DEVAM: 53- ÖLÜ ÜZERİNDE
AĞLAMAK HAKKINDA GELEN HADİSLER BABI
حَدَّثَنَا
مُحَمَّد بْن
عَبْدُ الملك
بْن أبي
الشوارب.
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الواحد بْن زياد.
حَدَّثَنَا
عاصم الأحول،
عَن أبي عثمان
عَن أسامة بْن
زيد؛ قَالَ:
-
كان ابن لبعض
بنات رَسُول
اللَّهِ صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ
يقضي. فأرسلت
إليه أن
يأتيها. فأرسل
إليها أن ((لله
ما أخذ وله ما
أعطى. وكل شيء
عنده إلى أجل
مسمى. فلتصبر ولتحتسب)).
فأرسلت إليه،
فأقسمت عليه.
فقام رَسُول
اللَّهِ
صَلَى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ
وقمت معه.
ومعه معاذ بْن
جبل، وأبي بْن
كعب، وعبادة
بْن الصامت.
فلما دخلنا
ناولوا الصبي
رَسُول
اللَّهِ صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ،
وروحه تقلقل
في صدره. قال
حسبته قَالَ:
كأنها شنة.
قال فبكى
رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسلَّمْ.
فقال له عبادة
بْن الصامت:
ما هذا يا رسول
اللَّه؟ قال:
((الرحمة التي
جعلها اللَّه
في بني آدم.
وإنما يرحم
اللَّه من
عباده الرحماء)).
Usame b. Zeyd
(r.a.)'dan şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in
kızlarından birisinin oğlu ölmek üzere idi. Oğlanın annesi, Efendimiz'e haber
göndererek yanına uğramasını istedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
de ona:
«Allah'ın aldığı
her şey Allah'a aittir. Ve verdiği herşey de Allah'a aittir. Ve Allah'ın
ilminde herşey belirli bir anda son bulur. Artık kızım sabretsin. Ve bu sabrın
Allah indindeki sevabını beklesin. » diye cevap yolladı. Bu cevap'tan sonra
oğlan'ın annesi Efendimize and vererek yanına uğramasını istedi. Bunun üzerine
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (kızının evine gitmek üzere) ayağa
kalktı. Ben de Onunla beraber kalktım. Ve beraberinde Muaz bin Cebel, Ubeyy bin
Ka'b ve Ubade bin es-Samit (r.anhum) vardı. (Çocuğun bulunduğu odaya)
girdiğimiz zaman çocuğu Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e verdiler. Çocuğun
ruh'u göğsüne gelmiş vaziyette ızdırapta idi.
Ravi demiştir ki:
Usame (r.a.)'ın: Çocuk (zayıflıktan dolayı) eski bir kırbaya benziyordu,
dediğini zannediyorum. Usame (r.e.) demiştir ki: Resulullah (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) ağladı. Ubade bin es-Samit (r.a. ona): Nedir bu (ağlama) Ya
Resulullah ? dedi. Efendimiz:
«Adem oğullarına
Allah'ın verdiği rahmet (eseri) dir. Allah, kullarından ancak merhametli
olanlara merhamet eder.»
Diğer tahric:
Ahmed, Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesai ve Beyhaki de bunu rivayet etmişlerdir.
AÇIKLAMA: Çocuğu hasta olan Nebi (s.a.v.)'in kızının Zeyneb
(r.anha) olduğu İbn-i Ebi Şeybe'nin rivayetinde belirtilmiştir. Ayni'nin naklen
beyanına göre Dimyati, bu hadisin haşiyesinde çocuğun adının Ali bin Ebi'l-As
bin er-Rebi olduğunu kendi el yazısıyla bildirmiştir. Zeyneb (r.anha) Nebi
(s.a.v.)'in geltmesini istemiş, Nebi (s.a.v.) ise önce gitmekten imtina'
etmiştir. İmtinaın sebebinin Allah'a tam teslimiyetle bağlanmayı açıklaması
veya bu tür davetlere icabet etmenin vacib olmadığını açıklaması muhtemeldir. Zeyneb
(r.anha) ikinci defa Nebi (s.a.v.)'i çağırtmış ve israrla gitmesini istemiştir.
Çünkü Zeyneb (r.anha) Nebi (s.a.v.)'in gitmesiyle duyduğu elemin dineceği ve
Peygember (s.a.v.)'in duasının bereketiyle çocuğun şifa bulacağı kanaatindeydi.
Bazı rivayetlerde
.... cümlesi yerine; = ''Resulullah. (s.a.v.)'in gözleri yaşlarla dolup
taştı." cümlesi bulunur. Bu rivayet, Nebi (s.a.v.)'in ağlayışının sessiz
ve göz yaşlarını dökmek suretiyle olduğuna delalet eder.
Ebu Davud'un
rivayetinde hasta çocuğun oğlan veya kız olduğu ifadesi bulunur. Bu tereddüt
Üsame (r.a.)'den olabildiği gibi, ondan sonra gelen herhangi bir raviye ait
olması da muhtemeldir. El-Fetih'te hasta çocuğun Ümame adlı kız olduğu
rivayetinin isabetli olduğu söylenmiş ve Tabarani'nin rivayeti delil
gösterilmiştir.
EI-Menhel
yazarı şöyle der: Allah Teala Nebiine ikram ederek, ölmek üzere olan torunu
Ümame'ye şifa verdi. Ve çocuk büyüdü. Fatıma (r.anha)'nın vefatından sonra Ali
bin Ebi Talib (r.a.) ile evlendi. Ali (r.a.) şehit edildiğinde hayatta idi.
Bazı
rivayetlerde Nebi (s.a.v.)'e: «Nedir bu ağlama?» diye hayretini ifade eden
sahabinin Sa'd bin Ubade (r.a.) olduğu bildirilmiştir. Soru sahibi sahabinin
hayret etmesinin sebebi şu olabilir: Kendisi ağlamanın her çeşidinin haram
olduğunu ve Nebi (s.a.v.)'in bu hükmü unuttuğunu zannettiği için hatırlatma
kabilinden sormuş olabilir. Nebi (s.a.v.) de sessiz ağlamanın caiz olduğunu
haber vermiş ve: ''Göz yaşları Allah'ın dilediği kullarının kalbIerine
yerleştirdiği merhametin eseridir. Kasten ve istiyerek yapılan bir hareket
değildir'' demek istemiştir.
HADİSİN FIKIH
YÖNÜ :
1- Ölüm
döşeğine girenlerin yanına fazilet sahiplerinin gitmesi meşrudur. Çünkü
dualarının bereketi umulur.
2- Fazilet
sahiplerinin gitmesini sağlamak için yemin vermek caizdir. Bu yemine riayet
etmek de müstehabtır.
3- Hasta
sahiplerini ölüm vukuatından önce teselli etmek, onlara sabır tavsiyesi vermek
meşrudur,
4- Hasta küçük
çocuk bile olsa, ziyaret edilmesi meşrudur,
5- Sessiz
ağlamak caizdir,
6- Şer'i
hükümlere zahiren aykırı görülen büyüklerin hareketlerinin sebebinin küçükler
tarafından sorulması meşrudur,
7- Allah
Teala'nın yaratıklarına karşı şefkatli ve merhametli olmaya, katı yürekli
olmamaya hadiste tesvik vardır,