DEVAM: 19- ÜZERİNDE
MÜSLÜMANLARDAN BİR CEMAATIN NAMAZ KILDIĞI CENAZE HAKKINDA GELEN HADISLER BABI
حَدَّثَنَا
إبراهيم بْن
المنذر
الحزامي. حَدَّثَنَا
بكر بْن سليم.
حَدَّثَني
حميد بْن زياد
الخراط، عَن
كريب مولى
عَبْد اللّه
بْن عباس؛
قَالَ:
-
هلك ابن لعبد
اللَّه بْن
عباس فقال لي:
يا كريب! قم
فانظر هل
اجتمع لابني
أحد؟ فقلت:
نعم. فقال:
ويحك! كم
تراهم؟
أربعين؟ قلت: لا.
بل هم أكثر.
قَالَ:
فاخرجوا
بابني. فأشهد
لسمعت رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ
يقول: ((ما من
أربعين من
مؤمن يشفعون
لمؤمن إلا
شفعهم اللّه)).
Abdullah bin
Abbas'ın mevlası Kureyb (r.a.)'den; şöyle demiştir: Abdullah bin Abbas
(r.a.)'ın bir oğlu öldü. Sonra Abdullah (r.a.) bana:
Ya. Kureyb! Kalk
da bak, oğlum (un cenazesi) için kimse toplanmış mı? dedi.
Ben de (baktım
ve) Evet, dedim. Bunun üzerine: Vah sana! Toplananları kaç kişi sanıyorsun?
Kırk (kişi var) mı? diye sordu. Ben:
Hayır, onlar daha
fazladır, dedim. Bunun üzerine dedi ki: O halde oğlumun cenazesini çıkarın. Ben
şehadet ederim ki Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyururken
işittim: «Allah Teala bir mu'mine şefaat eden kırk kişilik mu'min cemaatin
şefaatini behemehal kabul buyurur.»
Diğer tahric:
Müsiim, Ebu Davud, Ahmed ve Beyhaki de Kureyb (r.a.)'in hadisini benzer
lafızlarla rivayet etmişlerdir.
AÇIKLAMA: Ebu Davud'un rivayetinde Nebi (s.a.v.)'e ait
hadisin meali şöyledir:
«Hiç bir
müslüman yoktur ki, ölür, Allah'a hiçbir şeyi ortak etmiyen kırk kişi onun
cenaze namazına durur da Allah onları o ölü hakkında şefaatçı etmez.»
Cemaatın ölüye
şefaat etmesinden maksad, ihlasla ölüye dua etmeleridir.Bu hadise göre bir
müslüman cenazenin önünde kırk kişilik bir mü'min cemaat ihlasla namaz kılıp,
ölüye dua ederse Allah Teala bu cemaatın şefaatını yani duasını kabul buyurur.