DEVAM: 152- KÜSUF
(güneş ve a:y tutulması) NAMAZI HAKKINDA GELEN HADISLER BABI
حَدَّثَنَا
أحمد بْن عمرو
بْن السرح
المصري. حَدَّثَنَا
عَبْد اللّه
بْن وهب.
أخبرني يونس،
عَن ابن شهاب.
أخبرني عروة بْن
الزبير، عَن
عائشة؛ قالت:
-
كسفت الشمس في
حياة رَسُول
اللَّهِ صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ.
فخرج رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ إلى
المسجد. فقام
فكبر فصف
الناس وراءه.
فقرأ رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسلَّمْ
قراءة طويلة.
ثم كبر. فركع
ركوعاً
طويلاً. ثم
رفع رأسه فقال
((سمع اللَّه
لمن حمده.
ربنا ولك
الحمد)). ثم قام
فقرأ قراءة
طويلة، هي
أدنى من
القراءة
الأولى. ثم
كبر فركع
ركوعاً
طويلاً هو
أدنى من
الركوع الأول.
ثم قال ((سمع
اللَّه لمن
حمده. ربنا
ولك الحمد)) ثم
فعل في الركعة
الأخرى مثل
ذلك. فاستكمل
أربع ركعات
وأربع سجدات، وانجلت
الشمس قبل أن
ينصرف. ثم قام
فخطب الناس
فأثنى على
اللَّه بما هو
أهله. ثم قال
((إن الشمس
والقمر آيتان
من آيات
اللَّه. لا
ينكسفان لموت
أحد ولا
لحياته. فإذا
رأيتموها
فافزعوا إلى
الصلاة)).
"... Aişe (r.anha)'dan;
şöyle demiştir:
Resulullah
(Sallallahu Aleyhi w Sellem) hayattayken güneş, tutuldü. Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) mescide çıkarak namaza durdu ve tekbir aldı. Cemaat da Onun
arkasında saf oldular. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kıraatini uzun
tuttu. Sonra tekbir alıp uzun bir rüku' yaptı. Sonra başını kaldırıp; سمع اللَّه
لمن حمده.
ربنا ولك
الحمد [Semi’allahu limen hamideh Rabbena ve lekel hamd]
dedi. Sonra ayakta durdu ve uzun kıraat yaptı. Bu kıraati ilk kıraatinden biraz
az idi. Sonra tekbir alıp uzun bir rüku' yaptı. Bu rüku' ilk rüku'dan biraz
kısa idi. Sonra (başını kaldırıp; سمع اللَّه
لمن حمده.
ربنا ولك
الحمد [Semi’allahu limen hamideh Rabbena ve lekel hamd]
dedi. Sonra son rek'atta bunun mislini yaptı. Böylece dört rüku' ve dört
secdeyi tamamladı. Ve henüz namaz'dan çıkıp gitmeden önce güneş açıldı.
Namaz'dan sonra kalkıp halka hutbe okudu. (Hutbede) Allah'a layık olduğu
sözlerle hamd-ü sena ettikten sonra şöyle buyurdu :
«Şüphesiz güneş
ve ay, (azameti ilahiye'ye delalet eden) Allah'ın ayetlerinden iki ayettir. Hiç
bir kimsenin ölümü veya hayatı dolayısıyla tutulmazlar. Siz, bunları tutulmuş
iken gördüğünüz zaman namaza sığınınız.»
Diğer tahric:
Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebü Davüd, Nesai
AÇIKLAMA: Buhari ve Müslim'in rivayetlerinde hutbe
buradakinden daha uzundur. Ebu Davud'un rivayetinde hutbe ile ilgili kısım
yoktur.
Bu hadise göre
Küsuf namazı iki rek'at!ir. Her rek'atta iki kıyam ve iki rüku' bulunur: Kıyam
ve rükular uzun tutulur. İkinci rüku' ve ikinci kıyam, birincisinden nisbeten
kısa olur.
