DEVAM: 154- İSTİSKADAKİ
DUA HAKKINDA GELEN HADİSLER BABI
حَدَّثَنَا
أحمد بْن
الأزهر.
حَدَّثَنَا
أبو النضر.
حَدَّثَنَا
أبو عقيل، عَن
عمر بْن حمزة.
حَدَّثَنَا
سالم، عَن
أبيه؛
-
قَالَ: ربما
ذكرت قول
الشاعر وأنا
أنظر إلى وجه
رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ على
المنبر. فما
نزل حتى جيش
كل ميزاب
بالمدينة.
فأذكر قول
الشاعر:
وأبيض
يستسقى
الغمام بوجهه
* ثمال
اليتامى، عصمة
للأرامل وهو
قول أبي طالب.
(Abdullah) İbn-i
Ömer (r.a.)'dan; şöyle demiştir :
Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Medine'de minber üzerinde yağmur duasını okurken
ve henüz minberden inmeden Medine'deki bütün oluklar gürül gürül akarken ben
mübarek yüzüne baka baka şairin; وأبيض
يستسقى
الغمام بوجهه
* ثمال
اليتامى، عصمة
للأرامل sözünü defalarca hatırlamışımdır. Bu söz Ebu Talibe aittir."
AÇIKLAMA (1269, 1270, 1271, 1272): Ka'b (r.a.)'ın hadisinin benzerini Buhari ve Ebu
Davud, Enes (r.a.)'den rivayet etmişlerdir. Buhari ve Ebu Davud'un rivayetine
göre: "Resulullah (s.a.v.) bir Cuma
günü minber üzerinde hutbe okurken, bir adam ayakta dikilnek:
Ya Resulallah!
Hayvanlar helak oldu. Allah'a dua et. Bize yağmur versin, dedi. Bunun üzerine
efendimiz ellerini kaldırarak yağmur için dua etti. Hava o esnada tamamen
açıktı. Aniden bir rüzgar esti ve bulut görüldü. Biraz sonra toplanan buluttan
bardaktan boşanırcasına bol bol yağmur yağmaya başladı. Bir hafta yağmur
kesilmedi. Ertesi Cuma namazında yine Efendimiz hutbe okumak için ayağa
kalkınca, bir adam ayağa kalkarak: Ya Resulallah evler yıkıldı. Yağmurun
kesilmesi için Allah'a dua et, dedi. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)
tebessüm ettikten sonra: ''Etrafımıza
(yağsın). Üzerimize değil." dedi. Buluta baktım. Medine şehrinin etrafında
halka haline geldi.'
O rivayetlerde
Nebi (s.a.v.)'in yaptığı duanın metni, burada olduğu gibi zikredilmemiştir.
Buhari'nin rivayetinde Nebi (s.a.v.)'in; ''Allah'ım bize yağmur ver, AIlah'ım
bize yağmur ver, Allah'ım bize yağmur ver.'' diye dua ettiği ifade edilmiş ve
yağmurun kesilmesi için yaptığı dua, buradakinin aynısıdır.
İbn-i Abbas
(r.a.)'ın hadisi zevaid türündendir. Bu hadisteki duanın benzerini Ebu Davud,
Hakim ve Beyhaki, Cabir bin AbdiIIah (r.a.)'den rivayet etmişlerdir.
Ebu Hureyre
(r.a.)'in hadisinin benzerini Buhari, Müslim ve Ebu Davud, Enes (r.a.)'den
rivayet etmişlerdir.
Abdullah bin
Ömer (r.a.)'in hadisini Buhari de rivayet etmiştir.
İbn-i Abbas
(r.a.) ve İbn-i Ömer (r.a.)'in hadisleri, Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'in
yağmur talebi için minber üzerinde dua ettiğine delalet ediyorlar. Buhari ve
Ebu Davud'un Enes (r.a.)'den rivayet ettikleri hadis ise Cuma hutbesinde yağmur
duasının meşruluğuna delalet eder
Ebu Hureyre
(r.a.)'in hadisi de yağmur için dua ederken Nebi (s.a.v.)'in ellerini koltuk
altlarının beyazı görülünceye kadar kaldırdığına delildir.
Bu babtaki
hadisler, Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in duasının derhal kabul
olunduğunu ifade ediyorlar.
