERİ
1- Ebu Hanife
ve arkadaşları: Bu hadisleri delil göstererek bu vakitlerde her türlü nafile
kılmak mekruhtur. ''Abdest namazı'' ve ''Tahiyyetü'I-Mescid" namazı gibi
bir sebebe dayalı nafilelerle böyle bir sebebe dayalı olmayan nafile arasında
bir fark yoktur, demişlerdir.
Malik, Hasen-i
Basri, Said bin el-Müseyyeb ve Ala bin Ziyad da böyle demişlerdir.
Ali bin Ebi
Talib, İbn-i Mes'ud, Ebu Hureyre, Zeyd bin Sabit, İbn-i Ömer ve İbn-i Amr
(r.anhum) 'un dahil olduğu ashab'tan bir cemaat da böyle demiştir.
2- Şafii:
Abdest almak, camiye girmek gibi bir sebebe dayalı olarak kılınan ''Abdest
namazı'' ve "Tahiyyetü'I-Mescid" namazı gibi nafileler kılınır demiştir.
Delili de Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in öğle namazının son
sünnetini ikindi namazından sonra kılmasıdır. 1159 nolu hadis buna aittir.
3- Hanbeliler'e
göre bu vakitlerde her çeşit nafile kılmak haramdır. Sebebe dayalı olanla
olmayan arasında fark yoktur. Yalnız tavaf sünneti müstesnadır. Çünkü tavaf
sünnetinin her zaman kılınabileceği 1254 nolu hadisle bildirilmiştir.
İbn-i Abbas
(r.a.)'ın hadisinde geçen "Merdi" kelimesi 'Rıza' kökünden ism-i
mef'uldür. Yani 'kendisinden razi olunmuş kişi' demektir. Tercemede parentez
içi ifadeyle belirttiğim gibi burada kasdedilen mana : 'Emniyeti, dürüstlüğü ve
dindarlığı ile her yönden itimada şayan' demektir.