Küsuf namazının
her rek'atında üç, dört ve beş rüku' bulunduğuna dair rivayetler de vardır. Şu
halde muhtelif şekillerde kılınabilir. Rivayetlerin değişik olması nedeniyle,
namazın keyfiyeti (nasıl olduğu) hususunda Fıkıhçılar çeşitli görüşler beyan
etmişlerdir. Şöyle ki:
1- Hanefiler,
Sevri ve Nahai: Küsuf namazı, sair nafileler gibi iki rek'attir, demişlerdir.
2- Malik,
Şafii, Ahmed ve Fıkıhçıların cumhuruna göre küsuf namazı iki rek'at olup her
rek'atta iki rüku' bulunur.
İbnü'l-Münzir,
İbn-i Huzeyme, Hattabi ve Nevevi: Küsuf namazının keyfiyeti hakkında sabit olan
şekillerin hepsiyle amel etmek caizdir. Bu ihtilaf, mübah bir ihtilaftır,
demişlerdir.
Hadis, küsuf
namazının cemaatla kılınmasının meşruluğuna delalet eder. Hanefi alimlerine
göre küsuf namazı, Cuma namazını kıldıran imam'ın arkasında cemaatla kılınır.
Bu mümkün olmazsa herkes kendi kendine kılar. Diğer üç mezhebe göre cemaatla
kılınabildiği gibi, münferiden (tek başına) da kılınabilir.
Yukarıdaki
izah, güneşin tutulması namazına aittir. Ay tutulması namazına gelince:
1- Hanefiler'e
göre bu namaz, sair nafileler gibi iki rek'attır. Cemaatla değil, münferiden
kılınır. Çünkü Nebi (s.a.v.) hayattayken defalarca ay tutulmuş, fakat bunun
için cemaatla namaz kıldığı rivayet olunmamıştır
2- Malikiler'e
göre de durum aynıdır.
3- Şafiiler'e
ve Hanbeliler'e göre bu namaz, güneş tutulması namazı gibidir.
Hadiste:
"Güneş ve Ay tutulduğu zaman namaz'a sığınınız.'' buyurulmuştur. Yani
namaza koşunuz, bu olayın def'i için namazdan yardım dileyiniz. İnsanların
başına gelen bela ve musibetlerin def'i için namaz ve onun benzeri olan dua ve
istiğfar yapmak suretiyle Allah'a sığınmanın meşruluğu ve bu gibi ibadetlerin
başa gelen afetlerin def'i için yararlı olduğu hükmü bu cümleden çıkarılabilir.
Küsuf'
namazının kılınmasına dair bu ve benzeri hadislerde mevcut emir, cumhurca
mendubluk için yorumlanmıştır.
Küsuf'
namazından sonra hutbe okumaya gelince; Bu hususta Fıkıhçıların görüşleri
şöyledir:
1- Ebu Hanife,
Malik, Ebu Yusuf ve bir rivayete göre Ahmed: Küsuf namazında hutbe okumak
yoktur. Bu ve benzeri hadislerde Peygamber (s.a.v.) küsuf namazı kılmayı emretmiş,
fakat hutbe okumayı emretmemiştir. Eğer hutbe okumak meşru olsaydı bunu da
emrederdi. Peygamber (s.a.v.)'in hutbe okuduğu, bu hadislerin zahirinden
anlaşılıyor ise de; buyurduğu konuşma hutbe niyetiyle değil, halkın yanlış
anlamalarını tashih etmek içindir, demişlerdir.
2- ŞafiIler:
Küsuf namazından sonra iki hutbenin okunması müstahabtır, diyerek bu babta
rivayet olunan hadisleri delil göstermişlerdir.
Nebi
(s.a.v.)'in küsuf namazından sonra irad buyurduğu hutbenin az bir kısmı burada
rivayet edilmiştir. Buhari ve Müslim'de nisbeten uzunca bir hutbe rivayet
olunmuştur. Diğer hadis kitabIarında daha uzun metin mevcuttur. İsteyenler
oralara müracaat edebilirler. Hutbenin bir parçası da 1265 nolu hadiste
gelecektir