194 - BEŞ YAKİT NAMAZIN
FARZİYETİ YE BUNLARI MUHAFAZA (yani bunlara devam) ETMEK HAKKINDA GELEN
HADİSLER BABI
حَدَّثَنَا
حرملة بْن
يحيى المصري.
حَدَّثَنَا
عَبْد اللّه
بْن وهب.
أخبرني يونس
بْن يزيد، عَن
ابن شهاب، عَن
أَنَس بْن
مَالِك؛ قَالَ: - قال
رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسلَّمْ
((فرض اللَّه
على أمتي خمسين
صلاة. فرجعت
بذلك. حتى آتي
على موسى.
فقال موسى:
ماذا افترض
ربك على أمتك؟
قلت: فرض علي
خمسين صلاة.
قال: فارجع
إلى ربك. فإن
أمتك لا تطيق
ذلك. فراجعت
ربي. فوضع عني
شطرها. فرجعت
إلى موسى
فأخبرته.
فقال: ارجع
إلى ربك فإن
أمتك لا تطيق
ذلك. فراجعت
ربي. فقال هي
خمس وهي خمسون.
لا يبدل القول
لدي. فرجعت
إلى موسى.
فقال: ارجع
إلى ربك. فقلت:
قد استحييت من
ربي)).
Enes bin Malik
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu, demiştir :
«(Mi'rac
olayında) Allah Teala, ümmetime elli namazı farz etti. Ben bu (teklifi)
farziyeti yüklenerek döndüm. (Dönüşümde) Musa (A.S.)'a rastladım. Musa (Aleyhisselam):
Sen'in Rabb'in Sen'in ümmetine neyi farzetti? diye sordu. Ben:
«Bana (ve
ümmetime) elli namazı farz etti' dedim. Musa (A.S.) dedi ki:
Rabb'ine dön (de
azaltılması için şefaat et.) Çünkü, Senin ümmetinin buna takati yetmez, dedi.
Bunun üzerine Rabb'ime müracaat ettim de bunun bir şatrını (= kısmını) indirdi.
Ben Musa (a.s.)'ın yanına dönerek durumdan Ona haber verdim. Dedi ki:
Rabb'ine müracaat
et. Çünkü Senin ümmetin buna takat getiremez. Ben de Rabb'ime müracaat ettim.
(Allah Teala) :
Onlar beştir,
yine onlar ellidir. Benim katımda kaza hükmü değiştirilemez.' buyurdu. Sonra
Musa (A.S.)'a döndüm.Tekrar Rabb'ime dönmemi söyledi. Ben: (Artık) Rabb'imden
utanır oldum.» dedim.
Diğer tahric:
Bu hadisi Buhari, Müslim ve Tirmizi de rivayet etmişlerdir.
AÇIKLAMA: Beş vakit namazın farziyeti Mi'rac gecesi
olmuştur. Allah Teala her gün elli vakit namazı farz etmiş, Hadiste işaret
edildiği gibi Nebi (s.a.v.) dönüşünde. Musa (Aleyhisselam) ile mülakatı
neticesinde bu sayının azaltılması için Allah Teala'ya defalarca müracaat
etmiştir. Müellif'in rivayetinde Nebi (s.a.v.)'in iki defa müracaat ettiği
belirtilmiştir.
Tirmizi'nin
rivayetinde: İsra gecesi elli vakit namazın farz kılındığı, sonra beş'e
ininceye kadar eksiltildiği ve beş vakit namaz kılmakla elli vaktin sevabının
verileceği belirtilmiştir. Tuhfe yazarı, el-Hafız'ın: Ben Mi'rac gecesi namazın
hafifletilmesine dair rivayetleri tahkik ettim. Nebi (s.a.v.)'in her müracaatında
beşer namazın indirildiğine dair Sabit (r.a.)'in rivayetini sağlam gördüm.
Sabit (r.a.)'in rivayetindeki bu ilave, güvenilir bir ilavedir. Diğer ilaveleri
ona hamletmek gerekir, dediğini nakletmiştir.
El-Hafız'ın
beyanına göre Nebi (s.a.v.)'in Allah'a müracaatı iki değil dokuz defa
tekrarlanmıştır. Müslim'in rivayeti de el-Hafız'ın dediğini te'yid eder. Çünkü
o rivayette Nebi (s.a.v.) her müracaatında beş namazın indirildiğini açıkça
bildirmiştir.
EI-Menhel
yazarı "Cünüblükten gusül babı'nda el-Fetih'ten naklen şöyle der:
Bazı alimler,
Musa (Aleyhisselam)'ın Nebiimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i defalarca
Allah'a döndürmesinin hikmeti hakkında şöyle demişlerdir: Musa (Aleyhisselam),
Allah Teala'yı görmek istedi. Bundan menedildi. Allah Teala'yı görmek şerefinin
Nebi (s.a.v.)'e verildiğini öğrenince, Allah'ı gören Nebi (s.a.v.)'i defalarca
görmek istedi, Nebi (s.a.v.) her müracaatında Allah'ı görüyor, Musa
(Aleyhisselam) da Allah'ı gareni görüyor.
EI-Menhel
yazarı daha sonra şöyle diyor: Nebi (s.a.v.)'in defalarca Allah'a müracaatı,
Allah'ın günlük namaz sayısı hakkındaki ilk emrinin ve bunu takib eden
müracaatlardaki emrinin değişmez emir türünden olmadığına delalet eder. Son
emrin değişmez emir türünden olduğu Allah tarafından Nebi (s.a.v.)'e bildirilmiştir.
Sindi: 'Son
emir, beş vakit namaz sayısının artık indirilemiyeceği hakkında olmayıp,
kılınacak beş namazın elli namaz'a denk tutulduğuna aittir. Çünkü eğer bu
sayının değişmiyeceğine ait olmuş olsaydı, Musa (Aleyhisselam), Nebi (s.a.v.)'i
tekrar müracaat etmeye teşvik ederken Nebi (s.a.v.) :
"Artık ben
Rabb'imden utanır oldum'' demiyecekti. Bu sayının artık değişmiyeceğinin Allah
tarafından emredildiğini söyliyecekti', demiştir.
Hadiste geçen
Şatr kelimesi,"Yarım" manasına geldiği gibi, yanından az veya çok
miktara da denilir.