148- NAMAZ KILMANIN
MEKRUH OLDUĞU SAATLER HAKKINDA GELEN (HADİSLER) BABI
حَدَّثَنَا
أَبُو بَكْر
بْنُ أَبِي
شَيْبَة.
حَدَّثَنَا
غندر، عَن
شعبة، عَن
يعلى بْن عطاء،
عَن يزيد بْن
طلق، عَن
عَبْدُ الرحمن
بْن
البيلماني،
عَن عمرو بْن
عبسة؛ قَالَ:
-
أتيت رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسلَّمْ
فقلت: هل من
ساعة أحب إلى
اللَّه من
أخرى؟ قال
((نعم. جوف
الليل الأوسط.
فصل ما بدا لك
حتى يطلع
الصبح. ثم
انته حتى تطلع
الشمس، وما
دامت كأنها
حجفة حتى
تبشبش. ثم صل
ما بدا لك حتى
يقوم العمود
على ظله. ثم انته
حتى تزيغ
الشمس فإن
جهنم تسجر نصف
النهار. ثم صل
ما بدا لك حتى
تصلي العصر.
ثم انته حتى
تغرب الشمس،
فإنها تغرب
بين قرني
الشيطان وتطلع
بين قرني
الشيطان)).
Amr bin Abese
(r.a.)'den; şöyle demiştir: Ben (bir gün) Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'in yanına vararak :
Allah katında
başka saatten daha sevimli (makbul) bir saat varmı ? diye sordum. Buyurdular
ki:
«Evet gece'nin
tam ortası (en makbul saattir) Artık (o zaman'dan) şafak sökünceye kadar sen
dilediğin kadar nafile kıl. Sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar, bir
de (doğduktan sonra) kalkan gibi olduğu müddetçe ve parlayıncaya kadar namaz
kılmaktan vazgeç. Sonra direk kendi gölgesi üstüne kalkıncaya kadar (güneş gök
ortasına varıncaya kadarki süre içinde) dilediğin kadar nafile kıl. Sonra Güneş
semanın ortasından sapıncaya kadar namaz kılmaktan vazgeç. Çünkü cehennem
gündüzün tam ortasında tutuşturulur. Bundan sonra ikindi namazını kılıncaya
kadar dilediğin kadar nafile kıl. İkindi namazından sonra güneş batıncaya kadar
namaz kılmaktan vazgeç. Çünkü güneş şeytan'ın iki boynuzu arasında batar ve
şeytan'ın iki boynuzu arasında doğar.»
Diğer tahric:
Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Ahmed, Tahavi ve Beyhaki de bunu uzun ve kısa
metinler halinde rivayet etmişlerdir.
AÇIKLAMA: Hadis, gece yarısından şafak sökünceye kadar olan
zamanın nafile namaz ve sair ibadetler için en makbul zaman olduğuna delalet
eder. Allah katında çok sevimli ve daha makbul olmaktan maksat bu süre içinde
yapılan ibadetin Allah katında kabule daha şayan olmasıdır.
Hadiste: Yeni
doğan güneş kalkana benzetilmiştir. Çünkü o esnada harareti yoktur, ışığı
yayılmamış ve bakılabilir, durumdadır.
Hadisin: «Direk
kendi gölgesi üzerine kalkınca ... » cümlesinden maksat gündüzün tam ortasıdır.
Bilindiği gibi güneş doğduğu zaman her cismin gölgesi uzundur. Güneş
yukseldikçe gölge kısalır ve istiva zamanı yani güneş semanın tam ortasına
vardığında gölgelerin kısalması son haddini bulmuş olur. Yenı dikilen bir
direğin gölgesine dikkat edilirse gölgesi kısala kısala istiva zamanı direğin
gölgesi çok az olur. Mekke ve Medine ile bunların dolaylarında yılın en uzun
günlerinde - yaz mevsiminin başında - yere dikilen direğin gölgesi istiva
zamanında kalmıyor ve o anda direk sanki gölgesinin üzerine kalkmış olur.
Hadisin: «Direk gölgesi üzerine kalkıncaya kadar .. » cümlesi bunu ifade eder.
Ve maksat, güneşin semanın ortasına geldiği anı ifade etmektir ki bu an'a
"İstiva" zamanı denir.
Hadisin:
"Çünkü cehennem gündüzün tam ortasında tutuşturulur'' ve: "Çünkü
güneş şeytan'ın iki boynuzu arasında batar ve iki boynuzu arasında doğar''
cümlelerine gelince bu hususta Hattabi şöyle der: "Bir şeyin haram kılınması veya bir
şeyden menetmek için neden olarak zikredilmiş olan bazı hususlar var ki bunların
anlamlarını, gözlem ve duygu yolu ile idrak etmek mümkün değildir. Mesela
cehennemin, gündüzün tam ortasında tutuşturulması ve güneşin şeytanın
boynuzları arasında doğması ve batması bu vakitlerde namaz kılmanın
yasaklanması için neden gösterilmiştir. Biz eksik ve sınırlı akhmızla ve duygu
organlarımızIa bunu idrak etmekten aciziz. Hal böyle olunca yapılacak şey
bunlara iman etmek, verilen bilgiyi aynen kabul etmek ve bunların hüküm kısmına
yönelmektir."
