DEVAM: 192- ŞÜKÜR
NAMAZI VE SECDESİ HAKKINDA GELEN HADİSLER BABI
حَدَّثَنَا
عبدة بْن
عَبْد اللّه
الخزاعي، وأحمد
بْن يوسف
السلمي. قالا:
حَدَّثَنَا
أبو عاصم، عَن
بكار بْن
عَبْدُ
العزيز بْن
عَبْد اللّه
بْن أبي بكرة،
عَن أبيه، عَن
أبي بكرة؛
-
أن النَّبِي
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَ
سَلَّمْ كان
إذا أتاه أمر
يسره أو يسر
به، خر
ساجداً،
شكراً لله
تبارك وتعالى.
Ebu Bekre
(radiyallahu anh)'dan; şöyle demiştir :
Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem), kendisini sevindiren veya onunla sevindiği önemli bir şey
Ona gelince Allah Tebareke ve Teala'ya şükür olarak secdeye kapanırdı.
Diğer tahric:
Ebu Davud, Tirmizi
AÇIKLAMA (1391, 1392, 1393 ve 1394):
AbduIlah b. Ebi
Evfa (r. anh)'ın hadisi Zevaid türündendir.
Müslümanlara
çok eziyet etmekle meşhur olan azgın Mekke müşriklerinin ileri gelenlerinden
sayılan Ebu Cehil, Bedir savaşında katledilmiştir. Nebi (s.a.v.)'in İslam'a çok
zarar veren bu kafirin öldürülmesi üzerine iki rek'at şükür namazı kıldığı bu
hadiste bildirilmiştir. Nebi (s.a.v.)'in şükür namazı kılmış olması, şükür
secdesinin meşruluğuna mani değildir. Çünkü şükür secdesinin meşruluğu, bundan
sonra gelen hadislerin zahirinden anlaşılıyor.
Enes b. Mali k
(r. anh)'in hadisi de Zevaid türündendir. Bu hadisteki "Hacet"
kelimesi ile görülmesi gerekli büyük bir ihtiyaç kastedilmiştir. Ehlinin
ma'lumu olduğu üzere bu kelimedeki nekirelik, ta'zim içindir. Çünkü hergün
sayısız ihtiyaç görülür. Her ihtiyacın görülmesi dolayısıyla şükür secdesinin
yetiştirilemiyeceği ma'lumdur.
Ka'b (r.
anh)'ın hadisi de Zevaid türündendir. Özürsüz olarak Tebuk savaşına katılmaması
ve sonradan Nebi (s.a.v.)'e doğrusunu söylemesi neticesinde Nebi (s.a.v.)'in
emriyle müslümanlar kendisiyle ve onun durumunda olan iki arkadaşıyla
münasebetleri kesmişler, aradan iki aya yakın bir süre geçtikten sonra inen
Tevbe suresinin 118. ayetiyle bu üç zat'ın tevbelerinin kabul buyurulduğu
müjdelenmiştir. Ka'b (r. anh) durumu öğrenince şükür secdesine kapanmıştır.
Ebu Bekre (r.
anh)'in hadisini Ebu Davud ve Tirmizi de rivayet etmişlerdir. Tirmizi hadisin
hasen - garib olduğunu ve ilim ehlinin çoğunun bu hadisle amel ederek şükür
secdesinin meşruluğu görüşünde olduklarını belirtmiştir.
Tuhfe yazarı
şöyle der: Şevkani, en-Neyl'de şükür secdesine ait hadisleri zikrettikten
sonra: Bu hadisler, şükür secdesinin meşruluğuna delalet ederler. Şafii ve
Ahmed bununla hükmetmişlerdir. Malik ve bir rivayete göre Ebu Hanife: Şükür
secdesi mekruhtur; Çünkü Nebi (s.a.v.)'e nimetler ard arda geldiği halde şükür
secdesi ettiği sabit olmamıştır, demişler,
Ebu Hanife'den
diğer bir rivayete göre şükür secdesini mübah saymıştır. Müellifin bu
tariklerden zikrettiği ve bizim de zikrettiğimiz hadislerin Nebi (s.a.v.)'e
varid. olmasına rağmen bu iki imam'ın Nebi (s.a.v.)'den şükür secdesinin varid
olmasını inkar etmeleri garibsenir. Şükür secdesinin sabit oluşunu te'yid eden
delillerden birisi de Sad suresindeki secde hakkında Nebi (s.a.v.)'in;
«Bu secde bizim
için şükür, Davüd (Aleyhisselam) için Tevbe (secdesil dir.» hadisidir.
demiştir.
Sindi'nin
beyanına göre Hanefi alimlerinden İmam Muhammed Şeybani de şükür secdesinin
meşruluğuna hükmedenlerdendir.
EI-Fıkh
Ala'I-Mezahibi'I-Erbaa adlı kitabta şükür seedesi hakkında şöyle denilmiştir;
Şükür secdesi,
tilavet secdesi gibi bir secdedir. Bir nimetin görülmesi veya bir belanin
defedilmesi halinde yapılır. Şükür secdesi ancak namazın dışında yapılır. Namaz
içinde yapılmasıyla namaz bozulur. Namazda yapılan rüku' ve secdeye varılırken
bunun zımnında şükür secdesine de niyetlenirse; yapılan rüku' ve secde kafi
gelmez. Şafii ve Hanbeli alimleri şükür secdesinin meşruluğunda ittifak
etmişlerdir.
Hanefi
alimleri; Fetva verilen kavle göre; şükür secdesi müstehabtır. Namaz'ın rüku'
veya secdesinin zımnında buna niyet edilirse kafidir. Namazdan sonra şükür
secdesini yapmak mekruhtur. Çünkü avam tabakası bunun sünnet veya vacib
olduğunu zannedebilirler, demişlerdir.
Maliki'ler;
Şükür seedesi mekruhtur. Bir nimetin doğması veya bir belanın gitmesi zamanında
iki rek'at şükür namazı kılmak müstehabtır, demişlerdir.
EBU DAVUD’DAKİ BU
HADİS’İN RİVAYETİ VE BAŞKA RİVAYET VE AÇIKLAMA İÇİN: