SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-CENAİZ

<< 1566 >>

45- KABİRLER ÜZERİNDE YÜRÜMEK VE OTURMANIN NEHYİ HAKKINDA GELEN HADİSLER BABI

 

حَدَّثَنَا سويد بْن سعيد. حَدَّثَنَا عَبْدُ العزيز بْن أبي حازم، عَن سهيل، عَن أبيه، عَن أبي هُرَيْرَة؛ قَالَ:

 - قال رَسُول اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسلَّمْ: ((لأن يجلس أحدكم على جمرة تحرقه خير له من أن يجلس على قبر)).

 

Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu demiştir:

 

«And olsun ki siz'den birisinin vücudunu yakıcı bir ateş parçası üzerinde oturması, onun bir kabir üzerinde oturmasından kendisi için daha iyidir.»

 

 

Bu hadisi, Müslim, Ebu Davud, Nesai, Ahmed bin Hanbel ve Beyhaki de rivayet ettiler.

 

AÇIKLAMA: Ebu Davud'un rivayetindeki hadis, mealen şöyledir: «Andolsun ki sizden birisinin elbisesini yakıp derisine bir ateş parçası üzerinde oturması; bir kabir üzerinde oturmasından kendisi için daha iyidir.»

 

Kabir üzerinde oturmaktan uzaklaştırmanın hikmeti, oturmanın ölü müslümanın hakkını hafife almak ve ona eziyet etmektir. Nitekim İbn-i Mes'ud (r.a.)'e kabre basmanın hükmü sorulmuş, kendisi: Ben hayatta olan bir mu'mine eziyet etmekten nefret ettiğim gibi ölümünden sonra da ona eziyet etmekten nefret duyarım, diye cevap vermiştir.

 

Bir kavle göre kabir üzerinde oturmaktan maksad, kabrin başından uzun süre ayrılmayıp matem tutmak için olan oturmaktır.

 

Hadiste kabir umumi olarak zikredilmiştir. El-Menhel yazarının dediğine göre gayri müslimlerin kabirleri de bu hükme girer. Gerçi müellifimizin bundan sonra gelen hadisinde «Müslümanın kabri» diye kayıtlama var ise de o kayıt, müslümanın şerefinin yüceliğini belirtmek içindir. Asıl ihtiram da onadır.

 

Hadisin zahirine göre kabir üzerinde oturmak haramdır Fakat Fıkıhçıların cumhuru, hadtsteki tehdidi, kerahet anlamına yorumlamışlardır. Tabiidir ki küçük su dökmek veya büyük abdest bozmak için kabir üzerinde oturmak haramdır. Alimler bu hususta müttefiktir. Bundan sonra gelecek hadiste belirtileceği gibi kabir üzerinde yürümek de oturmak gibidir. Hatta kabre dayanmak da oturmak gibidir. Çünkü Ahmed'in rivayetine göre Nebi efendimiz (s.a.v.) Amr bin Hazm (r.a.)'i bir kabre yaslanmış olarak görmüş ve Ona: «Bu kabrin sahibine eziyet etme.» buyurmuştur.

 

Zaruret halinde kabir üzerinde oturmakta sakınca yoktur.

Malikiler'e göre kabir üzerinde oturmak mekruh değildir.

 

Çünkü Malik'in rivayet ettiğine göre Ali bin Ebi Talib (r.a.) kabirlerin üzerine başını koyardı ve üzerlerinde uzanırdı. Tahavi de ricali sika bir senedie bunu rivayet etmiştir. Buhari de Nafi' (r.a.)'den rivayet ettiğine göre İbn-i Ömer (r.a.) kabirler üzerinde otururdu.

 

Bu grubtaki alimlere göre yasaklanan oturmaktan maksad, abdest bozmak için olan oturmaktır. EI-Menhel yazarı bu yoruma mesned olan Muhammed bin Ka'b el-Karazi (r.a.) ile Ebu Ümame (r.a.)'in hadislerini zikretmiştir. Konunun uzamaması için buraya aktarmaktan vazgeçtim.