SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-CENAİZ

<< 1516 >>

DEVAM: 28- ŞEHİTLER ÜZERİNDE NAMAZ KILMAK VE ONLARI DEFNETMEK HAKKINDA GELEN HADİSLER BABI

 

حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، وسهل بْن أبي سهل. قالا: حَدَّثَنَا سُفْيَان بْن عيينة، عَن الأسود بْن قيس، سمع نبيحاً العنزي يقول:

 - سمعت جابر بْن عَبْد اللّه يقول: إن رَسُول اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسلَّمْ أمر بقتلى أحد أن يردوا إلى مصارعهم. وكانوا نقلوا إلى المدينة.

 

Cabir bin Abdillah (r.a.)'dan; şöyle demiştir: Uhud şehitleri, Medine'ye nakledilmiş oldukları halde Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), onların şehid edildikleri yerlere geri götürülmelerini emretti.

 

 

Diğer tahric: Tirmizi, Ahmed, Ebu Davud, Nesai ve Beyhaki de buna benzer lafızlarla rivayet etmişlerdir.

 

AÇIKLAMA: Hadis; şehidlerin, şehid edildikleri yerlere defnedilmelerinin gerektiğine ve başka yere nakledilmelerinin caiz olmadığına delalet eder. Alimler böyle hükmetmişlerdir.

 

Şehidlerin şehid edildikleri yerlere defnedilmeleri emri vücub için yorumlanmıştır.

Bu emrin, şehidlere mahsus olup, Uhud savaşının başlangıcına ait olduğu zahirdir. Daha sonrayı kapsamaz. Çünkü Uhud savaşında şehid edilen Abdullah (r.a.)'ın cenazesinin, oğlu Cabir (r.a.) tarafından ve savaştan altı ay sonra Baki' mezarlığına nakledildiği rivayet olunmuştur. Tıybi: Zahir şudur ki; nakle zaruret varsa nakledilir, yoksa nakledilemez, demiştir.

 

DİĞER CENAZELERİN BİR ŞEHİR'DEN BAŞKA BİR ŞEHRE NAKLEDİLME;LERİ

 

1- Malikiler'e göre cenaze, definden önce bir belde'den başka bir belde'ye nakledilebilir. Ancak bozulması veya kanaması korkusu varsa nakledilemez. Definden sonra ise; cesedin yırtıcı hayvanlar tarafından çıkarılması, suların cesedi alıp götürmesi, nakledileceği yerin bereketinden ölünün yararlanması ve yakınlarının ziyaretine imkan verilmesi gibi bir masıahat için nakil caizdir. Ancak bozulmuş olması gibi bir sakınca endişesi varsa caiz değildir. Malik'in delili Sa'd bin Ebi Vakkas (r.a.)'in ve Said b. Zeyd (r.a.)'in el-Akik'te ölmeleri ve oradan Medine'ye nakledilip burada defnedilmeleridir.

 

2- Hanefiler'e göre definden önce nakilde beis yoktur. Bir kavle göre namaz'ın kısaltılması için gerekli mesafeden daha az bir mesafeye nakledilmesi kaydı vardır. Bu mesafe doksan kilometre civarındadır. Diğer bir kavle göre daha uzak mesafelere de götürülebilir. Definden sonra nakil caiz değildir. Ancak ölünün defnedildiği yerin gasp edilmiş bir yer olması veya o yerin Şuf'a hakkıyla alınmak istenmesi, yahut defin esnasında para, elbise ve benzeri malların kabirde unutulması gibi bir mazeret dolayısıyla kabrin açılması caizdir.

 

3- Şafiiler'e göre definden önce cenaze'nin başka bir belde'ye nakledilmesi caiz değildir. Çüıikü nakil, defnin gecikmesine sebep olur, bir kavle göre mekruhtur. Ancak Mekke, Medine ve Mescid-i Aksa yakınında ölenin buralara nakledilmesi caizdir. Bazı Şafii alimleri: Büyük zatların yani veli ve alimlerin bulunduğu yerin yakınına defnedilrnek üzere ölülerin nakli caizdir, demişlerdir. Definden sonra nakil haramdır.

 

4- Hanbeliler'e göre bir salih'in yanına defnedilmek veya mübarek bir mıntıkaya götürülmek gibi meşru bir gaye için ölünün definden önce ve sonra naklinde beis yoktur. Ancak cenazenin bozulmaması emniyeti şarttır. Kokma, bozulma gibi sakınca korkusu varsa, nakil caiz değildir.