DEVAM: 38- ÖLÜYÜ KABRE
SOKMAK HAKKINDA GELEN HADİSLER BABI
حَدَّثَنَا
هارون بْن
إِسْحَاق.
حَدَّثَنَا
المحاربي،
عَن عمرو بْن
قيس، عَن
عطية، عَن أبي
سعيد؛
-
أن رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسلَّمْ أخذ
من القبلة،
واستقبل
استقبالا،
((واستل
استلالا)).
فِي
الزَوائِد: في
إسناده عطية
العوفي، وضعفه
الإمام أحمد.
Ebu Said
(r.a.)'den; şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (kabre
indirileceği zaman kabrin) kıble tarafından alınarak karşılandı ve na'şın
üzerinden yavaşça çekip çıkarıldı.
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Bunun isnadında bulunan Atiyye el-Avri'yi imam Ahmed zayıf
saymıştır,
AÇIKLAMA: Bu iki hadis de Zevaid türündendir. ilk hadiste
geçen "Selle" fiilinin masdarı olan "Sell"in manası, yavaş
yavaş ve tedricen bir şeyi çekip çıkarmaktır. Cenaze hakkında kullanıldığı
zaman alimler şöyle ta'rif etmişlerdir: Na'ş mezarlığa götürüldüğünde kabrin
ayak ucuna ve kabrin hizasına konulur, Sonra cesed na'şın üstünden yavaşça
çekilip çıkarılır ve önce baş kısmı kabre konulur, Sonra ayak kısmı kabre
indirilir. Veyahut önce ayaklar kabre indirilir, sonra baş kısmı kabre
indirilir. İşte buna "Sell" adı verilir. Bazen SelI ve İstilal lügat
manasıyla hadislerde gelir. Nitekim müellifin süneninin bazı nüshalarında
buradaki ikinci hadiste mevcud İ8tilal; yavaşça çekip çıkarma manasına
gelmiştir.
Ebu Rafi'
(r.a.)'in hadisinde Resuluııah (s.a.v.) tarafından defnedildiği ve kabrine su
serpildiği bildirilen Sa'd (r.a.)'ın hangi Sa'd olduğu hususunda sarih bir şeye
rastlamadım. Ancak Peygamber (s.a.v.)'in Sa'd bin Muaz (r.a.)'ın cenazesine
katıldığı sabittir. Hadisteki Sa'd ile bu zat'ın kastedilmiş olması kuvvetle
muhtemeldir.
BU HADİS'TEN
ÇIKARILAN FIKIH HÜKÜMLERİ
1- Ölü kabre
indirilirken yukarıda tarifi geçen SelI usulü meşrudur.
2- Definden
sonra kabrin üzerine su serpmek meşrudur.
Ebu Said
(r.a.)'in hadisine gelince; Zevaid türünden olan bu hadis, sünen nüshalarının bazılarında
kısadır. Eldeki nüshada parentez içine alınan: واستل
استلالا cümlesi bazı nüshalarda
yoktur. Ve fıkıh kitaplarında delil olarak nakledilen bu hadisin metninde,
sözkonusu cümle yoktur.
Yukarıda Seli
ve İstilaI kelimelerinin fıkıhçılar ve hadisçilerce yapılan istilahi manasına
bakılırsa bu cümlenin olmaması gerekir. Çünkü hatırlanacağı gibi bu iki
kelimenin istilahi manası kabrin ayak ucuna konmuş olan na'şın üzerinden ölüyü
yavaşça çekip çıkarmak ve kabre indirmektir. Oysa bu hadiste Peygamber
(s.a.v.)'in mübarek na'şının, kabrin ayak ucuna değil, kabrin kıble tarafına
konduğu ve kabre inen sahabilerin yüzleri kıbleye ve mübarek na'şa gelecek
tarzda mübarek Efendimizi na'şın üzerinden alıp kabre indirdikleri
bildirilmiştir. Durum böyle olunca yukarıda anlatılan Sell durumu söz konusu
değildir. Bu cümlenin bulunduğu nüshalarda mezkur kelimenin lügat manasına yani
yavaşça çekip çıkarma anlamına yorumlanması gerekir.
Bu hadis,
cenazenin kabre indirilirken kıble tarafından alınmasının meşruluğuna delalet
eder.
El-Menhel yazarı,
ölünün kabrin kıble tarafından veya ayak ucu tarafından alınması konusunda
alimlerin ortaya attıkları görüşleri şöyle anlatır:
1- Ebu
Hanife'nin kavline göre, na'ş kabrin kıble tarafına konulur. Ve ölü na'ştan
hafifçe alınarak kabre indirilir. Bu kavli; Ali bin Ebi Talib (r.a.) ve İshak
bin Rahuye (r.a.)'den de rivayet edilmiştir. Delilleri, yukarıdaki Ebu Said
(r.a.)'ın hadisidir. Fakat notta belirtildiği gibi senedi zayıftır. İkinci
delilleri; Ebu Davud'un el-Merasil'de İbrahim Nehai'den rivayet ettiği şu
mealdeki hadistir: "Peygamber (s.a.v.) kıble tarafından alınarak kabre
indirilmiş ve Sell usülü ile indirilmemiştir," Üçüncü delilleri
Beyhaki'nin İbn-i Abbas (r.a.), İbn-i Mes'ud (r.a.) ve Büreyde (r.a.)'den
rivayet ettiği: 'Sahabiler Peygamber (s.a.v.)'i kıble tarafından kabre
indirdiler.' mealindeki hadistir.
Beyhaki'nin
belirttiği gibi bu rivayetlerin tümü zayıftır. Üstelik Peygamber (s.a.v.)'in
kıble tarafından alınması düşünülemez. Çünkü kabr-i şerifi odanın kıble
tarafındaki duvarına iç taraftan bitişikti. Bu sebeple na'şın, kabrin kıble
tarafına konulması mümkün değildir.
2- Malik,
Şafii, Ahmed ve başkalarına göre Sell usulü ile yani kabrin ayak ucuna konulan
na'şın üzerinden ölü, alınıp, baş ucundan ileri çekilerek önce baş kısmı kabre
indirilir, sonra ayak kısmı indirilir. İbn-i Ömer, Enes, Abdullah bin Yezid,
Nehai, Şa'bi (r.anhum) ve başkaları da böyle demişlerdir. Bunların delilleri,
Ebu Davud ve Beyhaki'nin rivayet ettikleri Abdullah bin Yezid (r.a.)'in hadisi,
Beyhaki ve Şafii'nin İbn-i Abbas (r.a.)'dan rivayet ettikleri: 'Resulullah
(s.a.v.) baş tarafından Sell usulü ile kabre indirildi.' mealindeki hadisidir.
EI-Menhel
yazarı, bu grubun dayandığı başka delilleri de zikretmiştir.
3- Enes ve bir
rivayete göre İbn-i Ömer (r.a.), SelI usulüne hükmetmekle beraber: Ölü, na'şın
üzerinden çekilip çıkarılırken önce ayak kısmı kabre indirilir, demişlerdir.
EI-Menhel
yazarı, yukarıdaki görüşleri anlattıktan sonra: Sözkonusu ihtilaf, hangi şeklin
daha faziletli olduğu hakkındadır. Aslında hepsi caizdir. Delillerin kuvveti
yönünden SelI usulü ağırlık kazanır. Bugün için böyle yapmak daha kolaydır,
demiştir.