SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU İKAMETİ’S-SALAT

<< 1262 >>

DEVAM: 152- KÜSUF (güneş ve a:y tutulması) NAMAZI HAKKINDA GELEN HADISLER BABI

 

حَدَّثَنَا مُحَمَّد بْن المثنى، وأحمد بْن ثابت، وجميل بْن الحسن. قالوا: حَدَّثَنَا عَبْدُ الوهاب. حَدَّثَنَا خالد الحذاء، عَن أبي قلابة، عَن النعمان بْن بشير؛ قَال

 - انكسفت الشمس على عهد رَسُول اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسلَّمْ. فخرج فزعاً يجر ثوبه. حتى أتى المسجد. فلم يزل يصلي حتى انجلت. ثم قال: ((إن أناساً يزعمون أن الشمس والقمر لا ينكسفان إلا لموت عظيم من العظماء. وليس كذلك. أن الشمس والقمر لا ينكسفان لموت أحد ولا لحياته. فإذا تجلى اللَّه لشيء من خلقه خشع له)).

 

Nu'man bin Beşir (r.a.)'den; şöyle demiştir: Resuluilah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hayatta iken güneş tutuldu. Efendimiz (evinden) endişeli ve ridasmi sürükliye sürükliye mescide geldi. Güneş açılıncaya kadar devamlı namaz kıldı. Sonra şöyle buyurdu :

 

«Bazı insanlar, güneş ve ay'ın ancak büyük bir adam'ın öiümü dolayısıyla tutulduğunu sanırlar. Halbuki öyle değildir. Şüphesiz güneş ve ay ne kimsenin ölümü ne de kimsenin hayatı için tutulur. Allah, yaratıklarından bir şeye baktığı zaman o şey Ona karşı huşu eder.»

 

 

AÇIKLAMA: Numan (r.a.)'ın hadisinin birer benzerini Ebu Davud, Nesai, Tahavi, Hakim ve Beyhaki de, rivayet etmişlerdir.

 

Küsuf: Ay ve güneşin tutulması demektir.

 

Husüf da bu manada kullanılır. Bazılarınca güneşin tutulmasına küsuf, ay'ın tutulmasına husuf denilir. Bilindiği gibi güneşin tutulmasının sebebi ay'ın yer ile güneş'in arasına girmesidir. Ayın tutulmasına sebeb de yerin Ay ile Güneş arasına girmesidir. Güneş ve. Ay. tutulması dolayısıyla hadislerde beyan edilen özel namaz'ın kılınması sünnet ve icma' ile meşru kılınmıştır.

 

Müslim, Ebu Davud ve başkalarının rivayet ettikleri bir hadis-i şerifte Nebi (s.a.v.)'in İbrahim isimli oğlu vefat ettiği gün güneş tutulmuş; halk, İbrahim'in ölümü dolayısıyla güneşin tutulduğunu söylemiş, bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) küsuf namazını kıldırmış ve namaz'dan sonra Güneş ve Ay'ın herhangi bir insanın ölümü dolayısıyla tutulmıyacağını bildirmiştir.

 

Peygamber (s.a.v.)'in oğlu İbrahim, hicretin sekizinci yılı Zilhicce ayında Hazret-i Mariye-i Kıbtiyye'den doğmuş ve hicretin onuncu yılı onsekiz aylık iken vefat etmiştir.

 

Numan (r.a.)'ın hadisinde, güneş tutulunca Peygamber (s.a.v.)'in endişeli olarak evden çıkıp mescide geldiği belirtilmiştir. Buhari ve Müslim'in Ebu Musa (r.a.)'dan yaptıkları bir rivayette Peygamber (s.a.v.)'in, kıyamet kopması endişesiyle kalkıp mescide geldiği belirtilmiştir.

 

EI-Menhel yazarı; Peygamber (s.a.v.)'in, geçmiş ümmetlerin başına gelmiş olan azabların bir benzerinin, o günkü insanların başına gelmesi endişesini duyduğu veyahut bu gibi olaylar karşısında. ümmetin endişe duymasını öğretmek için bu halde geldiğini ifade etmiştir. Peygamber (s.a.v.)'in ridasını sürükleye sürükleye gelmesinin sebebi, acele etmesidir.

