SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-CENAİZ

<< 1552 >>

DEVAM: 38- ÖLÜYÜ KABRE SOKMAK HAKKINDA GELEN HADİSLER BABI

 

حَدَّثَنَا هارون بْن إِسْحَاق. حَدَّثَنَا المحاربي، عَن عمرو بْن قيس، عَن عطية، عَن أبي سعيد؛

 - أن رَسُول اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسلَّمْ أخذ من القبلة، واستقبل استقبالا، ((واستل استلالا)).

 

فِي الزَوائِد: في إسناده عطية العوفي، وضعفه الإمام أحمد.

 

Ebu Said (r.a.)'den; şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (kabre indirileceği zaman kabrin) kıble tarafından alınarak karşılandı ve na'şın üzerinden yavaşça çekip çıkarıldı.

 

Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun isnadında bulunan Atiyye el-Avri'yi imam Ahmed zayıf saymıştır,

 

AÇIKLAMA: Bu iki hadis de Zevaid türündendir. ilk hadiste geçen "Selle" fiilinin masdarı olan "Sell"in manası, yavaş yavaş ve tedricen bir şeyi çekip çıkarmaktır. Cenaze hakkında kullanıldığı zaman alimler şöyle ta'rif etmişlerdir: Na'ş mezarlığa götürüldüğünde kabrin ayak ucuna ve kabrin hizasına konulur, Sonra cesed na'şın üstünden yavaşça çekilip çıkarılır ve önce baş kısmı kabre konulur, Sonra ayak kısmı kabre indirilir. Veyahut önce ayaklar kabre indirilir, sonra baş kısmı kabre indirilir. İşte buna "Sell" adı verilir. Bazen SelI ve İstilal lügat manasıyla hadislerde gelir. Nitekim müellifin süneninin bazı nüshalarında buradaki ikinci hadiste mevcud İ8tilal; yavaşça çekip çıkarma manasına gelmiştir.

 

Ebu Rafi' (r.a.)'in hadisinde Resuluııah (s.a.v.) tarafından defnedildiği ve kabrine su serpildiği bildirilen Sa'd (r.a.)'ın hangi Sa'd olduğu hususunda sarih bir şeye rastlamadım. Ancak Peygamber (s.a.v.)'in Sa'd bin Muaz (r.a.)'ın cenazesine katıldığı sabittir. Hadisteki Sa'd ile bu zat'ın kastedilmiş olması kuvvetle muhtemeldir.

 

BU HADİS'TEN ÇIKARILAN FIKIH HÜKÜMLERİ

 

1- Ölü kabre indirilirken yukarıda tarifi geçen SelI usulü meşrudur.

2- Definden sonra kabrin üzerine su serpmek meşrudur.

 

Ebu Said (r.a.)'in hadisine gelince; Zevaid türünden olan bu hadis, sünen nüshalarının bazılarında kısadır. Eldeki nüshada parentez içine alınan: واستل استلالا cümlesi bazı nüshalarda yoktur. Ve fıkıh kitaplarında delil olarak nakledilen bu hadisin metninde, sözkonusu cümle yoktur.

 

Yukarıda Seli ve İstilaI kelimelerinin fıkıhçılar ve hadisçilerce yapılan istilahi manasına bakılırsa bu cümlenin olmaması gerekir. Çünkü hatırlanacağı gibi bu iki kelimenin istilahi manası kabrin ayak ucuna konmuş olan na'şın üzerinden ölüyü yavaşça çekip çıkarmak ve kabre indirmektir. Oysa bu hadiste Peygamber (s.a.v.)'in mübarek na'şının, kabrin ayak ucuna değil, kabrin kıble tarafına konduğu ve kabre inen sahabilerin yüzleri kıbleye ve mübarek na'şa gelecek tarzda mübarek Efendimizi na'şın üzerinden alıp kabre indirdikleri bildirilmiştir. Durum böyle olunca yukarıda anlatılan Sell durumu söz konusu değildir. Bu cümlenin bulunduğu nüshalarda mezkur kelimenin lügat manasına yani yavaşça çekip çıkarma anlamına yorumlanması gerekir.

Bu hadis, cenazenin kabre indirilirken kıble tarafından alınmasının meşruluğuna delalet eder.

 

El-Menhel yazarı, ölünün kabrin kıble tarafından veya ayak ucu tarafından alınması konusunda alimlerin ortaya attıkları görüşleri şöyle anlatır:

 

1- Ebu Hanife'nin kavline göre, na'ş kabrin kıble tarafına konulur. Ve ölü na'ştan hafifçe alınarak kabre indirilir. Bu kavli; Ali bin Ebi Talib (r.a.) ve İshak bin Rahuye (r.a.)'den de rivayet edilmiştir. Delilleri, yukarıdaki Ebu Said (r.a.)'ın hadisidir. Fakat notta belirtildiği gibi senedi zayıftır. İkinci delilleri; Ebu Davud'un el-Merasil'de İbrahim Nehai'den rivayet ettiği şu mealdeki hadistir: "Peygamber (s.a.v.) kıble tarafından alınarak kabre indirilmiş ve Sell usülü ile indirilmemiştir," Üçüncü delilleri Beyhaki'nin İbn-i Abbas (r.a.), İbn-i Mes'ud (r.a.) ve Büreyde (r.a.)'den rivayet ettiği: 'Sahabiler Peygamber (s.a.v.)'i kıble tarafından kabre indirdiler.' mealindeki hadistir.

 

Beyhaki'nin belirttiği gibi bu rivayetlerin tümü zayıftır. Üstelik Peygamber (s.a.v.)'in kıble tarafından alınması düşünülemez. Çünkü kabr-i şerifi odanın kıble tarafındaki duvarına iç taraftan bitişikti. Bu sebeple na'şın, kabrin kıble tarafına konulması mümkün değildir.

 

2- Malik, Şafii, Ahmed ve başkalarına göre Sell usulü ile yani kabrin ayak ucuna konulan na'şın üzerinden ölü, alınıp, baş ucundan ileri çekilerek önce baş kısmı kabre indirilir, sonra ayak kısmı indirilir. İbn-i Ömer, Enes, Abdullah bin Yezid, Nehai, Şa'bi (r.anhum) ve başkaları da böyle demişlerdir. Bunların delilleri, Ebu Davud ve Beyhaki'nin rivayet ettikleri Abdullah bin Yezid (r.a.)'in hadisi, Beyhaki ve Şafii'nin İbn-i Abbas (r.a.)'dan rivayet ettikleri: 'Resulullah (s.a.v.) baş tarafından Sell usulü ile kabre indirildi.' mealindeki hadisidir.

 

EI-Menhel yazarı, bu grubun dayandığı başka delilleri de zikretmiştir.

 

3- Enes ve bir rivayete göre İbn-i Ömer (r.a.), SelI usulüne hükmetmekle beraber: Ölü, na'şın üzerinden çekilip çıkarılırken önce ayak kısmı kabre indirilir, demişlerdir.

 

EI-Menhel yazarı, yukarıdaki görüşleri anlattıktan sonra: Sözkonusu ihtilaf, hangi şeklin daha faziletli olduğu hakkındadır. Aslında hepsi caizdir. Delillerin kuvveti yönünden SelI usulü ağırlık kazanır. Bugün için böyle yapmak daha kolaydır, demiştir.