DEVAM: 53- ÖLÜ ÜZERİNDE
AĞLAMAK HAKKINDA GELEN HADİSLER BABI
حَدَّثَنَا
سويد بْن
سعيد.
حَدَّثَنَا
يحيى بْن
سليم، عَن ابن
خثيم، عَن شهر
بْن حوشب، عَن
أسماء بنت
يزيد؛ قالت:
-
لما توفي ابن
رَسُول اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ،
إبراهيم،
بكى، رَسُول
اللَّهِ
صَلَى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ.
فقال له
المعزي: ((إما أبو
بكر وإما عمر))
أنت أحق من
عظم اللَّه
حقه، قال
رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ:
((تدمع العين
ويحزن القلب،
ولا نقول ما
يسخط الرب.
لولا أنه وعد
صادق وموعود
جامع، وأن
الآخر تابع
للأول لوجدنا
عليك يا إبراهيم
أفضل مما
وجدنا. وإنا
بك لمحزونون)).
فِي
الزَوائِد:
إسناده حسن.
رواه البخاري
ومسلم وأبو
داود، من حديث
أنس.
Esma' binti Yezid
(r.anha)'dan şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in oğlu
İbrahim vefat edince Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ağladı. (gözleri
yaşardı) Onu ta'ziye eden (ya Ebu Bekir yada Ömer (r.a.)) O'na: Sen Allah
hakkını ta'zim edenlerin en liyakatlısısın, dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem):
«Göz yaşarır,
kalb mahzun olur. Biz Rabbimizin razı olmayacağı söz söylemeyiz. Eğer ölüm
sadık bir vaad, va'dedilen umumi bir şey olmasaydı ve sonraya kalan önce olan'a
tabi olmasaydı (o da ölmeseydi); Ey İbrahim ! şu anda duyduğumuz üzüntü'den
fazla şiddetli bir üzüntü duyacaktık ve gerçekten biz, senin için cidden
mahzunuz.» buyurdu.
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Bunun senedi hasendir, Buhari, Müslim ve Ebu Davud, bu
hadisi Enes (r.a.)'den rivayet etmişlerdir,
AÇIKLAMA: Buhari ve Ebu Davud'un Enes (r.a.)'den olan
rivayetlerinde Nebi (s.a.v.)'in ağlamasını ifade eden cümle: "Resulullah
(s.a.v.)'in gözleri yaşardı." şeklindedir, Gerek bu cümle ve gerekse Nebi
(s.a.v.)'e ait metin cümleleri, Onun sesli ağlamadığını, sadece gözlerinden yaş
aktığını belirtirler .
Mariye-i
Kıbtiye (r.anha)'dan doğma olan İbrahim, hicretin sekizinci yılı Zilhicce
ayında doğmuş, onuncu yıl Rebiu'l-Evvel ayının onuncu gecesinde vefat etmiş ve
Baki'ye defnedilmiştir: ibn-i Battal: Bu hadis, mübah ağlamayı ve caiz olan
üzüntüyü açıklar, O da Allah Teala'nın rızasına aykırı davranmaksızın gözünün
yaşarması ve kalbin mahzun olmasıyla olan ağlama ve üzülmedir, demiştir,