EI-Menhel
yazarı şöyle der: "Güneşe tapanlar güneş doğarken ve batarken ona secde
ederler. Şeytan da bu durumu bildiği için güneş doğarken ve batarken başını
ufukta güneşin hizasına getiriyor ki güneşe tapanlar secde ederken ona da secde
etmiş olsunlar. Şeytanın boynuzlarından maksat başının iki tarafıdır. Şeytan ve
askerleri bu sırada çok aktif davrandıkları için mü'minlerin namazlarını
karıştırıp bozmaya hazırdırlar. O esnada putlara tapınılıyor. Bu nedenle o
sırada namaz kılmak yasaklanmıştır.
Güneş göğün
ortasına geldiği zaman, güneşe tapanlar ona secde ederler. Şeytan kendisine de
secde edilsin diye güneşe yaklaşır. Kafirler o sırada yaptıkları batıl
secdelerle ilahi azaba bir kat daha müstahak olmakla cehennemi tutuşturmuş
olurlar. O müşriklere benzemesinler, diye mü'minler o saatte namaz kılmaktan
men edilmiştir."
Hadis şu
vakitlerde nafile namaz kılmayı menetmiştir:
1.Sabah
namazından sonra güneş doğuncaya kadar.
2.İkindi
namazından sonra güneş batıncaya kadar.
3.Güneş
doğarken ve bir mızrak boyu yükselinceye kadar.
4. Güneş göğün
ortasına vardığı zaman - ki buna 'İstiva: zamanı denir. -
5. Güneş
batarken.
Bu beş vakitten
ilk ikisinin başlangıcı kişinin namaz kılmasına ~ bağlıdır. Yani fecirden sonra
ne zaman sabah namazını kılarsa, namazdan sonra yasak vakit başlamış olur. Keza
ikindi vakti girdikten sonra ne zaman ikindi namazını kılarsa bundan sonra
yasak vakit başlamış olur.
Bu iki vakitte
namaz kılmakla ilgili alimlerin görüşleri önceki babta geçti.
Diğer üç
vakitte namaz kılmakla ilgili alimlerin görüşlerini el-Menhel yazarı şöyle
anlatır:
1- Ebu Hanife
ve arkadaşları: Bu vakitlerde hiç bı~, namaz kılınamaz. Ne farz, ne Vacip, ne
sünnet, ne de eda olarak ne de kaza olarak kılınır. Kılınacak olsa bile
fasittir, batııdır. Yalnız şu namazlar bundan müstesnadır, demişlerdir.
Günün ikindi
namazı, cenaze namazı, tilavet secdesi, bir de Ebu Yusuf'a göre Cuma günü
İstiva zamanı kılınacak nafile namaz.
(el-Menhel yazarı, istisna edilen namazlara ait delilleri zikretmiştir.
Oraya müracaat edilsin.)
2- Şafii
mezhebine mensup Alimler: Bu vakitlerde bir sebebe dayalı olmayan nafile namaz
kılmak mekruhtur. Fakat bir sebebe dayanan nafile namaz ve farz namaz
kılınabilir. Ancak günün sabah namazını güneş doğacağı zamana ve ikindi
namazını güneşin batacağı zamana bile bile tehir etmek caiz değildir,
demişlerdir.
3- Hanbeliler'e
göre, bu üç vakitte hiç bir nafile kılınamaz, kılınacak olsa bile batııdır,
sebebe bağlı olan nafile ile bağlı olmayan nafile arasında bir fark yoktur.
Yalnız Cuma günü istiva zamanı "Tahiyyetü'l-Mescid" namazı
kılınabilir. Hanbelilere göre cesedin bozulması tehlikesi olmadıkça bu üç
vakitte cenaze namazını kılmak haramdır. Böyle bir zaruret olunca kılınabilir.
Bu vakitlerde, kazaya kalmış olan farz namazları kaza, etmek kerahetsiz olarak
caizdir.
4- Malikiler'e
göre, güneş doğarken ve batarken bir sebebe dayalı olanlar dahil her türlü
nafile namaz kılmak haramdır. Keza bozulma tehlikesi olmadıkça cenaze namazını
kılmak da haramdır. Fakat farz namazların edası da kazası da yapılabilir.
İstiva zamanına
gelince bu vakitte her tür namaz kılınabilir. Zerkani, el-Muvatta şerhinde
şöyle der: Cumhur ve üç mezheb imamları, istiva zamanında namaz kılmanın
mekruhluğuna hükmetmişlerdir. Malik ise bu hadisi (Yani 1253 nolu Abdullah
es-Sunabihi'nin hadisini) rivayet etmesine ragmen istiva zamanında namaz
kılmakta kerahet yoktur, demiştir."