155- İKİ BAYRAM NAMAZI
HAKKINDA GELEN (HADİSLER) BABI
حَدَّثَنَا
مُحَمَّد
بْنُ
الصَّبَّاح.
أَنْبَأَنَا
سُفْيَان بْن
عيينة، عَن
أيوب، عَن
عطاء؛ قَالَ:
-
سمعت ابن عباس
يقول: أشهد
على رَسُول اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ أنه
صلى قبل
الخطبة، ثم
خطب، فرأى أنه
لم يسمع النساء.
فأتاهن
فذكرهن
ووعظهن
وأمرهن
بالصدقة. وبلال
قائل بيديه
هكذا. فجعلت
المرأة تلقي
الخرص
والخاتم
والشيء.
(Abdullah) bin
Abbas (r.a.)'den; şöyle demiştir :
Ben şahadet ederim
ki Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Seliem) bayram namazını hutbeden önce
kıldırdı. Sonra hutbe okudu. Sonra (hutbede) sesini kadınlara duyuramadığını
bildiğinden onlara yakın bir yere gidip onlara vaaz ve nasihat etti, sadaka
vermelerini emretti. Bilal (r.a.) da (sadaka için elbisesinin eteğini) elleri
ile şöyle tutup açtı. Artık her kadın küpesini, yüzüğünü ve neyi varsa
(Bilal'ın eteğine) atmaya başladı.
AÇIKLAMA: Müslim ve Ebu Davud da bunun benzerini rivayet
etmişlerdir. Ayrıca Buhari. Müslim. Ebu Davud ve Nesai bunun benzerini Cabir
bin AbdiIIah (r.a.)'dan rivayet etmişlerdir. Cabir (r.a.)'in rivayeti mealen
şöyledir:
"Peygamber
(sallallahu aleyhi ve sellem), Ramazan bayramı günü önce bayram namazını
kıldırdl. Sonra cemaata hutbe okudu. Allah'ın Peygamberi (s.a.v.), hutbeyi
bitirince yerinden ayrıldı ve kadınların yakınına vardı. Efendimiz Bilal'in
koluna dayanarak, Bilal da eteğini (enlemesine gerip) açmış olduğu halde,
efendimiz kadınlara vaaz buyurdu. Kadınlar da Bilal'in açtığı elbisenin içihe
sadaka atarlardı. Ravi demiştir ki artık kadın yüzüğünü atıyor ve tüm kadınlar
bir şeyler atıyorlar da, atıyorlardı."
İbn-i Abbas
(r.a.) ve Cabir (r.a.)'den yapılan bazı rivayetlerde, "Fitr günü"
yani Ramazan bayramı günü kaydı mevcuttur. Bayram namazının hutbeden önce
kılınmasına dair bazı hadislerde bu kayıt yoktur. Bu babta rivayet edilen diğer
hadislerde töyle bir kayıt yoktur.
Bu konuda
rivayet edilen hadisler bayram namazının hutbeden önce kılınmasına delalet
ederler.
Kadi iyaz:
Bütün alimler ve tüm fetva imamları bu husüsta müttefiktirler. Aralarında her
hangi bir ihtilaf yoktur. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in tatbikatı
ve ondan sonra Hulefa-i Raşidin'in uygulaması böyledir, demiştir. El-İraki da:
Bayram namazının hutbeden önce kılınması tüm alimlerin kavlidir, demiştir.
Namazdan önce
hutbe okunduğu takdirde, Şafii ve Hanbeli mezhebIerine göre okunan hutbe
muteber sayılmaz, namazdan sonra tekrar okunması sünnettir. Hanefi mezhebine
göre mekrüh olmakla beraber muteberdir. Maliki mezhebine göre muteberdir.
Namazdan sonra tekrar okunması sünnettir.
Hadis,
kadınların bayram namazına gitmelerinin meşruluğuna ve kadın cemaatın erkek
cemaat'tan tamamen ayrı oturmalarının gerekliliğine delalet eder. Çünkü kadın
cemaat, Nebi (s.a.v.)'den uzak oturduklarından dolayı hutbeyi işitemedikleri
için Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) hutbeden sonra onların yakınına
gitmiş ve onlara nasihatte bulunarak sadaka vermelerini emretmiştir.
Kadınların
verdig'i sadakanın Fitr sadakası. olmayıp normal bir bağış olduğu Müslim'in
İbn-i Cüreyc tariki ile Ala'dan olan bir rivayetinden anlaşılıyor. Şöyle ki:
İbn-i Cüreyc:
Ben Peygamber
(sallallahu aleyhi ve sellem)'in emrettiği sadaka fitr sadakası mı? diye Ata'ya
sordum. Ata: Hayır. O gün için kadınların yapacağı bir teberru, diye cevap
verdi." demiştir.
Bilal (r.a.)
kadınların yaptıkları bağışları teslim almış, sonra Nebi (sallallahu aleyhi ve
sellem) bunu fakirlere dağıtmıştır. Nitekim Ebu Davud'un ibn-i Abbas (r.a.)'dan
olan bir rivayetinde:
"Sonra
Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) kadınların yaptıkları bağışları
müslümanların fakirlerine taksim etti." denilir. Hadiste geçen
"Hurs" veya "Hırs" kelimesı kulağa takılan halka biçiminde
altın veya gümüşten yapılmış küpedir.
Hadis,
kadın'ın, kocasından izin almadan kendi malından sadaka çıkarmasının meşruluğuna
delalet eder.
İbn-i Abbas
(r.a.)'ın burada: "Ben şehadet ederim ... " sözünden maksadı,
Peygamber (s.a.v.)'in böyle yaptığını gözleri ile görüp bunu bizzat müşahede
ettiğini ve kesin bilgiye dayalı haber verdiğini ifade etmektir. Yoksa her
hangi bir konu lehinde veya aleyhinde şahitlik etmek manası kastedilmemiştir.