Yağmur talebi
için istiska'nın bir kaç türlü olabildiği, bu konuda rivayet olunan hadislerden
anlaşılıyor. El-Menhel yazarı, bu çeşitleri şöyle sıralıyor:
İstiska'nın en
azı yağmur için dua, etmektir. Ortancası farz namazların arkasında. yağmur için
dua etmektir. En mükemmeli, istiska niyetiyle iki rek'at namaz kılmak, iki
hutbe okumak ve dua etmektir. Hutbeler namazdan önce veya, sonra olabilir. Çünkü
her iki şeklin meşruluğuna delalet eden sahih rivayetler mevcuttur. Malikiler,
Şafiiler, Hanbeliler ve alimlerin cumhuru önce namaz, sonra hutbe okumayı
tercil1 etmiştir.
Buhari ve Ebu
Davud'un Enes (r.a.)'den rivayet ettiklerine göre Resulullah (s.a.v.) yağmur
duasında ellerini kaldırırken avuçlarının içini yere döndürmüştür. Bunun
hikmeti, kuraklık ve sıkıntının bol yağmur ve genişliğe çevrilmesidir.
İbn-i Ömer
(r.a.)'in hadisinde anılan Ebu Talib'in beyti, Nebi (s.a.v.) hakkında söylediği
110 beyitlik bir medhiyyedendir. K astalani'nin Beyhaki'den naklen beyanına
göre Beyhaki, Enes (r.a.)'in şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Bir
a'rabi, Nebi (s.a.v.)'e gelerek: Ya Resulallah! Allah'a yemin ederim ki bizim
ne inildiyebilecek bir devemiz kaldı, ne de bağırabilecek çocuğumuz, dedi.
Bunun üzerine Nebi (s.a.v.) kalkıp ridasını sürükliye sürükliye minbere çıktı
ve Allah'tan yardım diledi... (bol bol yağmur gelmeye başlayınca) Nebi
(s.a.v.):
''Eğer Ebu
Talib hayatta olsaydı çok sevinirdi. Onun şiirini kim okuyabilir?'' buyurdu.
Bunun üzerine Ali (r.a.) ayağa kalkıp: ''Ya Resulallah! Bana öyle geliyor ki
Sen onun şu sözünü kastediyorsun, dedi ve mezkur beyti arkasındaki üç beyitle
birlikte söyledi. "
Bu beyit Ebu
Talib tarafından Peygamberimiz üzerinde medhiye olarak yazılmış çok değerli bir
kasidedendir. Ebu Talib bu kasideyi Mekke müşriklerinin Peygamber (sallallahu
aleyhi ve sellem)'e amansız husumet besledikleri ve inanan bir avuç müslüman'ı
Onun çevresinden uzaklaştırmak için insanlık dışı hareketleri reva, gördükleri
günlerde kaleme almıştır. Bu beytin manası şöyledir: 'O efendi beyazdır.
Mübarek yüzü suyu hürmetine yağmur dilenir. Yetimlere yardımcı ve sığınaktır.
Fakir dul kadınlar için güven kaynağıdır.'
Şöyle bir soru
hatıra gelebilir: Ebu Talib, Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in
istiskaya çıktığı zaman'a yetişmemişken Onun mübarek yüzü suyu hürmetine yağmur
dileneceğini nereden bilmişti?
Bilindiği gibi istiska, hicretten sonra meşru kılınmıştır. Ebu Talib ise
hicretten önce Mekke'de ölmüştür. Bu sorunun cevabı şöyledir: İbn-i Asakir'in
Celheme bin arfata'dan tahriç ettiğine göre Celheme şöyle söylemiştir:
Mekke halkı
kuraklIk ve sıkıntı çektiği esnada ben Mekke'ye vardım. Kureyş, Ebu Talib'e baş
vurarak:
Ya Eba Talib!
Mekke çok kuru kaldı. Çoluk çocuklar perişan vaziyette. Gel de yağmur duasında
bulun, dediler. Ebu Talib yağmur duasına çıktı. Beraberinde güneş gibi nurlu,
gencecik bir erkek çocuğu vardı. (Peygamber Efendimizi, kastediyor.) Bu nurlu
çocuğun çevresinde bir kaç çocuk daha vardı. Ebu Talib bu çocuğun kolundan
tutup Ka'be'nin yanına vardı ve Onun sırtını Ka'be'ye dayadı. Çocuk dua etmeye
başladı. O esnada hava tamamen açık idi. Birden bire şurada burada bıılutlar
görülmeye başladı ve sırsıklam edici bir yağmur yağdı. Mekke dereleri sularla
taştı. Ebu Talib, bunun hakkında sözkonusu beyt'i söyledi.
İbn-i Ömer
(r.a.) bu hadiste diyor ki: Peygamber (s.a.v.) Medine de minber üzerinde yağmur
duasını edip henüz minberden inmeden bütün oluklar yağmurla dolup taşarken
defalarca şairin bu beytini yad ede durdum.