 

Numan (r.a.)'ın hadisinde güneş açılıncaya kadar Peygamber (s.a.v.)'in namaz kılmakla meşgul olduğu ifade edilmiştir. Ebu Davud'un rivayetinde Peygamber (s.a.v.)'in namazı ikişer rek'at kıldığı ve her iki rek'attan sonra, güneşin açılıp açılmadığını sorduğu kaydedilmiştir.

 

Hadisin «Allah yaratıklarından bir şey'e baktığı zaman o şey Ona karşı huşu eder,» anlamını ifade eden cümle, 'Ebu Davud'un rivayetinde yoktur. Tahavi'nin rivayetinde vardır. Nesai'nin Kabisa el-Hilali'den yaptığı rivayette de bu ziyade vardır.

 

İbnü'l-Kayyim, Miftahu's-Saade adlı eserinde: 'Bu cümlenin bazı ravilere ait olması muhtemeldir. Çünkü küsuf hadisini ondan fazla sahabi rivayet etmiş, hiç birisinin rivayetinde bu cümle bulunmamıştır.' demiştir. Kadı: 'Sübki, Gazali'nin bu cümleyi ravilere mal etmesine karşı çıkmıştır. Bu ziyade Nesai ve başka kıtaplarda rivayet olunmuştur. Bu cümle, güneş ve ay'ın tutulması için filozofların gösterdikleri sebeple çelişki arzetmez. Çünkü herşeyi bilen ve gücü herşeye yeten Allah Teala'nın Güneş ve Ay'ın tutulması için maddi sebep gerçekleştiğinde bunlara tecelli etmesi ve bu ilahi emre Güneş ve Ay'ın boyun eğmesi normaldir. Hal böyle olunca tutulmanın gerçek sebebi ilahi tecellidir. Filozofların anlattıktarı sebep maddi sebeptir,' demiştir.

 

Kainatı elinde tutan ve Güneş, Ay ve yer küre gibi varlıkları bir intizam ve hesap dahilinde seyrettiren Allah Teala'nın emir ve iradesiyle Dünyanın Ay ile Güneş arasına girdiğini, keza Ay'ın yer ile Güneş arasına girdiğini Allah'a inanan hiç kimse inkar etmez. Güneş ve ay açık iken olup biten ışık, ısı ve bilümum olaylar ilahi tecellinin çerçevesi içinde olduğu gibi, Güneş ve Ay'ın tutulması ve bununla ilgili sonuçlar, ilahi tecellinin dairesi dışında mı ki bu cümlenin,

mezkur olayların maddi sebeplerine ters düştüğü hatıra gelebilsin ..

 

Mahir: Güneş tutulması eski çağlardan beri insanları korkutmuştur. Paganlar dahi karanlığın yeryüzüne hakim olmasından korkarak güneş tutlduğu zaman ellerine geçirdikleri şeylerle gürültü çıkarmış, böylece güya kötü / karanlık ruhları kovmaya çalışmışlar. Güneş ve ay tutulmasının yeryüzüne etkisi olduğu defalarca halk tarafındab gözlemlensede modern bilim adamları bunu inkar etmiş, tutulmanın böyle bir etkisi olmadığını iddia etmişlerdir. Bununla beraber (2015 yılı itibariyle) bu iddialarını dile getirmekte artık daha çekimser görünüyorlar. 1999 yılı 17 Ağustos günü meydan gelen büyük deprem'den 5 gün 11 saat önce güneş tutulmuş, bu tutulmanın akabinde bilim adamları korkuya gerek olmadığını güneş tutulmasının yerküre'ye etkisinin olmadığını söyleyip durmuşlardı. Güneş %98 oranında tutulmuş ve bu tutulma en marnara bölgesinden gözlenmişti. Bu olay ülkemizde gerçekleşti.

 

Dünyadai tam tutulma yada buna yakın tutulmanın olduğu yerlere dikkat edin.

 

Allah Teala bu şekilde insanları korkutur. Bu uyarıyı dikkate almak güneş tutulması süresince namaz dua ve zikir de bulunmaktır. Her tutulma olayının akabinde deprem olacak diye bir şart yoktur. Zira Allah dilediğini yapar ve bu dünya, kainat ve içindeki olaylar bizleri imtihan edicidir.